Mübadiller İçin Denize Karanfil Bırakıldı

Mübadele yıllarında Yunanistan’dan Türkiye’ye gelirken hayatlarını kaybeden ve Türkiye’ye döndükten sonra bir daha doğduğu topraklara ayak basamadan ölen binlerce mübadil için düzenlenen törende denize karanfiller bırakıldı.Lozan Mübadilleri Vakfı Ege Bölge Temsilciliği, 1923 ve 1927 yılları arasında Türkiye’de yerleşik Rum Ortodokslarla Yunanistan’da yerleşik Türk Müslümanların zorunlu göçünü ön gören mübadele sözleşme nedeniyle doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda kalan mübadilleri andı. İzmir Cumhuriyet Meydanı önünde toplanan mübadil torunları, Atatürk Anıtı’na çelenk ardından da denize karanfiller bıraktı. Vakıf tarafından yapılan açıklamada, “Bu sözleşmeyle yaklaşık 2 milyon insan doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldı. Mübadeleye tabii tutulan insanlar yüzlerce yıldır ekip biçtikleri topraklarını, iş yerlerini, evlerini, kutsal mekanlarını, sevdikleri mezarlarını geride bıraktılar. Çoğu yolcu taşımaya elverişsiz olan gemilerle yolculuklar yaptılar. Bu uzun ve zahmetli yolculuk sırasında kaybedilenler denize verildiler. TC vatandaşlarına vize uygulanması vize alırken çekilen sıkıntılar düş kırıklığı yaratıyor. Yunanistan hükümetinden ve AB yöneticilerinden iki halk arasında örülen vize duvarlarının kaldırılmasını talep ediyoruz” denildi.“ATALARIMIZIN MEZARLARINA TOPRAK SERPTİK”2. kuşak mübadil olarak ‘Kalbim Rumeli’de Kaldı’ adında bir kitap yazan Firdevs Tunçay hayatının Rumeli hikayelerini dinleyerek geçtiğini belirterek şöyle konuştu:“Ailem 1924 tarihinde Kavala’dan gelmişler. Evlerini, barklarını, iş yerlerini, kutsal mekanlarını, atalarının mezarlarını bırakarak zorunlu olarak terk etmişler memleketlerini. Benim çocukluğum Rumeli türküleri dinleyerek mübadele anılarını dinleyerek geçti. Anıları bu kitapta dile getirdim. Kitabımı hem gençler hem yaşlılar hem de doğmayan çocuklar için yazdım. Hayatımın rüyası gerçekleşti. Onlar şimdi yeniden aramıza katıldılar.”Kızıyla birlikte atalarının doğduğu topraklara ilk kez 200 yılında gittiğini kaydeden Tunçay, “Gözyaşlarıyla gezdik. Havasını kokladık. Oradan toprak getirip atalarımızın mezarlarının üzerine serptik. Onlar gidemedi ama toprakları onlara geldi” dedi.