Muammer Güler: Plastik mermi değil, balmumu

ANKARA (ANKA) - Gezi olayları sırasında 17 Haziran'da İstiklal Caddesi ve bağlı sokaklarda başlarındaki bir emniyet amiri ile birlikte bazı çevik kuvvet polisleri kaçışan insanlara kontrolsüz biçimde plastik mermi kullanmış, bu durum haber kameramanlarınca da saptanmıştı. Konuyu TBMM'ye taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, "17 Haziran 2013 tarihinde İstanbul'da İstiklal Caddesi ve bağlantılı sokaklar başlarındaki bir emniyet amiri gözetimindeki 34 kodlu 113, 129, 139, 142 ve 428 kask numaralı polislerin etraflarındaki onlarca basın mensubu kameraman varken gösteri yapmayan sokakta yürüyen vatandaşa zaman zaman bu paintball benzeri silahla atış yapmasının gerekçesi nedir? Bizzat kendisi de bu silahı kullanan emniyet amirine ve bu polisler hakkında herhangi bir idari inceleme başlattınız mı? İncelemenizin sonucu ne olmuştur?" diye sordu.

Umut Oran, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler'e şu soruları da yöneltmişti:

"Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) envanterinde paintball silahı benzeri sıkıştırılmış hava ile çalışan sert plastik bilyalar atan tüfekler var mıdır? İçişleri Bakanlığı hangi tarihten itibaren paintball benzeri bu silahı ve plastik mühimmatını kullanmaktadır? 29 Mayıs-17 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri bu mühimmattan kaçar adet kullanmıştır? Bu silahla ve plastik küreyle vurulan yaralanan sakatlanan vatandaş var mıdır, varsa sağlık durumları bugün itibariyle nedir? Vatandaşın bu silahla özellikle gözünden yaralanmaması için hangi önemleri aldınız?"

-"PLASTİK MERMİ DEĞİL, BALMUMU"-

Muammer Güler'in ise tam 6 ay sonra İçişleri Bakanı sıfatıyla 18 Aralık 2013'te imzaladığı yanıtında ise bazı soruları görmezden gelmesi dikkat çekti. Muammer Güler, "Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde plastik ve metal içerikli mermi bulunmamakta olup, dış yüzeyi balmumu ya da jelatin ile kaplanmış boya kapsülleri, yasadışı gösterilerin dağıtılması amacıyla sorumlu amirin emri doğrultusunda bu konuda eğitim almış personel tarafından kullanılmaktadır" demekle yetindi.

Güler ayrıca "Önergeye konu edilen olaylara ilişkin gerekli ön inceleme ve soruşturma yapmak üzere bakanlığımızca Mülkiye ve polis başmüfettişi görevlendirilmiştir" diyerek, henüz daha inceleme aşamasında olduklarını bildirdi.

Bu duruma tepki gösteren Umut Oran ise şu açıklamayı yaptı:

"Başbakan "başı örtülü kadına saldırıldı' dedi valiliğe başvurdum "görüntü de yok şikayet de yok' dediler. Başbakan "camide içki içtiler görüntüyü Cuma günü açıklayacağım' dedi, üzerinden kaç Cuma geçti bekliyoruz halen çünkü olmayan görüntüyü, olayı kanıtlayamaz. Yaralı gençlerin tedavilerinin yapıldığı camiye girildi diye "kirletmek suretiyle kamu malına zarar verildiği' şeklinde hukuk literatürüne geçecek örnek zorlamalar ortaya çıkarıldı. Ama görüyoruz ki görev yetki ve sınırı aşan polisler hakkında hiçbir işlem dahi yapılmamış. Yüzlerce vatandaşımız hakkında gezi davaları açılırken bir tek kamu görevlisi için dava açıldığını görmedik. Ama şimdi anlıyoruz beyefendilerin önceliği ayakkabı kutuları, elbise çantaları, para sayma makineleri, hangi para kasasının daha güvenli olduğu sohbetleriymiş. Bu devran böyle gitmez 90 gün sonra sandıkta halkımızdan tokadı yeyince mazlumun ahının aheste aheste nasıl çıktığını görecekler."