Milyarlık Vurguna Dava

İzmir'de, bir sigorta şirketinde çalışan 47 yaşındaki D.İ., menkul kıymetler şirketinde müdür yardımcısı akrabası olduğunu ve fon işlemlerinden haftada yüzde 25 garanti sözü verdiği A.N.Ç., U.Ç. ile E.C.'yi yüksek miktarda dolandırmak suçundan hakkında dava açıldı. İş dünyasına sızan D.İ.'nin, iyi niyetlerinden faydalanıp kendilerini dolandırdığını belirten mağdurlar soluğu savcılıkta aldı.

Menkul kıymetler şirketinde genel müdür yardımcısı E.Y.'nin halasının oğlu olduğunu belirterek kurbanlarına güven aşılayan D.İ., aldığı yüklü miktarda paraya karşılık verdiği yüzde 25 sözünü tutmayınca gerçek yüzü ortaya çıktı. Sigortacı kadının haftada yüzde 25 faiz sözünü tutmadığı gibi verdikleri parayı geri alamayan mağdurlar, soluğu savcılıkta aldı. Polis ve savcılık aşamasında suçunu itiraf eden D.İ hakkında dava açıldı. İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada tutuksuz yargılanan D.İ., menkul kıymetler şirketinde halasının oğlunun yönetici olduğunu, verilen paralar karşılığında haftada yüzde 25 faiz sözü verdiğini mahkemede itiraf etti. Dava ile ilgili kendisine soru soran gazetecilere hakkında dava açıldığını belirten D.İ., şöyle konuştu: "Benden şikayetçi olanlardan borç almıştım. Zamanında borcumu ödeyemedim. Borcuma karşılık senet verdim. Borç aldığım kişiler olayı saptırarak dolandırıcılığa sokmak istiyor. Onların iddiaları doğru olsaydı şimdi ben cezaevinde olurdum."

SAVCILIK VE MAHKEMEDE SUÇUNU İTİRAF ETTİ

İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada dolandırıcılık suçundan yargılanan sigortacı D.İ., kendisinden şikayetçi olan kişilerden bölümler halinde para aldığını ve bu paralar karşılığında kendilerine senet verdiğini doğruladı. Yapılan ilk duruşmaya avukatı ile birlikte katılan D.İ., sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim E.B.'nin babasından 40 bin TL ve diğer müşteki A.N.Ç.'den 10 bin lira parayı borsada değerlendirmek için aldığım hususu doğrudur. Sonrasında iade edemedim. Haftalık getirisinin yüzde 25 olacağı konusunda anlaştık. İlk hafta getirisi olarak ben 2 bin lira E.C.'nin sekreterine ödedim. Yine para aldığım U.Ç.'ya bin 500 lira verdim. Parayı elimden çıkardığım ve çeviremediğimden dolayı E.C. bana 'madem sen bunu yeğeninle birlikte yapıyorsun, bana bir senet ver' dedi. Bende danışmanlık şirketinde yöneticilik yapan E.Y.'ın haberi olmadan onun adına senedi doldurdum ve imzasını taklit ettim. Aldığım 100 bin lira karşılığında E.C.'na verdiğim senede de aynı miktarı yazdım. Senede kendi adımı da yazdım. Diğer para aldığım kişilere de aynı şekilde senet verdim"

BİZE ÖNCE GÜVEN VERDİ SONRA DOLANDIRDI

Bir şirketin üst düzeyinde yöneticilik yapan ve duruşmaya avukatı ile birlikte katılan E.C. de şunları söyledi: "Önceden tanıdığım D.İ., çok karlı bir yatırım konusundan söz etti. Borsa konusunda danışmanlık yapan bir şirkette müdürlük yapan halasının oğlu sayesinde çok sayıda kişiye para kazandırdığını ve haftada yüzde 25 getiri sağladığını söyledi. Bu konu üzerinde iyice konuştuk. Kendisine güvendim ve değişik aralıklarla toplam 100 bin lira paramı verdim. Bu parayı haftada yüzde 25 getiri garantisi verdiği için kendisine verdim. Bana yine bazı yalanlar söyleyerek bir bankaya ait dekontlar getirdi. Bana verdiği senede halasının oğlunun adını yazarak imzasını taklit etmiş. Mağdurum ve kendisinden şikayetçiyim."

Diğer şikayetçiler A.N.Ç. ile U.Ç de, sigorta şirketinde çalışan D.İ.’ye güvendiklerini ve dönemler halinde para verdiklerini ve yalan beyanlarla mağdur edildiklerini söyledi. Sanık avukatı D.İ.'nin avukatı, savunma yapmak için süre isterken dava ileri bir tarihe ertelendi.

YASAL SÜRECİ BAŞLATTIK

Öte yandan Menkul Kıymetler Şirketi Genel Müdür Yardımcısı E.Y., İzmir'den İstanbul'a gittikten sonra piyasayı dolandırdığı iddia edilen D.İ ile yaklaşık 10 yıldır görüşmediğini, olayı emniyet aşamasına geldikten sonra öğrendiğini belirtti. Menkul Kıymetler Şirketi Genel Müdür Yardımcısı E.Y., dolandırıcılık olayında kendisinin ve yöneticiliğini yaptığı şirketin adının kullanılmasından rahatsızlık duyduğunu, bu konuda gerekli yasal süreci başlattıklarını söyledi.