Evlendikten sonra İstanbul'a taşınan ve Nişantaşı'nda moda tasarım atölyesi açan Nevin Yüncü, 10 yıl yaşadığı İstanbul'dan 2003 yılında kızının daha rahat bir ortamda büyümesi için Tekirdağ'a dönme kararı aldı.
Köyüne dönüp çiftçilik yapıyor
Baba ocağının bulunduğu Zafer Mahallesi'nde kendilerine ait topraklarda çiftçilik yapmaya başlayan Yüncü, kısa sürede öğrendiği çiftçilikte 15 yılı devirdi. Erken saatlerde traktörle tarlaya giden, tarla süren ve çapalayan Yüncü, maharetiyle çevredekilerin takdirini topluyor.
AA muhabirine açıklama yapan Nevin Yüncü, İstanbul'un karmaşıklaşan atmosferinden "nefes aldığım yer" diye tarif ettiği Tekirdağ'a dönme kararını, İstanbul'a gittiği günden beri düşündüğünü söyledi. Kızının geleceğini düşündüğü için dönmekte tereddüt etmediğini anlatan Yüncü, "Nişantaşı'nda moda tasarım atölyem, butiğim vardı. Orada 10 yıl kadar tasarımlar, modeller yaptım. Sonra Saadet isminde bir kızım dünyaya geldi. Ben kızımın şehirden uzak, daha doğal bir yerde büyümesini istedim." dedi.
'HERKESİN TOPRAĞA BASMASINI TAVSİYE EDİYORUM'
İstanbul'dan sonra Tekirdağ'da rahat bir nefes aldığını aktaran Yüncü, "İstanbul'dan geldikten sonra burada nefes aldım. Egzoz dumanından, şehrin sanayisinden sonra burası adeta bana yeni bir nefes oldu. Burada yeniden doğdum. Toprak kokusu, havası huzur veriyor. Ben 45 yaşındayım herkes 35 yaşında falan gösterdiğimi söylüyor. Ben de herkesin ayağının toprağa basmasını tavsiye ediyorum. Topraktaki enerji, insanı hem gençleştiriyor hem güzelleştiriyor. Toprağın vermiş olduğu enerji hiçbir yerde yok. Bir karış bile olsa insanın toprağı olmalı." diye konuştu.
Yüncü, şu anda buğday ekimi yaptığını ve onlarla ilgilendiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"15 yıldır Tekirdağ'dayım, burada çok mutluyum, traktör kullanıyorum, tarlada çalışıyorum, tarlamı sürüyorum, soğan ekiyorum, ilaçlama yapıyorum. 15 yıllık Ziraat Odası'na kayıtlıyım. Ziraat Odası'nda çiftçilik belgelerim var. Çok mutluyum, yaptığım işten. Şu anda ekim ayında buğday ekmiştik, onlarla ilgileniyorum. Buğdaylarımız elli santimetre boyuna ulaştı. Nisan, mayıs aylarında da ayçiçeği ekimi yapıyoruz. Allah nasip ederse haziran ayı gibi de hasadını yapacağız.
Aynı zamanda organik tarımla da uğraşıyorum. Hiç hormon, kimyasal gübre ve ilaç kullanmadan organik soğan üretimi yaptım. Çok güzel oldu. Şimdilik kendi ürünlerimizi kullandığımız yiyebileceğimiz kadar üretiyorum. Organik tarıma baklagillerle devam edeceğim. Nohut, fasulye ve bakla tarzı ürünler ekeceğim. İnşallah hedefim bunların satışını da yapıp gelir elde etmek." KAYNAK:AA