Aşırı stres altında kalmaktan kaynaklanan "tükenmişlik sendromu" modern insanı kırıp geçiriyor. Peki ne yapmalı?
Son yıllarda dikkat çekecek kadar artış gösteren tükenmişlik sendromu vakaları aşırı stresin neden olduğu rekabet dolu bir dünyanın sonucu. “Sanki dünya üzerime üzerime geliyor, hiçbir şeyden keyif almıyorum, parmağımı kıpırdatacak enerjim yok, işe gitmek istemiyorum, sürekli ağlamak istiyorum…” gibi çevremizdeki kişilerden her gün duyduğumuz bu tanıdık cümleler belki de bir hastalığa; tükenmişlik sendromuna işaret ediyor.
Son yıllarda dikkat çekecek kadar artış gösteren tükenmişlik sendromu vakaları aşırı stresin neden olduğu rekabet dolu bir dünyanın sonucu. “Sanki dünya üzerime üzerime geliyor, hiçbir şeyden keyif almıyorum, parmağımı kıpırdatacak enerjim yok, işe gitmek istemiyorum, sürekli ağlamak istiyorum…” gibi çevremizdeki kişilerden her gün duyduğumuz bu tanıdık cümleler belki de bir hastalığa; tükenmişlik sendromuna işaret ediyor. Nedir tükenmişlik sendromu? Psikiyatrist Prof. Dr. Kerem Doksat tükenmişliği şöyle tarif ediyor: “İnsanın, tahammül edebileceğinden daha fazla zorlanmaya yani strese maruz kaldıktan sonra çökme ve sağlıklı davranış sergileyememe durumudur.” Uzun bir süre yoğun stres altında kalanlarda ortaya çıkan tükenmişlik sendromuna eğer zamanında müdahale edilmezse, kişi her türlü ruhsal ve bedensel hastalığa yakalanabiliyor. Hatta bu süreç ölüme kadar gidebiliyor
İnsanların hayatını karartan tükenmişlik durumu elbette birdenbire ortaya çıkmıyor, safhaları var. İlk aşama “alarm safhası”. Stres hormonları kanda yükselerek organizmaya; dövüş, kaç, kork veya dona kal mesajı veriyor. Eğer bu tepkiler ortaya çıkan sorunu çözerse tekrar denge oluşuyor. Fakat sorun çözülemezse ikinci aşamaya; “direnç safhası”na geçiliyor. Bu durumda kan basıncında ve kan şekerinde yükselme ve çeşitli mide rahatsızları, bağışıklık sisteminde de geçici rahatsızlıklar baş gösteriyor. Bundan sonrası “tükenme safhası”. Bu noktada vücut iflas ediyor, ruhsal ve fiziksel birçok belirti ortaya çıkıyor.
Metropol insanlarının tükenmişlik sendromuna daha açık olduğunu söyledik. Fakat Prof. Dr. Kerem Doksat stres altında kalan çocuklarda bile bu durumun ortaya çıkabileceği söylüyor ve devam ediyor: “Tükenme döneminde, araya giren bozucu etkiler sonucu konsantrasyon yetersizliği, genel bir ilgi azalması, ufak şeylere aşırı tepki verme ve depresyon gibi belirtilerin ortaya çıkmasıyla birlikte bir iflas ve mağlûbiyet tablosu gelişir.
Depresyon, anksiyete ve diğer psikiyatrik bozuklukların yanı sıra, psikosomatik hastalıklar ortaya çıkar. Bağışıklığın iyice bozulmasıyla kişide enfeksiyon hastalıklarına, kansere eğilim belirir. Mide mukozasındaki çatlaklar artar ve aşırı asidin daha da şiddetlenmesiyle birlikte, ülsere dönüşür, kan basıncı yüksekliği kalıcı hâle geçer, damar sertliğiyle ilgili süreç şiddetlenir. Depresyon gelişmesi kolaylaşır.”
Uzman psikolog Mine Eren ise bazı grupların tükenmişliğe daha açık olduğunu söylüyor: “Tüm meslek gruplarında görülmekle birlikte hizmet sektörü çalışanlarında daha sık ortaya çıkar. Sağlık ve finans tükenmişliğin en sık görüldüğü gruplardır. Pozisyon olarak yöneticilerde sık görülür.
Araştırmalar gösteriyor ki, son dönemlerde tükenmişlik sendromu sonucunda depresyon, panik atak, migren ve deri ve solunum hastalıklarından psikiyatr ve psikoterapistlere başvuran kişilerde ciddi artış var. Mine Eren’in verdiği rakamlar gerçekten şaşırtıcı: “Dahiliye, kardiyoloji ve gastroenteroloji polikliniklerine başvuran hastaların, üçte birinde ya açıklanamayan organik bozukluk ya da tamamen psikolojik kaynaklı problemlerinin olduğu biliniyor.”
Hayat ve iş koşulları kadın erkek ayırmıyor. Fakat Psikolog Mine Eren araştırma sonuçlarına göre bu duruma kadınların erkeklerden daha yatkın olduğunu belirtiyor: “Yapılan araştırmalara göre kadınlarda erkeklere oranla daha fazla tükenmişlik sendromu görülüyor. Özellikle 30-45 yaş arası kadınlarda çok daha fazla görülmekte. Modern kadın hem işini hem de evini en iyi şekilde kotarmak zorunda. İşte başarılı olacak ve ilerleyecek aynı zamanda iyi bir eş ve anne olacak. İşte mesai bittiğinde evdeki mesaisi başlıyor.
Kadının neredeyse uyumak dışında kendisine ayıracak zamanı kalmıyor. Bu durumda kadın yavaş yavaş tükenmişlik sendromuna doğru ilerliyor.” Psikiyatrist Prof. Dr. Kerem Doksat’ın kadınlara ilişkin bir başka tespiti var: “Kadınlar kısa sürede gelişen (akut) tükenmeye daha açıktır. Buna mukabil, uzun süreli zorlanmalarda, erkeklerden daha dayanıklı ve sağlam dururlar. Bu, onların beyin yapılarının bir özelliği…”
Kadın, erkek hatta çocuk ayırmayan tükenmişlik sendromunu tedavi etmek mümkün mü? Tedavi uygulanmazsa ne olur? Bu sendromun bir teşhis değil tespit olduğunu söyleyen Prof. Doksat: “Eğer tedavi edilmezse her türlü ruhsal ve bedensel hastalığa, keza toplumsal yıkıma kolayca saplanılır. Tedavi aşamasındaysa eğer kişinin dengesi, sosyal ve diğer destekleri yeterince güçlüyse, sadece psikoterapiyle toparlanması sağlanabilir. Ama bu sınırlar aşılmışsa, herhangi bir veya birden fazla tıbbî hastalık başlamışsa, mutlaka gereken tıbbî ve tabii ki psikiyatrik müdahale yapılmalıdır.”
Hayattan, işimizden elimizi ayağımızı çekemeyeceğimize göre tükenmişlik sendromuna kapılmamak için alacağımız kişisel önlemler nedir? Bu soruyu Psikolog Eren yanıtlıyor: “Tükenmişlik ruhsal ve bedensel bir rahatsızlığa yol açmışsa ona yönelik alanında uzman kişiler tarafından tedavisi yapılıyor. Bu noktaya gelmemek için benim önerim kişilerin günde en az keyif alacakları bir saati kendilerine ayırmaları, çok yoğun çalışıyorlarsa iki ayda bir en az üç gün tatile gitmeleri, yaşamdan her gün keyif almayı öğrenmeleri, en önemlisi de yaşamlarında kendilerini merkeze koymaları ve kendilerini sevmeleridir.”
Tükenmişlik sendromu ile depresyonun belirtileri ilk bakışta sanki aynıymış gibi geliyor. Öncelikle tükenmişlik sendromunun bir hastalık olmadığını söyleyelim. Depresyon bir hastalıktır. Bu nedenle depresyonla tükenmişlik sendromunu kıyaslamamak daha doğru olur. Tükenmişlik sendromu sonucunda fiziksel ve ruhsal, psikosomatik rahatsızlıklar oluşuyor. Organizma stres faktörleriyle başa çıkamayınca son olarak tükenme noktasına geliyor. Bu aşamada semptomlar ortaya çıkıyor. Depresyon tükenmişlik sendromunun sonuçlarından biri.
İştahta azalma veya artma
Sigara ve benzer ürünlerin içiminin artması
Doktor kontrol dışında ilaç kullanımında artış
Alkol ve diğer madde kullanımında artış
Sık kâbuslar görme
Sık öfkelenme
Kazalara yatkınlık
Sabırsızlık
Baş ağrıları, migren ve baş dönmesi
Bıkkınlık, bitkinlik hissi
Mide rahatsızlıkları
Çarpıntı, yüreğinin ağzına gelmesi duygusu
Ağzın ve boğazın kuruması
Duygusal tutarsızlık
Ağlamak veya kaçıp saklanmak için şiddetli bir arzu duyulması
Nedeni bilinmeyen sürekli bir korku ve sıkıntı içerisinde bulunmak
Duygusal gerilim ve her an tetikte olma durumu
Titreme, ellerde terleme ve tikler
Yüksek sesle sinirli gülmeler
Deride hassasiyet
Uyku bozuklukları
Dikkat bozukluğu
Dargınlık, alınganlık
Ümitsizlik, karamsarlık
Ufak seslerde kolayca irkilme
Stresle ortaya çıkan kekeleme veya konuşma zorlukları
Diş gıcırdatma, dişleri sıkma, çene kilitlenmeleri
Âdet öncesi gerilimi veya düzensiz âdetler
Omuzlarda, boyun ve ensede gerginlik, sırt ağrıları
Enerji düşüklüğü, kronik yorgunluk