ANKARA (ANKA) - İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı'nın bir çatışma alanı haline getirilmek istendiğini savunarak "Önceki gün benzin bidonlarıyla oradaki çadırların yakılması, orada birkaç gencin veya Allah korusun daha fazla gencin ölümüne sebebiyet verilerek bir büyük kargaşa ortamının yaratılmasına dahi çalışıldı. Bunları biz biliyoruz. Bunu vatandaşlarımızın da görmesini istiyoruz" dedi.
İçişleri Bakanı Güler, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen, "Uyuşturucu Bağımlılarını Topluma Kazandırma Eylem Planı Toplantısı"na katıldı. Bakan Güler toplantı öncesi Gezi Parkı gösterilerine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Güler, Belediye Kanunu'nun 15. maddesi doğrultusunda belediye ile ilgili hizmetlerde belde sakinlerinin görüşlerinin alınması ve kamuoyu araştırması yapma yetkisinin belediyelerde olduğunu belirterek, Gezi Parkına ilişkin referandumun, Beyoğlu veya İstanbul genelinde yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. Burada halkın tercihlerinin geçerli olacağına işaret eden Güler, "2011 genel seçimlerine girerken Başbakanımız İstanbul'da, İstanbul ağırlıklı büyük projelerini açıklamıştır. Bu taahhütle de vatandaşın karşısına çıktık. 2011 seçimleri bu anlamda önemli bir referandum sayılır. Buna rağmen Başbakanımız Taksim Parkındaki bu yeni projeyle ilgili de böyle bir tercihini ortaya koydu. Olayın başından itibaren yanlış algı yaratılma, bir bilgi kirliliği üzerine bir takım yeni tezler geliştirilmeye çalışılıyor. Olayın 27 Mayıs tarihinden itibaren seyrinde orada yapılan Taksim Gezi Parkı yayalaştırılmasına uygulanmasına ilişkin işlemlerdi. Zaten Büyük Şehir Belediye Meclisi'nde oybirliğiyle kabul edilen yayalaştırılma projesinin kaldırım genişletme çalışması orada Topçu Kışlasının yapıldığı gibi bir algı yaratılarak önce Gezi Parkı bazlı bir protesto eylemine, sonra buradan topumun geniş kesimlerine yayılan ve bugün de artık bana göre Gezi Parkı'nın çok üzerinde başka talepleri kapsayan protestolara veya kanunsuz eylemlere dönüştü. Bunu görmemiz lazım" dedi.
-"BUNUN SÜRDÜRÜLEMEYECEĞİNİ HERKES BİLİYORDU"-
Şu an için Topçu Kışlasına ilişkin herhangi bir işlemin yapılmadığını vatandaşların bildiğini dile getiren Bakan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esasen bununla ilgili idari yargının da bir yürütmeyi durdurma kararı var. Hukuki prosedür de orada yürüyecek. Buna rağmen Başbakanımız orada ağaçların kesilmesiyle ilgili kamuoyunda yanlış algı yaratıldığını ifade ettiler. zaten Topçu Kışlası projesi de yapılsa o ağaçların büyük bölümü o projenin içerisinde kalıyor, oradan alınacak 70-80 kadar ağaç da o projenin yine etrafındaki yerlerde değerlendirilmiş olacak. Bunun bu şekilde bilinmesi lazım. bu süreç içerisinde başlangıçta Gezi Parkı'nda çadır kurarak orada bulunan kesimler Gezi Parkı'nın boşaltılmasını müteakip bu protestolarını yaygınlaştırdılar. Türkiye'nin birçok ilinde benzer protestolar yapıldı ancak şu anda Gezi Parkı kamuya açık ve herkesin yararlanması gereken bir alan olmasına rağmen, orada ayın 1'inden itibaren sadece belli arkadaşlarımızın çadırlarını kurarak ve 24 saatlerini orada geçirerek, başkalarının oradan yaralanmasını engelleyen bir pozisyonu var. Bunun hiçbir şekilde sürdürülebilirliği yok. Bunu kendileri de biliyorlar. Taksim alanındaki işgalini, Atatürk Kültür Merkezi'nde, Atatürk Anıtında, o çevrede kurulan Taksim'e açılan 12 yerin bariyerlerle kapatılmasının o bölgeye getirdiği sıkıntıları da gördük. Taksim alanı sade o alan itibariyle yaklaşık 30 bin 5 yıldızlı otel yatağına sahip bir yer ama bu olaylardan sonra maalesef burada yüzde 70 ve 80 oranında bir gerileme oldu. Bunun sürdürülemeyeceğini herkes biliyordu."
-"GEZİ PARKI'NI BİR ÇATIŞMA ALANI HALİNE GETİRMEK İSTİYORLAR"-
Yapılan ikazlara rağmen direnişlerin sürdürüldüğünü aktaran Bakan Güler, "Meydanda evvelsi gün bir temizleme yapıldı. Şu anda gerekli güvenlik önemleri sağlandı. Hak arayışı, meşru sınırlar içerisindeki talepler, kanuna uygun toplantılar, gösteriler, oturma eylemleri, basın açıklamaları, hangisi olursa olsun kanuni sınırlar içinde kaldığı sürece polisin herhangi bir müdahalesi yok. Ancak Gezi Parkı'ndaki olayın bu şekilde devam etmeyeceğini, bunun artık sonlandırılması gerektiğini de ifade ettik. Ben evvelsi günkü Taksim alanındaki polisimizin o alanı temizlemesi sırasında marjinal grupların, illegal örgütlerin neler yaptığını bütün kamuoyu gördü. Benim bunu söylememe gerek yok. Orada polise taşlarla, Molotof kokteylleriyle, havai fişeklerle, sis bombalarlar, çelik bilyelerle yapılan saldırıyı herkes gördü. Şunu da açıkça biliyoruz ki orada yapılmakta olan gösterilerde Gezi Parkı'ndaki o arkadaşlarımız bunun dayanağı yapılarak onlar üzerinden bir ideoloji direnişe döndürülmeye çalışılıyor. Oradaki gençlerimizin, oradaki çocuklarımızın isteklerini kendi ideoloji istekleriyle birleştirerek ve onları da adeta siper yaparak, polisle çeşitli çatışmalara girmek isteyenler var. Gezi Parkı'nı bir çatışma alanı yapmak haline getirmek istiyorlar" dedi.
-"ARTIK BU İŞ BİR ŞEKİLDE BAŞKA GERGİNLİKLERE SEBEP OLMADAN BİTİRİLMELİ"-
Gezi Parkı'nda provokasyonlarla polisi, "sanki oradaki insanlara zarar vermiş" gibi göstermeye çalışıldığını savunan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu çok dikkatle ayırıyoruz. Kendilerine bunu söyledik. Oradaki çadırların içerisinde bulunan birçok yerde değişik provokasyonların hazırlandığını gördük. Kamuoyuna açıklıyorum; evvelsi gün benzin bidonlarıyla oradaki çadırların yakılması, orada birkaç gencin veya Allah korusun daha fazla gencin ölümüne sebebiyet verilerek bir büyük kargaşa ortamının yaratılmasına dahi çalışıldı. Bunları biz biliyoruz. Bunu vatandaşlarımızın da görmesini istiyoruz. Ancak polisle herhangi bir çatışma ortamına girmeden sağduyulu hareket ederek taleplerini kamuoyuna yansıttıklarını da biliyoruz. Başbakanımız da dinledi bunları. Velilere de İstanbul valimiz gerekli açıklamalarda bulundu. Artık bu işin bir şekilde, kamuoyunda başka gerginliklere sebep olmadan son verilmesi lazım. Bu olaylarda hangi zararların meydana getirildiğini, yaralıları, ölenleri biliyoruz. Bunlar bir demokraside, hukuki zeminde kabul edilebilecek hareketler değildir. Ülkenin böyle gerginliklerle marka değeri düşürülüyor, ülke ekonomisi zayıflatılmaya çalışılıyor ve bu amaçların gerisindeki arayışları da biz biliyoruz. Vatandaşlarımızın da bunları görmesini bekliyoruz. İnşallah akıl hakim olacaktır ve burada gençlerimize bir zarar gelmeden oradaki hayat herkesin faydalanabileceği bir ortama kavuşacaktır."
-ORANTISIZ GÜÇ İNCELEMELERİ YAPILIYOR-
Polisin orantısız güç kullandığı iddialarına ilişkin Güler, "Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer yerlerde polisin orantısız güç kullanımına ilişkin incelemeleri mülkiye ve polis müfettişlerimiz beraber yapıyor. Kanuni gereği yapılır, kimsenin bu konuda bir endişesi olmasın. Sadece polisin orantısız güç kullandığını gösterip, Vandalizm görüntülerini, yakıp yıkmayı bunun gerisinde tutmanın hiçbir manası yok. Bunu görenler öbür tarafta polise yapılan şiddeti, kamu düzenin, genel hayatın etkilenmesini, yakılan, yıkılan yerleri de görsünler. Sadece tek açıdan bakmasınlar diye vatandaşımızdan özellikle istirham ediyorum" ifadesini kullandı.
-600'ÜN ÜZERİNDE POLİS, BİNİN ÜZERİNDE DE VATANDAŞ YARALANDI -
Olaylarda meydana gelen ölümlerde büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Bakan Güler, hayatını kaybedenlerin, şehit olan polisin acısının yüreklerinde olduğunu söyledi. 600'ün üzerinde polis ile binin üzerinde de vatandaşın da yaralandığını kaydeden Güler, şuanda hastanelerde 40 civarında kişinin yattığını belirtti. İçişleri Bakanı bunların biran önce sonlandırılmasını istedi.
-"JENERASYON FARKLARI İLE ARTIK DÜNYANIN DEĞİŞTİĞİNİ, GELİŞTİĞİNİ GÖRÜYORUZ"-
Bakan Güler, olaylarda dezenformasyon yapıldığına vurgu yaparak, "Evvelsi gün bana bir soru soruldu. "Bir polis elinde silah Molotof kokteyli atıyor' denildi. Ben de bunun yalan olduğunu söyledim. Bir saat sonra da bunun nasıl bir provokasyonla, nasıl kamuoyu yanıltıldığını gördünüz. Provokasyon denilen şey böyle bir şey. Biz bu çocuklarımızı tanıyoruz, biliyoruz, samimiyetlerine de inanıyoruz. Bu çocuklar bizim çocuklarımızdır" diye konuştu.
1990'lı yıllarda yetişen çocukların talepleri, istekleri, geleceğe ilişkin umutlarının farklı olabileceğini vurgulayan Bakan Güler, sözlerini şöyle tamamladı:
"Jenerasyon farkları ile artık dünyanın değiştiğini, geliştiğini görüyoruz.
Şunu söylediler; ben o toplantıdan sadece bir arkadaşlarımızın genel talepleri olarak söylüyorum; bütün bizim bu kullandığımız özgürlükler son 10 yılda AK Parti iktidarlarının sağladığı özgürlüklerdir. AK Parti hükümetleri son 10 yılda demokrasi adına çok şey gerçekleştirdiler. Buraya gelen çocuklar biz toplanamıyoruz, sendika, dernek kuramıyoruz, üniversiteyle ilgili taleplerle gelmediler. Ancak bu taleplere de elbette kulak verilecek. Ancak Gezi Parkı'nda bu şekliyle bütün provokatörlerle bir arada bu çocuklarımızın beraber olmasının sürdürülebilirliği yok. Taksim'deki kamu düzeninin, ticari etkinliğin, trafik düzeninin mutlaka sağlanması lazım. Ben bu konuda özellikle velilerin anlayış göstermesini istiyorum. Çocuklarımız çekilsinler, eğer orada marjinal gruplar polisle çatışmayı sürdüreceklerse, elbette devletin polisi her gün bu düzeni sağlamak için hazırdır. Özellikle kimsenin burnunu kanamasını istemiyoruz."