Motor yağı, tüm ünitelerin aslında can suyudur. İçerisindeki motor parçalarını koruyan bu yağ motor sağlığı için de oldukça önemlidir. Motorun sağlıklı olup olmadığı sorusuna motor yağları cevap verebilir. O sebepten dolayı konuya hassasiyet göstermek gerekir. Motor yağı viskozitesi nedir? Motor yağı tipleri nelerdir? 10w-40 motor yağı hangi araçlarda kullanılır? Motor yağı üzerindeki harfler ne alama gelir? Bu soruların cevaplarını vereceğiz.
Günümüz motorların hemen hepsinde motorlarda parçalar birbirlerine çeşitli şekillerde temas eder. Bu parçalar yüksek hızda birbirine temas etmesi sonucu sürtünmeden kaynaklı aşınmalar fazlasıyla oluşur. Ek olarak ısınma da bu aşınmayı hızlandırır. Örnek üzerinden gidersek ellerinizi birbirlerine bastırın. Şimdi çok hızlı bir şekilde birbirilerine sürtün. Uzunca bir süre bu hareketi gerçekleştirirseniz avucunuzun yandığını ve derinizin de tahriş olduğunu görebilirsiniz. İşte motor içindeki parçalar da bu şekilde birbirine hızlıca temas ettiğinde böyle sonuçlar doğurabilir. Motor yağı da işte tam etkiyi azaltmak için kullanılmaktadır. Motorun içerisindeki temas halindeki parçaların arasına girer ince bir tabaka oluşturur. Bu tabaka sayesinde parçalar birbirine temas ederken daha az hasar alır. Sürtünme az olduğu için ısı fazlasıyla azalır. Isının azalması parçaların deformasyonunu bir nebzede olsa azaltır. Yukarıda verdiğimiz örnek üzerinden devam edersek; iki elinizi birbirine sürtmeden önce yağa batırıp bu işlemi gerçekleştirdiğinizde, hem ısının oldukça az hem de sürtünmenin oldukça aza indirgendiğini görebilirsiniz. Burada tahriş seviyesi daha da aşağı iner ve ellerinizi korumuş olursunuz.
Motor yağının birden fazla görevi vardır. Bunları şimdi adım adım inceleyelim.
Otomobilin motorunun içerisinde ki parçalar birbirlerine bağlıdır. Çalışma sırasında birbirilerine temas ederler ve bunun sonucunda aşınma oluşur. İşte motor yağı bu sürtünmeyi en aza indiren sıvıdır. Bu sayede aşınmalar minimize edilmiş olur. Motor bu doğrultuda yüz binlerce kilometre hayatına devam eder.
Arabanın motoru çalışırken, birbiriyle bağlı parçalar sürtünme yaşar. Bu sürtünme sonucunda yağ tabakası olsa dahil çok az bir aşınma yaşanır. Motor yağı bu aşınmaları kartere kadar indirir. Karterde bu tortuların birikmesi sağlanır. Bu parçaların tekrar hareket eden parçalar arasına gitmesi engellenir.
Motor içerisinde yanma işlemi motorun bir çok parçasını harekete geçirir. Bu hareket sırasında motor içerisindeki parçalar birbirine sürter. Bu sürtünme sırasında da bir miktar ısı dışarıya çıkar. Bu ısının bir kısmı soğutma sıvısına bir kısmı ise motor yağına geçer. Azda olsa motor yağı motor ısısının bir kısmını alır. Çalışan bir motor da yağ kontrolü yaparsanız, yağ çubuğunun ve yağın oldukça sıcak olduğunu görebilirsiniz. Oluşan bu sıcaklık motorun çalışırken ürettiği ısının yağa transfer olmasından kaynaklıdır.
Motor çalışma sırasında bir birine temas eden parçalar ısı yanında ses de çıkarır. Bunun sebebi motor parçaların aralarındaki tolerans boşluklarıdır. Bu sırada çarpmalar ve sürtmeler meydana gelir ve bu olaylar motorda sese sebep olur. Motor yağı hareket eden parçalar arasında bir tabaka oluşturduğu sırada sürtünme yanında sesi de filtreler. Sürtünmenin azalması motordan çıkan seslerin büyük bir çoğunluğunu keser.
Pistonların üzerinde bulunan segmanlar sayesinde, silindirler içerisinde sıkıştırılan hava-yakıt karışımındaki basıncın dışarıya kaçmasını engellerler. Bu kaçırmayı engelleyen sistemlerin büyük bir yardımcısı da motor yağıdır. Motorda yer alan piston segmanları ve silindir cidarları arasına giren motor yağı, orada bir çeşit conta görevi sağlar. Bu sayede ortaya çıkan kompresyon kaçakları engellenmiş olur.
