HABER

Mobbing genelgesi'nin arkasındaki mektup

Başbakanlığın yayımladığı mobbing genelgesinin arkasından, kendisine iş yerinde psikolojik taciz uygulandığı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e mektup yazan bir kadının mektubu çıktı

Dinçer, mobbing konusunda bakanlığın bir süredir yürüttüğü çalışmalar sonunda bir Başbakanlık Genelgesi yayımlandığını anımsattı.

Bakanlığa ve kendisine gelen şikayetlerle doğrudan ilgilenmeye ve bunların takibini bizzat yapmaya çalıştığını anlatan Dinçer, bundan bir süre önce Adapazarı’nda çalışan bir kadın çalışandan iş yerinde yaşadığı sorunlarla ilgili uzunca bir mektup aldığını anlattı.

Kadın çalışanın, mektubunda, iş yerinde haksızlığa uğradığı, ayrımcılığa maruz bırakıldığı, küçümsenip, dışlandığı yönündeki sıkıntılarını paylaştığını dile getiren Dinçer, mektubu, okuduktan sonra mobbing genelgesine yönelik hazırlıkların hızlandırılması konusunda bürokratlarına talimat verdiğini söyledi.

Dinçer, "Genelgeyi hazırladığımızda mektubun sahibi kadın çalışana ’bunun için sen vesile oldun’ demek için iş yerini aradık ama ne yazık ki işten ayrılmış olduğunu öğrendik" dedi.

Bakan Dinçer, literatürde, bir tutum ya da davranışın mobbing olarak değerlendirilebilmesi için sistemli, kasıtlı ve en az 6 ay süreyle uygulanmış olması gerektiğinin kabul gördüğünü belirtti.

Mobbingin Türkiye’de yaygın olduğunu, ancak bu konuda özel bir düzenleme bulunmadığını vurgulayan Dinçer, akademik çevrelerin bu konudaki çalışmalarının son dönemde arttığını ve yeni yeni mahkeme kararları ortaya çıkmaya başladığını kaydetti.

Kamuda iş garantisinin çalışanları bu konuda bir nebze rahatlattığını ifade eden Dinçer, özel sektörde ise mobbingin, çalışanların işi bırakmasını sağlamanın bir yöntemi olarak kullanıldığını söyledi.

"İŞVEREN, ÇALIŞANINI KORUMAK ZORUNDA

"Ömer Dinçer, çalışma hayatını düzenleyen yasalar çerçevesinde işverenlerin, çalışanlarının sağlık ve güvenliğini korumak zorunda olduğunu, fiziksel şiddet gibi çalışanların sağlığına zarar veren mobbingin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Sürekli azarlanan, aşağılanan, küçümsenen çalışanların iş yerlerinde geri çekildiğini, bir anlamda gizli işsiz durumuna düştüğünü anlatan Dinçer, araştırmaların, İskandinav ülkelerinde intiharların yüzde 15’inin psikolojik tacizden kaynaklandığını ortaya koyduğuna dikkati çekti.

AB’nin 2002 yılında bu konuda bir karar alıp bütün üye ülkelerin mevzuatlarında değişiklik yapılmasını isteğini anlatan Dinçer, Türkiye’de de 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek Türk Borçlar Kanunu’nun "işçinin kişiliğinin korunması" başlıklı bölümünde, işverenlerin, işçinin sağlığı ve güvenliğini korumak için diğer tehlikelerin yanı sıra psikolojik tacize karşı da gerekli önlemleri alma yükümlülüğü ile karşı karşıya bırakıldığını belirtti.

Dinçer, mobbingin ağırlıklı olarak üstlerin astlarına uyguladığı bir yöntem olarak görülmesine karşın, astların üstlerine, eşitlerin de bir birine uygulayabildiğinin örnekleri olduğunu belirtti.

"EN ÇOK EĞİTİM VE SAĞLIKTA"

Bakan Dinçer, mobbingin Türkiye’de en çok eğitim ve sağlık alanlarında görüldüğünü, üniversitelerden bu yönde çokça şikayet geldiğini bildirdi.

Başbakanlık Genelgesi’nin kapsamı hakkında da bilgiler veren Dinçer, iş yerinde psikolojik tacizle mücadelenin öncelikle işverenin sorumluluğunda olmasının sağlandığını, işverenin bu yöndeki tehditler karşısında çalışanını koruması gerektiğini vurguladı.

Bunun yanında bütün çalışanların psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek her türlü eylem ve davranışlardan uzak durmasını vurguladıklarına dikkati çeken Dinçer, bundan sonra imzalanan toplu iş sözleşmelerine psikolojik tacizi önlemeye yönelik özel hükümler konulacağını ifade etti. Dinçer, daha çok sendikaların bu konunun takipçisi olmasını istediklerini, iş yerlerinde bu konuda kurullar oluşturulabileceğini, işverenlerin mobbinge karşı bir "niyet belgesi" deklare edebileceklerini anlattı.

Bakan Dinçer, ayrıca çalışanların uğradığı psikolojik taciz olaylarını izlemek, değerlendirmek ve önleyici politikalar üretmek üzere bakanlık bünyesinde Devlet Personel Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları ve ilgili tarafların katılımıyla Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu kurulacağı bilgisini verdi. İşçi ve işveren temsilcilerini de bu kurula dahil edeceklerini belirten Dinçer, bu şekilde alınacak tedbirleri geniş bir katılımla belirleyeceklerini söyledi.

Psikolojik taciz şikayetlerinin titizlikle incelenip en kısa sürede sonuçlandıracağını vurgulayan Dinçer, bu kapsamda bütün denetim elemanlarının bu konudaki şikayetleri inceleyebilmesini sağlayacaklarını kaydetti.

Bu kapsamda yapılacak tüm çalışmalarda kişilerin özel yaşamlarının korunmasına azami özen gösterileceğini dile getiren Dinçer, psikolojik taciz konusunda 81 ilde farkındalık yaratma faaliyetleri gerçekleştirileceğini belirtti.

Dinçer, "Başbakanlık Genelgesi mevzuatımızın en önemli parçalarından birisi. Yayımlanan genelge bu konuya verilen önemin bir göstergesi" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler