Mimarlar, üç kuruma kira sözleşmesini sorarken, Başbakanlık "kira sözleşmesi var" yanıtını verdi. Orman Genel Müdürlüğü kira sözleşmesinin olmadığını belirtirken, Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürlüğü ise "ticari sıra" dikkat çekti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, "Kira sözleşmesi ya vardır ya yoktur" ifadelerini kullanırken, şimdi ise "Saray için kim yalan söylüyor?" sorusunu sordu.
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği'nde Başbakanlık Hizmet Binası olarak yapımına başlanan 2014 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığınca kullanılan bina ve yerleşkesinde Atatürk Evi hariç tüm alanın çevrelendiğini ifade ederek, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca alanın kullanımına ilişkin kira sözleşmesi yapılıp yapılmadığını sordu ve kira sözleşmesinin örneğini istedi. Kira sözleşmesi ilişkin farklı yanıtlar gelirken Mimarlar, kurumların cevabına tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yaptığı açıklamada, "Atatürk Orman Çiftliği'nde 1. derece doğal sit alanına Atatürk'ün vasiyeti ihlal edilerek yapılan sarayın etrafındaki tüm alan çevrelendi" dedi. Atatürk'ün kullandığı Marmara Köşkü bu çevrilen yerde kalırken Atatürk'ün evinin dışarıda bırakıldığını belirten Candan, şunları kaydetti:
"AOÇ'ye ait bu alan için tahsis ve kira sözleşmesi var mıdır, neye göre bu araziyi saray yerleşkesine dahil ettiniz?' Şeklinde sorularımızı yönelttiğimiz kurumlardan birbirinden farklı cevaplar aldık. Başbakanlık kira sözleşmesi var diyor, Orman Genel Müdürlüğü yok diyor, AOÇ Genel Müdürlüğü ise ticari sır diyerek cevap vermiyor. Türkiye Cumhuriyeti bir aşiret devleti değildir, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin kaçak saraya verildiğine dair kira sözleşmesi ya vardır ya yoktur. Kurumların kafası mı karışık, yoksa saray etrafındaki AOÇ arazilerine usulsüz bir şekilde el konuldu da işlem mi karışık? Kira sözleşmesi istemimize verilen bu cevaplara bilgi edinme kanuna göre dava açtık. Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin talanına ilişkin her türlü işlemin peşindeyiz."
-"SÖZ KONUSU KAÇAK SARAY OLUNCA KEYFE KEDER İŞLEM YAPILIYOR"-
"Farklı ve çelişkili cevaplar devlet kurumlarının tutarsızlığını gösteriyor. Kurumların geldiği durum budur, kurumsal süreklilik ve şeffaflık yok, kurumlara güven zedeleniyor. Bu nasıl bir keyfiyet, kurumsal bir düzen yok, şeffaflık yok, söz konusu AOÇ arazisi ve kaçak saray olunca keyfe keder işlem yapılıyor" diyen Candan şöyle devam etti:
"Bu kabul edilemez bir davranıştır. Kira sözleşmesi var mı yok mu belli değil, ayrıca tahsis için AOÇ Müdürlüğü 'AOÇ sınırları içinde bulunan gayrimenkullerin gerçek veya tüzel kişilere devrinin özel bir kanunla izin alınmasına bağlı olduğunu' da belirtiyor. AOÇ arazilerinin kaçak saraya devri ile ilgili özel bir kanun çıkartılı da biz mi duymadık. Bu süreçte doğru bilgiyi vermeyen herkes kurumların sağlıklı işlemesine engel olduğu için sorumludur. Sistem tıkanıyor, şimdilerde tartışılan başkanlık sistemi bu olsa gerek, keyfe göre bilgi veririm, keyfe göre vermem, istediğim araziyi kanun çıkartmadan, kira sözleşmesi yapmadan kullanırım. Sen yaparsan canını okurum. Bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok." (ANKA)