Viskozite kelimesi İngilizce kökenlidir. “Viscosity” kelimesinden lügatımıza girmiştir. Visco kelimesi Türkçe’de “Akma” anlamına gelmektedir. Viscosity ise “Akmazlık” olarak açıklanır. Teknik olarak baktığımızda bir akışkanın katmanları arasında oluşan iç sürtünme sonucu akışı engelleyen direnç olarak da telaffuz edilebilir. Bu direncin miktarını belirten “Akma Katsayısı” denir. Halk arasında Akma katsayısı bir çok farklı şekilde ifade edilir. Akma katsayısı artan yağda akışkan o kadar ağdalı yani koyu olur. Katsayı ne kadar azalırsa yağ o kadar cıvık kıvama gelir. Yağ bir seviyeden aşağı doğru bırakıldığı sırada yerden sekmesi anında ne kadar yukarı zıplarsa o derece viskozite kat sayısı düşüktür.
Temel olarak Motor yağı tür ve viskozite kat sayısı değerlerine göre 2 gruba ayrılır.
Motor yağları çeşit konusunda zengindirler. Bu yağlar değişik kullanım amaçlarına göre farklı viskozite değerlerine sahiptir. Bazı yağ oldukça ince yani düşük viskozite değerinde sunulurken, kimi yağ kalın yani yüksek viskozite katsayısına sahiptir. Bu değer motor yağı kutusunun üzerinde yazılıdır. İfade olarak ise 10W değerinden başlayarak 0W-30 değerine kadar gelebilir. Aracın bulunduğu mevsim ve sıcaklık koşullarına göre farklı motor yağı viskozitesi değerleri seçilebilir.
Viskosite endeksi motor yağının ortam sıcaklığına bağlı olarak ne kadar akma değerine sahip olduğunu göstermek için kullanılır. Motorun içindeki yağı ortam sıcaklığı düştükçe daha kalın hale gelir. Motor çalışıp yüksek sıcaklığa ulaştığında incelir. Her sabah motor yağı karterde toplanır ve motorun tüm parçaları ilk çalıştırma sırasında neredeyse yağsız kalır. Çalıştırma ile beraber yağsız kalan parçalar birbirileriyle sürtünme yaşar ve aşınmalar daha çok olur. Bu sebeple motor yağının en kısa zamanda çalışan parçalara ulaşması gerekmektedir. Yağın ortam sıcaklığında ince yapıda olması bu amacı çabuklaştırır. Kış aylarında sıcaklığın -20C derecede durumlarda inceliğini koruyabilen düşük motor yağı viskozitesi endeksine sahip bir yağ kısa zamanda motor parçalarına ulaşır ve sürtünmeyi en aza indirir. Viskozitesi yüksek olan yağları bu sıcaklıkta motor parçalarına ulaştırmak oldukça zordur. Bu sebeple motorda aşınmaları bu tarz yağlarda üst düzeydedir.
Yağların -35C dereceden +5C dereceye kadar uzanan bir sıcaklık aralığı var. Bu aralık aslında çeşitli mevsimlerin içindeki gece ve gündüz sıcaklıkları olarak düşünüldüğünde, 5W-30 yağ endeksine sahip motor yağı -30 C ve +35C derece sıcaklıkta ince olmayı sürdürebiliyor. Akabinde sıcaklık -30C derece bile olsa aracın ilk çalıştırmasında hızlı bir şekilde çalışan motor parçalarının yağlanması sağlanabiliyor.
Motor yağının ham maddesi aslında ham petroldür. Türleri ise damıtılması veya kimyasal olarak işlem görmesine göre değişir. Şimdi türlerine göre motor yağlarını sizlere açıklayacağız.
Ham petrolün damıtılmasıyla elde edilen yağlara mineral yağlar denir. Farklı marklarda değişim gösterebilir. 10W-40, 15W-40 ve 20W-50 gibi viskozite endeksleri ile sunulabiliyorlar. Bu yağlar oldukça ucuz olduğu için son nesil otomobillerde kullanılması pek önerilmiyor.
Mineral yağların ve tam sentetik yağların bir karışımıyla yarı sentetik yağlar ortaya çıkar. Burada farklı olarak içlerinde en fazla %30 oranında sentetik yağ olmasıdır. Yine mineral yağlar gibi markadan markaya değişmek üzere 5W-40, 10W-40, 15W-40 ve 20W50 gibi viskozite endekslerinde alıcılara sunulur. Sentetik katkıların desteği ile yakıt tüketimi ve performans konularında mineral yağlardan daha performanslıdırlar. Fiyatları uygun olduğu için sıkça tercih edilirler.
Mineral yağlar gibi ham petrolden üretilen tam sentetik yağlar, üretim sırasında kimyasal yollar ile elde edilir. Tüm yağlarda olduğu gibi markadan markaya değişen 10W-60, 5W-30, 5W-40, 5W-50, 0W-20, 0W-30, 0W-40 gibi viskozite endeksine sahiptir. Burada 10W-60 gibi motor yağları genelde yüksek performanslı spor otomobillerde tercih edilir. Bu yağlar yüksek performans sağlarken, düşük yakıt tüketimini de destekler. Yapıları gereği yüksek veya düşük sıcaklıkta da ince yapılarını koruyabilmektedirler.
Ülkemizde en çok kullanılan motor yağı 5W-40 viskozite endeksine sahip olan yağdır. Bu motor yağı ülkemizde olduğu kadar dünyada da fazlasıyla kullanılmaktadır.