Budapeşte hem gündüz hem de gece ayrı değerlendirilebilecek bir şehir. Mimariye önem verilmiş bu güzide şehirde Gotik’ten Rönesans’a, Barok’tan Art Nouveau’ya kadar birçok akımı görebiliyorsunuz. Budapeşte'de, Kale Bölgesi, Parlamento Binası ve Kahramanlar Meydanı başta olmak üzere birçok tarihi bina görülmeye değer konumda.
Avrupa içinde olmasına rağmen Euro’nun çok az kullanıldığı Macaristan’da resmi para birimi Macar Forinti (Huf). Bu yüzden Budapeşte’de gezmekle, iki saat uzağında olan Viyana’da gezmek arasında ekonomik yönden oldukça büyük fark var. Ucuza gezebileceğiniz bir şehir olan Budapeşte'de akşam olduğunda mutlaka Tuna Nehri gezisi yapmalısınız. Marina’dan kalkan deniz motoru tipindeki motorlar ziyaretçilere yaklaşık 45-50 dakika süren harika bir deneyim sunuyor.
Sanata ilgilisi olanlar için harika sanat müzeleri mevcut. Ayrıca fotoğraf tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan Fotoğrafçı Robert Capa’nın da müzesi Budapeşte’de. Buda ve Peşte yakalarını birbirine bağlayan Erszebet Köprüsü gerek mimari gerekse tarihi açıdan ilgi çekici. Budapeşte'ye geldiğinizde bu tarihi köprüyü yürüyerek geçmenizi tavsiye ederim.
Ulaşımda 3 seçenek mevcut. M1 ve M3 metro hatları Capa Müzesi'nin yakınından geçmekte. Aynı zamanda merkezden kalkan 110 numaralı otobüse bindiğinizde de rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir konumda. Müzede Capa'nın biyografisini, kişisel eşyalarını ve fotoğraf baskısında kullandığı birçok eşyasını görme imkanınız oluyor. Müzenin bulunduğu bina bilinen Budapeşte binaları gibi, ahşap bir bina.
Macar Ulusal Müzesi'ne girmek için 178 numaralı otobüse binebilirsiniz (Tam olarak önünden geçiyor). Merkezden yürüyerek de gidilebilen Macar Ulusal Müzesi gösterişli bir yapıya sahip. Macarlar'a ait tarihi emanetler ve buluntuların yer aldığı şatafatlı bir yapı. Müze içerisinde sanat galerisine dönüştürülmüş, tarihi eserlerden oluşan bölümler de mevcut.
Budapeşte’nin önemli yapılarından olan ve bir ülkenin tarihini koruyabilme kapasitesini gözler önüne seren ‘’Budapeşte Tarih Müzesi’’ aynı zamanda şehrin en güzel noktalarından birinde yer alıyor. Bulunduğu yerden şehri kuş bakışı görüp fotoğraf çekebilirsiniz.
Buda ve Peşte yakalarının birbirine bağlanmasında hayati paya sahip olan Erszebet Köprüsü 290 metre boyunda. 1897 yılında yapımına başlanan bu tarihi yapı o yıllarda dünyanın en uzun asma köprüsü konumundaymış. Adını Macar kraliçesinden alan köprü süregelen savaşlar sebebiyle 2. Dünya Savaşı'nda yıkılmış, 1964 yılında ise yeniden inşa edilmiş. Budapeşte'ye gelindiğinde araç dışında üzerinden yürüyerek geçmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle şehri gece buradan izlemek hoş olabiliyor.
Bu nadide eser birçok tarihi yapının tam ortasında bulunuyor. 1895 yılında o dönemin Balıkçılar Loncası tarafından yapılmış. Macaristan'ın resmi dini olarak Hristiyanlığı benimseyen Aziz İsvan'ın heykelinin bulunduğu bu eser birçok turistin hayranlığını kazanmış. Etrafındaki 7 adet kule 7 Macar kralını temsil ediyor.
Bu harika katedralin ilk yapımı 1015 yılına dayanmakla birlikte 13. ve 15. yüzyıllarda yenilenmiş. Ancak bu yenilemeler yapının ilk halinden uzaklaşılmasına sebep olmuş. St. Mathias Kilisesi'nin kulelerini inşa ettiren ve halk tarafından çok sevilen Kral Mathias'ın burada evlenmesinin ardından ismi bu mekana verilmiş. Sonraları devreye savaş dönemi girmiş ve Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman şehrin Buda Yakası'nı alırken bu mekanı da camiiye çevirmiş. 1686'da ise Osmanlı'nın Buda'yı terk etmesiyle kilise yeniden eski halini almış.
Avrupa'nın en büyük üçüncü parlamento binası ve aynı zamanda şehrin en önemli sembollerinden biri. Gündüz görüntüsü yanında gece ışıklandırmasının Tuna Nehri'ne yansımaları görülmeye değer. Fotoğrafçı olarak gecesini daha çok beğendiğimi itiraf etmeliyim. Binanın içi mimari yetkinliği barındırıyor. Binanın en önemli özelliklerinden biri her zaman iç ısının 20 derece olması. Mimarisinin bir parçası olan ısı, yer seviyesindeki ızgaralardan verilen havanın avize bölümlerindeki emme sistemleri sayesinde sirküle olur ve zihinsel olarak insanın en rahat olduğu derecede tutulur.
Macaristan'ın bin yılını temsil eden Kahramanlar Meydanı 1896 yılında yapılmaya başlanmış ve 1929 yılında tamamlanabilmiş. Meydanın ortasında sütun-anıt bulunuyor. Bu anıtın alt tarafında zincirlerle çevrili temsili bir anıt mezar bulunuyor. Mezarın üst tarafında çeşitli kişiler ve Cebrail tasvir edilmiş. Sütunun arkasını çevreleyen dört adet sütun daha var. Burada da çeşitli olaylar anlatılmakta; soldaki iki sütun çalışma ve bolluğu sağdaki iki sütun ise bilgi ve zaferi anlatıyor.
Vajdahunyad Şatosu masallardaki şatoları anımsatıyor. Kahramanlar Meydanı'ndan yaklaşık 150 – 200 metre yürüme mesafesindeki şatoda yılın belli günlerinde mini konserler yapılıyor. Denk gelirseniz hoş bir aktivite olabilir.
Çeşitli lüks ve orta halli dükkanların bulunduğu Vaci Utca Caddesi turistik bir yol. Caddeyi bizce en çekici kılan özelliği sokak sanatçılarının özgürce hünerlerini sergilemeleri. Vaci Utca turistik ve birçok hediyelik eşyanın satıldığı cadde olmasına karşın buradan hediye alınmasını çok fazla önermem. Turistik olması sebebiyle fiyatlar normalin üzerinde seyrediyor.
Kıyıda birçok deniz motorunun Tuna Nehri gezisi yaptığını gördük ve tura katılmaya karar verdik. Kişi başı sadece 7/8 Euro ödeyerek yaklaşık 45 dakikalık bir deneyim yaşayabiliyorsunuz. Bazı turlar ise yemekli ve fiyatları 14/15 Euro civarı. Budapeşte’ye gelirseniz bu turu yapmadan dönmeyin!
Budapeşte’deki harika etkinliklerden biri olan Cigan Eğlencesi bizdeki meyhane kültürüne benziyor. Budapeşte etrafında irili ufaklı Cigan Gecesi düzenleyen birçok mekan görebilirsiniz ancak bizim önereceğimiz mekan türünün öncüsü. "Barkatakomba" isimli mekanda gerek yemekler gerekse müşteriye karşı tutum hoş anılarla dönmenize olanak sağlıyor. Mekana gidiş biraz zor olsa da özellikle İstanbul’da şehir içi ulaşımı kullananlara nazaran daha kolay diyebiliriz.
Seyyahın Keşifleri'ne ait daha fazla içerik için sizi şöyle alalım.
