Medipol Mega Üniversite Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Bölümü’nden Uzm. Dr. Yegane Özcan, kozmetik ürünlerde sıklıkla kullanılan ve "mor altın" olarak bilinen aromatik bitki lavantanın faydaları ve yan etkilerine ilişkin yaptığı açıklamada, antiseptik, antibakteriyel, antimikrobiyal, analjezik ve balgam söktürücü özelliği sayesinde lavantanın geleneksel ve alternatif tıp alanında sıklıkla kullanıldığını belirtti.
Lavanta yağının adet öncesi gerginlik ve ağrı şikayetlerini önemli ölçüde azalttığına dikkati çeken Özcan, şunları kaydetti: Mor altın olarak bilinen aromatik bitki lavanta, yara, yanık, viral enfeksiyonlar, anksiyete, despresyon, migren, menopoz dönemi ağrıları, uykusuzluk ve saçlardaki kepek gibi birçok rahatsızlıklara destek tedavisi oluyor.
Yapılan bazı klinik çalışmalarda Lavandula angustifolia özü kullanılan aromaterapi, özellikle ruh hali değişimleri ile ilgili adet öncesi sendromun semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini bilimsel olarak kanıtladı. Anksiyete bozukluklarında lavanta bazlı tedavilerin olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlandı. Bu araştırma sonuçlarına göre, lavanta yağı kapsülleri iki haftalık düzenli kullanım sonrasında kaygı, depresyon ve ruh hali değişimlerini olumlu yönde etkilediğini gösterdi. Lavanta infüzyonu veya yağı kullanılarak yapılan masaj da kronik sinir sistemi bozukluğu olan kişilerde stres ve kaygı düzeylerinin azalttığını ortaya koydu.
Özcan, lavantanın cilt üzerindeki olumlu etkilerine değinerek, “Eskiden beri bilinen ve bilimsel araştırmalarla kanıtlanan yaraları ve yanıkları iyileştirme özelliği bulunuyor. Lavanta özü kullanılan aromaterapi yağları, çocukların boğaz ağrısından kurtulması için de faydalıdır. Cilt mantarı ve özellikle ayak mantarı için de lavanta yağının olumlu etkisi biliniyor." ifadelerini kullandı.
Lavanta çiçek suyu ile durulanan saçlarda kepek oluşumunun önlendiğini ve saç derisini de rahatlattığını aktaran Özcan, "Bu bitki bol miktarda antioksidan içerdiğinden vücuttaki serbest radikal miktarını azaltmaya yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir ve yaşlanmayı yavaşlatır. Tip 2 diyabet için doğal destek tedavileri arasında lavanta da bulunur. Vücutta insülin üretimini teşvik eden bitkilerden biridir.” değerlendirmesinde bulundu.
Özcan, lavantanın antibakteriyel özelliklerine değinerek, kuru çiçekler kullanılarak yapılan bitkisel infüzyonun soğuk algınlığı, öksürük ve viral hastalıklarla savaşmaya yardımcı olabileceğini bildirdi.
Yaklaşık 30 çeşidi olan lavantanın aromaterapi, parfümeri üretimi ve gıda sanayisinde kullanıldığını belirten Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: İbni Sina lavanta hakkında 'bu beyin için bir süpürge ve kalp için bir kamçı' demiş. Lavanta Latince 'yıkamak' anlamına gelen 'lavare' kelimesinden gelir. Bu ismin ortaya çıkması eski çağlarda dini törenlerde yıkanma amacı ile kullanılan lavantalı su kullanımına bağlı. 'Gerçek' (Lavandula angustifolia) olarak da adlandırılan dar yapraklı lavanta, çoğunlukla kozmetik alanında parfüm ve vücut kremleri gibi uçucu yağların üretiminde de kullanılıyor. Çay, infüzyon, lokal merhem ve uçucu yağ gibi birçok formu olan lavanta, dondurma ve unlu mamüller gibi gıdaların içinde de tüketilmeye başlandı.
Uzm. Dr. Özcan, yatıştırıcı ve sakinleştirici özellikteki ilaçlar ile birlikte lavantanın kullanılmaması hakkında uyarıda bulunarak, doğal bir rahatlatıcı ve aşırı uyku haline neden olabileceğinden lavantanın antidepresanlar ile birlikte tüketilmemesi gerektiğine işaret etti.
Lavanta çayının tansiyonu önemli ölçüde düşürdüğü bilgisini veren Özcan, “Tansiyonu düşük olanların lavanta çayı tüketmeleri uygun değil. Lavanta belirgin östrojen (kadınlık hormonu) özelliklerine sahip olduğundan erkek çocukları lavanta bazlı ürünleri ve yağları kullanmaktan kaçınmalı. Lavanta çayını 10 yaş altı çocuklara önermiyoruz. Aşırı miktarda lavanta çayı tüketimi mide bağırsak sistemi hastalıklarını şiddetlendirebilir. Dikkatli kullanılması gerekiyor. Ayrıca lavantada bulunan kumarin maddesi kan pıhtılaşması üzerinde ekili olduğundan hemofili ve kan hastalıkları olan bireyler lavanta içeren içecekleri kesinlikle kullanmamalı.” değerlendirmesinde bulundu.
(AA)