YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

MİMARLAR ODASI: YÖNETMELİĞİN DOĞAYI KORUMA AMACI YOKTUR, TALANIN ARACI HALİNE GELMİŞTİR

 ANKARA, "YÖNETMELİĞİN AMACI DOĞANIN TALAN EDİLMESİ" Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre Candan, açıklamasında "Yönetmeliğin doğayı koruma

ANKARA, "YÖNETMELİĞİN AMACI DOĞANIN TALAN EDİLMESİ"
Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre Candan, açıklamasında "Yönetmeliğin doğayı koruma amacı yoktur, talanın aracı haline gelmiştir. Oysa ki, bu düzenlemenin genişletilerek daha verimli ve doğa merkezli bir çevre yönetimi için sağlık ve sosyal etkiler kavramlarının da yönetmelikte yer alması gerekmektedir. Çevresel etkiler yanında tüm canlıların, insanların, toplumların sağlık yaşam standartlarının göz önüne alınması gereği, bugün evrensel düzeyde kabul gören yaklaşımlardır. Bu nedenledir ki, ÇED Yönetmeliği'nin ana aksını oluşturması gereken politika ve yaklaşımın doğa koruma ve doğal varlıkların geliştirilmesi olması zorunluluktur. Çevresel etkileri belirlemek amacıyla yapılacak teknik ve idari düzenlemelerde kamu ve toplum yararı ile birlikte doğa yararı kavramının yer alması olmazsa olmazdır. Yönetmeliğin amacı, kamu toplum yararı ve doğa yararını içermemekle birlikte doğanın talan edilmesi için araç haline getirilmiştir" ifadelerini kullandı.
"ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARARININ GÖRMEZLİKTEN GELİNMİŞ OLMASI HUKUKSUZLUĞUN OLUŞTURULMASI ANLAMINA GELMEKTEDİR"
Anayasa Mahkemesi'nin kararının görmezlikten gelindiğini savunan Candan, "ÇED Yönetmeliğinde, Türkiye taraf olmamış olsa dahi, çevresel konularda bilgiye erişme, çevresel karar verme sürecine halkın katılımı ve yargıya başvurma konusunda da Aarhus Sözleşmesi'nin ruhunu yansıtacak bir yaklaşım dikkate alınmamıştır. Çağdaş dünyanın çevre koruma konularında ulaştığı konum göz önüne alındığında, çevresel konulara ilişkin karar süreçlerinde halkın katılımı hususu büyük önem arz etmektedir. Söz konusu yönetmelik, bu gidişatın tersine, halkın katılımını sınırlayan ve hatta ilgili halk gibi tanımlamalar, halkın katılım sürecini kısıtlayan bir yaklaşım egemen olmuştur. Oysa ki, içinde bulunduğumuz yıl ve günler dahi göstermektedir ki, gerek büyük kentlerdeki iklimsel değişimler ve kentsel altyapı yetersizlikleri, kentsel planlama yanlışları ile meydana gelen kent afetleri, gerekse de hidroelektrik santral "RANT ODAKLI SAĞLIKSIZ KENTLER"
Mimarlar Odası tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre Candan, çevresel konulara ilişkin karar süreçlerinde halkın katılımının da önemli olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti: "Yeni yönetmelikle, AVM'lerde, Toplu Konut projelerinde, hastane projelerinde, demiryolu ve metro projeleri dahil şehir hastaneleri dahil ÇED raporu aranmıyor. ÇED'ten muaf tutuluyor. AVM lerin ÇED muafiyetinin dışında tutulması kentsel ısı adacıklarını kontrolsüz şekilde artıracaktır. Ankara'da ısı adalarının oluşumuyla ilgili 10 yıllık Landsat uydularından alınan ve güneşin etkisi başlamadan önce saat 8'de elde edilen verilerde, iki alan (kırmızı nokta) ısı adası olarak ortaya çıkmıştır. Bunlar Real ve Ankamall alışveriş merkezleridir. ÇED dışında bırakılan her AVM'nin kentsel ısı adalarını artıracağı ve kentte ısı artışı ile birlikte insan ölümlerinin gerçekleşeceği ortadadır. Örneğin 2003 yılında Paris kentinde 10.000 ölümün nedeni ısı artışıdır. Çok sayıda kişi de hastanelere başvurmuştur. Bu yapılan doğa merkezli çevre yönetiminden vazgeçmek, doğa merkezli bir yönetimden vazgeçmek ise insan merkezli bir çevre yönetiminden vazgeçmek anlamı taşıyor. Şehirlerimiz betonlaşmaya giderken, insanlarımız da rant odaklı sağlıksız kentlerde yaşamaya mahkum ediliyor"

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler