Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile MİT’in başını çektiği güvenlik kurumlarımız arasındaki koordinasyonun geliştirilmesi iç ve dış güvenlik açısından gereklidir. Amacımız kurumlar arasındaki istihbarat iş birliğini şahıslar üzerinde yürütülebilir olmaktan çıkartıp sağlıklı bir mekanizmaya kavuşturmaktır. Bunun için önümüzdeki günlerde başkanlık edeceğimiz MİT Koordinasyon Kurulunu oluşturduk. Bu kurulumuzun faaliyete geçmesiyle koordinasyon meselesi tümüyle çözülecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında teşkilat kanununu baştan sona yenileyerek günün beklentilerine uygun hale getirdiklerini hatırlatarak, “Zaman zaman tartışmaların merkezine yerleştirilmiş olsa da ülkemizin ve milletimizin istihbarat teşkilatına olan ihtiyacı hiçbir zaman azalmadı. Çünkü istihbarat bilgileri yalnızca savaş değil barış dönemlerinde de devletin bekası için vazgeçilmezdir. Bugününe hakim olamayan geleceğini şekillendiremez. Ülkemizin ve dünyanın kritik bir süreçten geçtiği şu dönemde MİT’in desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunuyor. Geniş bir coğrafyada gece gündüz fedakarca görev yapan isimsiz kahramanlarımızın her birinin başarılarıyla gurur duyuyoruz. Açılışını yaptığımız yeni hizmet binasıyla teşkilatımızın gücü ve imkanları daha da artmıştır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın adeta yeniden yapılandığı bir dönemden geçildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Bu sancılı süreçte karşı karşıya bulunduğumuz tehditler hem değişiyor hem artıyor. Yeni dönemin en önemli tehdidi terördür. PKK, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleri ülkemize karşı topyekun savaş ilan etmiş durumdalar. Bir başka tehdit de bölgemizdeki ülkelerin yaşadığı iç karışıklıklar ve bunların yol açtığı krizlerdir. Suriye’den kaynaklı her gelişme hem terör boyutu hem göç meselesi hem siyasi sonuçları itibariyle ülkemizi doğrudan ilgilendiriyor. Irak’ta yaşanan her hadisenin de doğrudan ve dolaylı olarak ülkemize yansımaları oluyor. Doğu Akdeniz’de ülkemiz aleyhinde oluşturulan bölgesel ittifakların ve güç mücadelesinin sonucu yakın geleceğimiz için hayati öneme sahiptir. Bölgesel ve küresel güçlerin coğrafyamızdaki rekabetinin yol açtığı karmaşık ve değişken tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı duramayız. Kendi oyun planımızı geliştirmeye ve hayata geçirmeye mecburuz. Böyle zorlu bir dönemde MİT, yürüttüğü cansiparane çalışmalarla bize çok büyük destek sağlıyor. Teşkilatımız son dönemde PKK’nın lider kadrosuna yönelik olarak Kuzey Irak’ta yaptığı operasyonlarla kendini en güvende hissettiği yerleri örgütün adeta başına geçirmiştir. Elde edilen istihbaratlar İHA ve SİHA’lar aracılığıyla operasyona dönüştürülerek örgüte çok büyük kayıplar verdirilmiştir. Bu tablo ülkemizin teknoloji ile istihbaratı bir arada kullanma kabiliyetinin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından çok önemlidir. Teşkilatımız FETÖ’nun haberleşme sistemi ByLock’u ve mahrem yapılanmasını çözerek devlet sisteminden bu büyük belanın temizlenebilmesi için gereken alt yapıyı oluşturmuştur. FETÖ’nun yurt dışı ayağına yönelik çalışmalarıyla da pek çok örgüt mensubunun ülkemize iadesini sağlamıştır. Cemal Kaşıkçı cinayetinde teşkilatımızın oynadığı rol uluslararası düzeyde ülkemizin yüzünü ağartacak mükemmeliyettedir. Teşkilat olayın başından sonuna kadar her düğümü hızlı bir şekilde çözerek hem bu kanın üzerimize sıçramasını engellemiş hem de muhataplara Türkiye’nin ağırlığını hissettirmiştir. Çatışma bölgelerinde de çok büyük hizmetler ifa eden teşkilatımız adeta akıncı rolü oynayarak güvenlik güçlerimiz sahaya inmeden önce zemini hazırlamaktadır. Özellikle Suriye krizinin başladığı ilk günden itibaren sahada aktif rol oynayan teşkilatımızın sınır ötesi harekatlarımızın başarıya ulaşmasında çok büyük emeği bulunuyor. Aynı şekilde şimdi de Libya’da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor. Devletimizin ve milletimizin çıkarlarına sınır, mesafe, engel tanımaksızın her coğrafyada savunmaya devam edeceğinize yürekten inanıyorum.”
