Yüzmeye ailesinin yönlendirmesiyle 6 yaşındayken sağlıklı yaşamak amacıyla başladığını belirten Zülal, AA muhabirine açıklamada bulundu.
O yaşlarda suyu çok sevmesi, sosyalleşme ve bir takımın içinde bulunma isteğiyle yüzme macerasının başladığını ve Fenerbahçe'yi seçtiğini anlatan 25 yaşındaki sporcu, "Fenerbahçe dışında herhangi bir kulüpte olmayı, temsil etmeyi bir an olsun aklımdan geçirmedim. Hiçbir zaman da istemem. Çünkü gerçekten Fenerbahçeli olmak bir ayrıcalık, bir bağlılık" ifadelerini kullandı.
Zülal Zeren, Türkiye'de amatör branşlara en çok destek veren kulübün Fenerbahçe olduğunu dile getirdi.
Sarı-lacivertlilerin sadece spordaki 9 branşta değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerinde de ön planda olduğunu vurgulayan Zülal, şöyle devam etti:
"Bu durumun Fenerbahçe'yi çok ayrı bir noktaya getirdiğini düşünüyorum. Bunlar çok özel şeyler. Fenerbahçe, Türkiye'de amatör branşlara en çok destek veren kulüp. Başkanımız ve yönetimimiz, şubeleri güçlendirmek ve dünyada bir başarı göstermek için elinden geleni yapıyor. Taraftarımız da her zaman bizi destekliyor."
İlk Türkiye rekorunu 12 yaşındayken kırdığını ve bunun yüzmeyi tamamen hayatına soktuğunu da anlatan Zülal, "Milli takıma da aynı yaşta girdim. O yaşta bir çocuğun öyle bir rekorla milli takıma girmesi çok özel hissettiriyor. Bu, bana ileride daha başarılı olacağımı gösterdi ve arkasından rekorlar birbirini takip etti" diye konuştu.
Zülal Zeren, koronavirüs sürecinin sporcuları çok etkilediğini aktardı.
Özellikle olimpiyat kotası alan sporcuların bu süreçte boşluğa düştüğünü kaydeden milli yüzücü, "Bu koronavirüs süreci bütün sporcuları çok etkiledi ama benim şahsi fikrim, yüzücüleri daha çok etkiledi. Çünkü biz kendi sporumuzu maalesef sadece suda gerçekleştirebiliyoruz. Dışarıda ne yaparsak yapalım suya girmediğimiz sürece ancak kondisyonumuzu koruyabiliriz. Bizim için en zoru sudan uzakta kalmak" değerlendirmesinde bulundu.
Sporun yanında eğitimini de tamamlayan ve şu anda sporcu diyetisyenliği de yapan Zülal, spor ve eğitimin beraber yürütülmesine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Eğitim ve spor beraber nasıl gidiyor diye hangi sporcuya sorarsanız sorun, alacağınız cevap çok zor olacaktır çünkü gerçekten çok zor. Çok büyük bir özveri istiyor. Sporcu sosyal hayatından çok büyük bir fedakarlık yapıyor. Ama eğitim söz konusuysa bu biraz da sporcunun elinde. Bazı sporcular sadece sporla uğraşmayı seçiyor. Benim gibi bazı sporcular da sporun yanında eğitimini de devam ettirmeye çalışıyor. Ben doğru yolun bu olduğunu düşünüyorum."
Sporcu diyetisyenliğinin çok dinamik bir meslek olduğunu anlatan Zülal, bu sayede sporu bıraktığında da sporun içinde kalacağını ifade etti.
Zülal Zeren, kariyeri boyunca birçok organizasyona katıldığını ve en önemli hedefinin olimpiyatlar olduğunu dile getirdi.
Tokyo Olimpiyat Oyunları'nın 2021'e ertelendiğini ve koronavirüs sürecinin olumsuz devam etmesi halinde iptal edilebileceğini kaydeden Zülal, "Şu anda olimpiyatlarla ilgili çok büyük bir belirsizlik var. Bu, sporcular için çok zor bir durum çünkü neye hedef koyacağını şaşırıyor. Mesela ben ilk olimpiyatlar iptal olduğunda çok büyük bir boşluğa düştüm. Yüzme kariyerim boyunca her türlü yarışa gittim ve benim için en önemli hedef olimpiyatlar. Oraya da gidip spor hayatımı taçlandırıp mesleğime yönelmek istiyorum" şeklinde görüş belirtti.
Eğitimi sebebiyle yüzmeye 1 yıl ara verdiğini ve olimpiyatların ertelenmesinin kendisi adına avantaja dönüştüğünü vurgulayan Zülal, şöyle konuştu:
"Bu durum oradaki açığımı kapatmama yaradı. Bir sene daha fazla antrenman yapıp şansımı artırmak adına benim için iyi oldu. Hedefim, ülkemizi ve kulübümü olimpiyatlarda temsil etmek. Eğer bir olimpiyat daha görürsem yarı final, final, inşallah ilk üçte ülkemi temsil etmek ama şu an için bu olimpiyatın kendi adıma son olimpiyat olacağını düşünüyorum. 2024'e gitmek istiyorum, bir daha deneyeceğim de diyebilirim ama şu anda bu belirsiz. Bence kariyerim için 30 yaş bana yeter."
Zülal Zeren, sporun futboldan ibaret olmadığını ve özellikle ailelerin küçük çocuklarına her branşı denetmeleri gerektiğini söyledi.
Fenerbahçe'nin amatör sporlara verdiği desteğe dikkati çeken milli sporcu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Spor, sadece futboldan ibaret değil. Kulübümüzün bize verdiği desteği kendi halkımızdan da görmek isterdim. Futbola verdikleri ilgiyi amatör branşlara da vermelerini çok isterim. Küçük yaşta çocukların spora yönlendirilmesinde ailelerin biraz daha geniş düşünmesini öneririm. Çocukları istemedikleri spora zorluyor olabilirler. Bir çocuğu tek bir dala değil, farklı dalları test edecekleri şekilde yönlendirmelerini tavsiye ederim. Ben birçok spor branşı deneyip yüzmeyi tercih ettim. Yüzme bireysel bir spor olduğu için ayrıca öneririm. Bireysel sporlarda tamamen her şey senin elinde."
(AA)