Milli Savunma Bakanı Yılmaz:

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Edirne'den Kars'a, Hakkari'den İzmir'e, Sinop'tan Mersin'e kadar her kilometrekaresindeki insanların gece 12'de dışarı çıkabilmesini, sahura kadar dışarıda olabilmesini, sabah namazına camiye gidebilmesini ve bunu da gönül huzuru içinde yapabilmesini istiyoruz" dedi. Kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir otelde bir araya gelen Yılmaz, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin bölgede güçlü bir orduya ihtiyacı olduğunu belirterek, güçlü olunması takdirde hak ve özgürlüklerin daha iyi kullanılabileceğini söyledi. Emniyet ve silahlı kuvvetlerin elindeki silahları vatandaşların özgürlüklerini kısıtlamak için kullanmadığına dikkati çeken Yılmaz, "Onlar elindeki silahla vatandaşın özgürlüklerinin güvencesi olmak için var. İyi bir silahlı kuvvetlerimiz olursa dışarıdan caydırıcılık sağlıyoruz. Hiçbir ülke Türkiye'yle savaşmayı göze alamaz. Elhamdulillah Türkiye çok iyi bir noktada" diye konuştu. Suriye'nin birkaç gün önce Lübnan'ı bombaladığını anımsatan Yılmaz, şunları kaydetti: "Niye bombalıyor Suriye. Lübnan'ın o bölgesinde Suriye'den giden göçmenler vardı. Niye bombalıyor çünkü kendisini güçlü, Lübnan'ı güçsüz görüyor. Lübnan'da bir silahlı kuvvetler olmadığını düşünüyor. Bizde Lübnan'da bulunan göçmenden daha fazla göçmen var. Türkiye'ye karşı bunu yapabilir mi? Yapamaz. Çok güçlü bir şekilde caydırıcı bir gücümüz var. Türkiye'nin şu anki mevcut silahlı kuvvetlerinin gücü 80 yıllık Türkiye'nin en güçlü olduğu dönemdir. Geçmişte Atak helikopterimizi üretmiyorduk, Kıbrıs Harekatı'nda olanları da kullanmak için engel çıkarıyorlardı, ambargo uyguluyorlardı. Kendi eğitim uçağımızı yapıyoruz, insansız hava aracımızı yapıyoruz, kara araçlarımızın hepsini yapıyoruz. Silahlı kuvvetlerimizle herkesin gurur duyması lazım." -Çözüm süreci Bakan Yılmaz, çözüm sürecinin milletin talebi olduğunu belirterek, sürece kötü diyen kişinin olmadığını kaydetti. Bazı görüntülerin milleti rahatsız ettiğini ancak neticeye bakılması gerektiğini anlatan Yılmaz, sürecin artıları ve eksilerinin bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Ama nihayetine baktığınızda herkes diyor ki, "Bir eve ateş düşmemesi bir çok şeye bedel." Oradaki 3-5 paçavranın geçici bir süre için görülmesi, 3-5 kendini bilmezin hukuku ihlal etmesi ama bilinki Türkiye Cumhuriyeti hukuku geç işler, yavaş işler ama hak yerine gelir. Dolayısıyla milletimiz o kendisini rahatsız eden görüntülerden Türkiye'nin hakkından hukukundan birşey kaybedildiği şekilde algılanmasın. Türkiye iyi bir yolda gidiyor. Bugün Hakkari'ye gitseniz gece vatandaşlar 12'ye kadar sokakta. Diyorlar ki "Şimdiye kadar hiçbir zaman böyle olmadı." Diyarbakır'da da böyle. Edirne'den Kars'a, Hakkari'den İzmir'e, Sinop'tan Mersin'e kadar her kilometrekaresindeki insanların gece 12'de dışarı çıkabilmesini, sahura kadar dışarıda olabilmesini, sabah namazına camiye gidebilmesini ve bunu da gönül huzuru içinde yapabilmesini istiyoruz. O bölgeye de bir huzur geldi. Birkaç rahatsız edici husus var ama onlar için de milletimiz sabretsin." Terör örgüt PKK üyelerinin bu davranışlarla bir mesaj vermeye çalıştığına dikkati çeken Yılmaz, ama bu durumun resmin bütününü yansıtmadığını kaydetti. Yılmaz, Türkiye'nin şu anda hiçbir dönemde olmadığı kadar huzur içinde olduğuna değinerek, "Bu süreç milletin talebidir. Destek çok büyüktür. Biz de millet ne derse onun takipçisi olacağız. Yurt dışında bağlantıları var. Yurt dışında bazı yerlerle temasa geçiyorlar. Bu temaslarda Türkiye'nin büyümesini istemiyorlar. Dolayısıyla istiyorlar ki bu Türkiye'de kalsın. Biraz sabredersek, birlik ve beraberliğimizi korursak bu süreç 76 milyonun menfaatinedir diye görürsek inşallah huzura ereceğiz diyoruz. Bizim ulusumuzun biraz sabretmesi gerekir. İyi bir yolda gidiyoruz" ifadelerini kullandı. - Akil İnsanlar Heyeti'nin Başbakan'a sunduğu rapor Akil İnsanlar Heyeti'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunduğu raporların da incelendiğine değinen Yılmaz, sadece bir gruba ilişkin değil, 76 milyonun temel hak ve özgürlüklerinin artırılması yolunda çalışma yapıldığını anlattı. Yılmaz, Türkiye'nin gerek ekonomik bakımdan, gerekse de demokratik hak ve özgürlükler bakımından yarın, bugünden daha iyi olacağını vurgu yaparak, "Bu ülke hepimizin. Herkes bu ülkenin huzuruna, esenliğine, birliğine ve beraberliğine katkıda bulunması lazım. Bundan herkes menfaat elde eder. Bizimki ırka dayalı bir devlet değil. Etnik, dinsel ve bölgesel milliyetçiliğe hayır. Bölgemizi öne çıkarmak, dinimizi öne çıkarmak veya etnik kimliğimizi öne çıkarmak bizim düşünce ve kültürümüzde yoktur" diye konuştu.