MİT’in uluslararası alanda hatırı sayılır güçlü istihbarat kuruluşları arasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, “Yurt dışı temaslarımda pek çok ülke tarafından teşkilatımızın faaliyetlerinden sitayişle bahsedildiğini görüyorum. Sadece bilgi toplayan ve rapor eden bir kurum olmaktan öteye geçen teşkilatımız ürettiği bilgiyi diplomasi masasında muhatapları karşısında kullanan istihbarat ile diplomasiyi yakınlaştıran bir yere geldi. Türkiye teşkilatımızın her alandaki başarıları sayesinde hiçbir ülkenin icazetine ve yardımına ihtiyaç duymadan dünyanın her yerinde kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebilme imkanına kavuşmuştur. Teşkilatın başarılı çalışmalarını gördükçe biz de kendilerine her türlü desteği verdik. Teşkilatın mevzuatını güçlendirdik, ihtiyaç duyduğu teknolojik donanımlar için gerekli bütçeyi ayırdık, operasyonel kapasitesini artırmak amacıyla İHA, SİHA, istihbarat gemisi, istihbarat uçağı gibi donanımları kendilerine kazandırdık. Klasik tehditlerin teknolojinin sağladığı imkanlarla giderek karmaşık hale geldiği şu süreçte istihbarat ile teknik kapasitenin birleştirilmesi kaçınılmaz bir mecburiyettir. MİT bu bilinçle istihbarat toplama tecrübesini teknoloji ile harmanlamış ve Suriye örneğinde olduğu gibi sahada fiiliyata dökmüştür. Hiç durmadan ilerleyen ve sonu olmayan bir derya haline gelen teknoloji konusunda diğer alanlarla birlikte istihbaratta da sürekli yeniliklerin peşinde koşmaya devam edeceğiz” dedi.
“Veri temini ve görüntü istihbaratı başta olmak üzere teknik istihbaratta gelinen noktayı görüntü uydularıyla bir adım daha öteye taşımakta kararlıyız” diyerek sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüntü istihbaratında daha yüksek mesafeden daha fazla alanı kapsayan sürekli izleme imkanı sunan hava kuşlarından bağımsız çalışabilen bir kapasiteye ihtiyacımız olduğu anlaşılıyor. Bunun için gereken teknolojinin geliştirilmesi ve uydumuzun bir an önce üretilerek faal hale getirilmesi konusunda TÜBİTAK başta olmak üzere ilgili kurumlarımızın önemli sorumlulukları olduğu ortada. Veri analizi de bir başka kritik meseledir. Özellikle teröristlerin ve casusların tespitinde büyük verinin analiz edilmesi profilleme çalışmalarına ihtiyaç duyuluyor. İstihbarat toplamada hukuki olarak tek yetkili merci durumundaki MİT, veri analizi için ihtiyaç duyduğu tüm kaynaklara ulaşabilmesi milli güvenliğin bir gereğidir. Bunun için de devlete ait verilerin tek yerde toplanmasını sağlamak durumundayız. MİT bu şekilde topladığı ve analiz ettiği verileri TSK, Dışişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumlarımızla paylaşacaktır. Böylece istihbarat dağınıklığı ve koordinasyon sorunu ortadan kalkmış olacaktır. Bunun önemini son yıllarda ardı ardına yaşadığımız krizlerde birçok kez müşahede ettik. FETÖ’nün kurumlarımızdan temizlenmesiyle birlikte güvenlik alanındaki başarılarımız arka arkaya gelmeye başladı. Güvenlik bürokrasimiz tek bir vücut halinde hareket ederek ülkemize yönelik tehditlerle mücadele edebilme imkanına kavuşmuştur. Güvenlik kurumlarımız yeteneklerini kapasitelerini milli güvenlik ihtiyaçlarımız için paylaşılabilir bir noktaya eriştirmiştir. Bu tablo kurumlar arasında güvenin tesis edildiğine devletin ve milletin çıkarlarının her şeyin üzerinde tutulduğuna işaret ediyor. Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile MİT’in başını çektiği güvenlik kurumlarımız arasındaki koordinasyonun geliştirilmesi iç ve dış güvenlik açısından gereklidir. Amacımız kurumlar arasındaki istihbarat iş birliğini şahıslar üzerinde yürütülebilir olmaktan çıkartıp sağlıklı bir mekanizmaya kavuşturmaktır. Bunun için önümüzdeki günlerde başkanlık edeceğimiz MİT Koordinasyon Kurulunu oluşturduk. Bu kurulumuzun faaliyete geçmesiyle koordinasyon meselesi tümüyle çözülecektir” açıklamasında bulundu.
Devletin ve milletin, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan beklentisinin yüksek olduğunu belirten Erdoğan, “Karşı karşıya kaldığımız ve her geçen gün artan tehditlerin büyüklüğü bu beklentiyi daha da artırıyor. Bugün olduğu gibi gelecekte de sınırlarımız içinden ve dışından ülkemize yönelik tehditlerin süreceği açıktır. Bizim de diğer alanlarla birlikte hatta öncelikli olarak istihbaratımızı bu gerçeğe uygun şekilde geliştirmemiz şarttır. MİT’in başarılarını elbette yakından takip ediyoruz ancak katetmemiz gereken daha çok yolumuzun olduğunu da biliyoruz. Bunların başında yeni teknolojileri ve yeni operasyonel yöntemleri geliştirmek geliyor. MİT’in ülke içindeki görevlerini azaltarak yurt dışı operasyon kabiliyetini artırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yurt dışında daha fazla örtülü faaliyet yürüten teknik ve siber istihbaratta daha etkin bir istihbarat yapısı hedefliyoruz. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların üstesinden gelebilmek, devletimizin bekasını ve milletimizin geleceğini güvence altına alabilmek için orta ve uzun vadede bu kabiliyete sahip olmaya mecburuz. Bu mücadeleyi sadece sahada değil sanal ortamda da yürütmemiz gerekiyor. İnternetin, teröristlerce ve casuslarca oldukça etkin bir şekilde kullanıldığı bir dönemde teşkilatın siber alana daha fazla eğilmesi kaçınılmazdır. Yapacak çok işimiz var. Sahip olduğu nitelikli insan gücü ve çalışma azmiyle teşkilatımızın karşımızdaki sorunların çözümü konusunda kendisinden beklediğimiz katkıları vermeye devam edeceğine inanıyorum. MİT’in isimsiz kahramanları gerektiğinde derviş ve gerektiğinde akıncı misali herhangi bir karşılık beklemeksizin görevlerini yerine getirmeyi sürdüreceklerdir. Bugün aynı zamanda 93’üncü kuruluş yıl dönümünü de kutladığımız Milli İstihbarat Teşkilatı inşallah daha büyük başarılara burada imza atacaktır. Açılışını yaptığımız hizmet binasının teşkilatımıza layık bir eser olduğunu ümit ediyorum. Teşkilat başkanımızın ’Kale’ olarak isimlendirdiği bu yeni karargahın özellikle de adına yakışır şekilde devletimizin ve milletimizin koruyucu kalelerinden biri olarak hizmet vereceğinden şüphe duymuyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.