Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Çalışmaları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tarık Abdulcelil, "Arap ülkelerinde ordu, devlet içinde siyasi istikrarı sağlayabilecek tek kurumdur" dedi.
Abdülcelil, SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Ortadoğu seminerleri kapsamında "Mısır'da Ordu ve Siyaset" başlıklı bir sunum yaptı.
Mısır'daki devrim sürecinde, Mısır Yüksek Askeri Konseyi'nin (YAK) yayımladığı ilk bildiriyi anımsatan Abdulcelil, bildiride yer alan "sürekli toplantı halinde olmak" ifadesinin, "Mısır'daki devrim sonuca varıncaya kadar toplantı halinde olmak" anlamına geldiğini ifade etti.
Abdulcelil, bu toplantının ayrıca YAK Başkanı Hüsnü Mübarek olmadan ilk kez toplanması açısından da önemine dikkati çekerek, bunun Mısır'ın yönetimde Mübarek'in olmayacağı yönündeki ilk işaret olduğunu kaydetti.
Mübarek'in gitmesinin ardından yönetimin YAK'ın yani askerin eline geçtiğini belirten Abdulcelil, ordunun yeni rolünün askeri bir yönetimden ziyade siyasi olduğunu aktardı.
25 Ocak Devrimi'nin dünyada yeni bir model ortaya koyduğunu ifade eden Abdulcelil, "Mısırdaki devrim, gençlerin yaptığı, barışçıl ve ordunun himayesinde gerçekleşmiş bir devrimdir" dedi.
Devrimin yaşandığı dönemde, Mısır ordusunun önemli bir rol oynadığını anlatan Abdulcelil, liberal ve demokrat ülkelerin aksine Arap ve İslam ülkelerinin ordunun sivil ve siyasal hayatta görev almasına olumlu baktığını vurguladı.
-"Devrimi ordu planlamadı, ordu yaşanan devrimin bekçisi oldu"-
"Arap ülkeleri için ordu, devlet içinde siyasi istikrarı sağlayabilecek tek kurumdur" diyen Abdulcelil, Mısır ordu yapısının diğer ülkelerden farklılık gösterdiğini kaydetti.
Arap ülkelerinde, 2'nci Körfez Savaşı'na kadar olan süreçteki üç büyük ordunun Mısır, Suriye ve Irak'ta bulunduğuna dikkati çeken Abdulcelil, Irak'ta ordunun bittiğini ve Suriye'de de bitmek üzere olduğunu söyledi.
Abdulcelil, günümüzde de Ortadoğu ülkeleri içinde Mısır, Türkiye, İran ve İsrail'in 4 büyük orduya sahip olduğunu aktardı.
Arap Baharı'ndan sonra Arap ülkelerinde ordunun tutumunu değerlendiren Abdulcelil, özellikle Suriye ve Bahreyn'de ordunun rejimi korumak için halkın karşısında yer aldığını savundu. Abdulcelil, Libya ve Yemen'de ordunun kararsız kaldığını, Mısır ve Tunus'ta ise ordunun halkın yanında yer aldığını vurguladı.
"Mısır'daki devrimi, ordu planlamadı, ordu yaşanan devrimin bekçisi oldu" diyen Abdulcelil, ordunun yeni yapılanmada yapıcı değil yönetici rolü olduğunu ifade etti.
Abdulcelil, Mübarek gidinceye kadar ki dönemde halkın orduyla hareket ettiğini, "Ordu ve Halk El Ele" yazılarını ordunun tanklarına astığına işaret ederek, "Bu devrimin bekçisi ordudur" dedi.
Devrimin ani bir şekilde gerçekleştiğini bildiren Abdulcelil, devrimin siyasal veya İslami kesim tarafından başlatılmadığına dikkati çekti.
Devrim sürecinde karar almanın zorluğuna da değinen Abdulcelil, süreci şu şekilde aktardı:
"Kararların alınabilmesi için 3 aşamadan geçmesi lazımdı. İlk önce devrimcilerin isteği ordu tarafından halk meydanlarında dinleniyordu. Daha sonra devrimcilerin büyükleri ve fikir adamlarına istekleri soruluyordu. Bu da ikinci aşamaydı. Üçüncü aşamada ise ulaşılan netice bildiri şeklinde TV'de halka açıklanıyordu. Alınan karar halk tarafından istenmiyorsa, devrimcilerin liderleriyle tekrar bir araya gelinerek uzlaşı sağlanıyor ve karar çıkıyordu."
Muhabir: Belgin Yakışan
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz