HABER

"Mücadeleye devam edeceğiz"

ANKARA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Kopenhag zirvesi sonuçlarını değerlendirdi. Baykal, zirve sonucunda ortaya çıkan bu kararları Türkiye'nin bir çıkış noktası yapması gerektiğini söyleyerek, "AB konusundaki iddialarımızı gerçekleştirmek için mücadeleye devam etmemiz gerekiyor" dedi.

Bir avukatlık bürosu ile restoran açılışı sırasında gazetecilerin Kopenhag zirvesinde Türkiye ile ilgili alınan kararlar yönünde düşüncelerinin sorulması üzerine Baykal, ayrıntılı bir değerlendirmeyi daha sonra yapacağını söyledi. Baykal, alınan kararlar ve sonuçlar bakımından zirve sonucuna göre Türkiye'nin, bu kararların ortaya koyduğu noktayı bir çıkış noktası kabul etmesi gerektiğini belirtti. AB konusundaki iddialarımızı gerçekleştirmek için mücadeleye devam etmek gerektiğine inandığını kaydeden Baykal, "Önümüzde daha yapılması gereken çok çalışma var. Verilmesi gereken mücadele var. Konunun çok karmaşık ve yeni sorunlarla dolu bir geleceği var, bunu görüyoruz. Bunu göğüslemek bizim sorumluluğumuzdadır. Onun gereğini yapayacağız. Hep beraber, iktidar, muhalefet, tüm Türkiye önümüzdeki tabloyu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız. Yapılması gereken bu" dedi.

Zirve sonrasındaki sonuçların değerlendirilmesinin ayrıntılı bir şekilde ele alınması görüşünde olan Baykal, "Tabi niye buraya geldik, nasıl daha iyi olabilirdi, olamaz mıydı, nasıl yapılacaktır? Bunların tartışması yapılacaktır. Ama bu aşamada ben geleceğe yönelik iddiamızı kararlılıkla tekrar etmenin uygun olacağı kanatindeyim. İddiamızı sürdürüyoruz. Avrupa Birliği'ne önem vermeye, sahip çıkmaya onu gerçekleştirme doğrultusundaki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz. Şu aşamada söylenmesi gereken budur" diye konuştu.

Bir gazetecinin "AB konusunda sessiz kaldığınızı düşünüyor musunuz?" sorusuna Baykal şöyle cevap verdi:

"Hayır hayır, hiç doğru değil. Söz konusu bile değil. Başbakan gitmeden önce konuştuk, düşüncelerimizi anlattık. Ayrıntılı değerlendirmelerimizi söyledik. Önerilerimizi söyledik. Hükümet bizim bu konuda ne düşündüğümüzü ayrıntlı olarak çok iyi biliyor. Bu konuda kamuoyuna gerekli açıklamaları çok uzun zamandan beri yapıyoruz. Buraya gelinmiş olmakta CHP'nin çok önemli katkıları var. CHP Avrupa'da gezerek, çalışarak, buradaki yapancı temsilcilerle ayrıntılı temaslar yaptık, AB Büyükelçileriyle iki defa yemek yedim. Bütün yabancı temsilciler ile IMF hariç, tümü bizimle geldi görüştü. Ayrıntılı olarak düşüncelerimizi, değerlendirmelerimizi aktardık. Ayrıca Dışişleri Bakanlığımız ile iki kez beraber çalıştık. Dışişleri Bakanlığı'nın teknik kadrosuyla çalıştık, birifing aldık, düşüncelerimizi söyledik, daha sonra AK Parti Genel Başkanı ile iki kez görüşmemizin ana maddesi bu oldu. Daha sonra Abdullah Gül bizi ziyaret etti, geniş katılımlı ve başbabaşa yaptığımız görüşmelerde bu konudaki bütün görüşlerimizi aktardık. CHP, Avrupa konusunda dünyanın hiçbir yerinde hiç bir muhalefet partisinin sergilemediği katkıyı, anlayışı, desteği başından sonuna kadar vermiştir."

Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması yönündeki bir başka soruya Baykal, "Bu yeni tablo içinde yapılması gereken işler var. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne yönelik üyelik çalışmalarını sürdürmesi açısından gereken işler var. 2004 sonunda, mümkünse ondan daha önce üyelik müzakeresini başlatmak için yapmamız gereken işler var. İddiamızı 2004'e bırakmamalıyız. 2004'ten önce de müzakere başlatmak için ısrarlı ve kararlı olmaya devam etmeliyiz. Olur olur, olmaz olmaz, ama yapılması gereken budur ve böyle bir şans küçük de olsa vardır. Bunu takip etmeliyiz. Üyelik müzakeresi için tarih aldıktan sonra hızla bu müzakere dönemini kısaltmak için yapmamız gereken işler vardır. Türkiye-AB ilişkilerini yeni bir anlayışla ele almalıyız. Tabi bu karar Kıbrıs bakımından da çok önemli bir tablo ortaya koydu. Bunun yeniden değerlendirilmisine ihtiyaç vardır. Şimdi bu kararı uygun bir ortamda ayrıntılı değerlendiriz, şu aşamada belki söylenebilecek şudur: Türkiye'nin AB ile bundan sonraki ilişkileri konusunda Kıbrıs sorunu bir kriter konusu olmaktan çıkmaya başlamıştır" şeklinde cevap verdi.

"KIBRIS KONUSU ARTIK GÜNDEMDEN DÜŞMEYE BAŞLAMIŞTIR" CHP Lideri Deniz Baykal, Türkiye'nin AB ile ilişkelerini belirleyecek kiriterlerden birisi olarak Kıbrıs konusunun artık gündemden düşmeye başladığına dikkat çekti ve "Bu bizim açımızdan sevindirici bir gelişmedir Türkiye AB ilişkeleri açısından. Fakat Kıbrıs ikiye bölünmüştür. Kıbrıs zaten ikiye bölünmüş idi. İki ayrı millet, iki ayrı din, iki ayrı dil ve iki ayrı siyasi yapılanma var. Şimdi iki ayrı uluslararası statü buna eklenmiştir ve Kıbrıs'taki ayrışma yeni ve derin bir noktaya gelmiştir" dedi. Avrupa Birliği'nde dün alınan kararlarda Avrupa müktesebatının, yasalarının, hukukunun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde işlemeyeceğini karar altına aldığını kaydeden Baykal, hukuken de Kıbrısın bölündüğünü Avrupa Birliği'nin kabul ettiğini belirtti.

Baykal, "Bu yeni ve çok önemli bir noktadır ve şimdi bu noktadan sonra yapılması gereken işler tabi çok önemli bence, bir defa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yönelik ekonomik ve ticari amborgonun derhal kalkması lazım" şekilnde konuştu.

KKTC'nin uluslararası alanda dışlanmışlık statüsünden çıkarılmasını da öneren CHP Lideri Baykal, Türkiye'nin bu doğrultuda kararlılıkla çalışması gerektiğini, öncelikli olarak gerekleştirilmesi gereken noktanın bu olması gerektiğini söyledi. İkinci olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Şubat 28'e kadar bir anlaşma imkanı sağlanamaması halinde KKTC'nin ayrı bir kimlik olarak ele alınması, tanınması, değerlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıktığını belirten Baykal, "Avrupa Birliği KKTC ile yeni bir üyelik müzekere sürecini başlatmalıdır. Anlaşma olursa iyi olur. Anlaşma sağlanmalıdır şubata kadar. Ama maalesef bu aşamada sağlanamayan anlaşmanın bu aşamadan sonra yani Rum Yönetimi AB'ye girdikten sonra 28 Şubat'a kadar sağlanabileceğini ummak şimdi Rumlar'ın sergilemediği esnekliği bu önümüzdeki dönemle Avrupa Birliği'ne girdikten sonra sergileyeceklerini ummak gerçekçi değildir" diye konuştu.

28 Şubat'a kadar bir anlaşmanın ortaya çıkmaması olasılığının yüksek gözüktüğünü ifade eden CHP Lideri Baykal, bunu temenni etmediklerini belirtti. Anlaşmanın sağlanabilmesini istediklerini, bu doğrultuda çalışılması gerektiğini kaydeden Baykal, "Ama çalışmanın başarılı olacağı bir anlaşmanın gerçekleşebileceği konusunda umutlu olmak için maalefes çok fazla bir neden yoktur. 28 Şubat'ta bu anlaşma olmazsa 28 Şubat'ta Guney Kıbrıs Rum yönetimi Avrupa Birliği'ndedir ve Kıbrıs'ın bir başka coğrafyası vardır ki orada bir başka toplum, bir başka millet, bir başka siyasi yapılanma var olmaktadır ki onun geleceğini düşünmek de hem Avrupa Birliği'nin hem de bütün insanlığın görevidir, sorumluluğudur" dedi.

"KKTC'NİN TİCARİ AMBARGOLARI KALKMALIDIR" Baykal, Kuzey Kıbrıs'a yönelik uluslararası ambargoların da kaldırılması gerektiğini söyledi. CHP Lideri Baykal, Kıbrısla ilgili son gelişmeleri şöyle yorumladı:

"Bir uluslararası kuşatma altına almak hiçbir şekilde kabul edilemez. Avrupa Birliği'nin temelinde yatan değerleri ve ışığında bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle ambargolar kalkmalıdır. KKTC'nin Avrupa Birliği'ne alınmasına yönelik bir müzakere süreci KKTC'ye yönelik hızla başlatılmalıdır ve ayrıca Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne müzakere süreci olabildiğince hızlandırmalıdır. Şimdi bize deniliyor ki hiçbir engel yok. 2004'te üyelik müzakeresi başlarsa işte makul bir süre sonra da girersiniz. Peki biz gireriz, sonra ne olacak? Yunanistan Avrupa Birliği'ne üye. Güney Kıbrıs Rum yönetimi AB'ye üye. Türkiye inşallah bir süre sonra üye olacak. Anlaşma sağlanamadığı halde KKTC ne olacak? KKTC ne olacak? Onları dışarda tutmaya kimin ne hakkı var? Avrupa Birliği bir politika denedi. AB'ye girme umudunu vererek, KKTC'nin ve Türkiye'nin Kıbrıs'ta bir barış sağlanması için harekete geçirilmesini sağlamaya gayret etti ve geldiğiniz noktada bu politikanın işlemediği ortaya çıktı. Artık KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Türkiye ve KKTC'ye verilen AB'ye üye olma umudu etrafında bir çözüme yönlendirilememiştir ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tek başına Avrupa Birliği'ne alınmıştır. Bu politikanın sonudur. Yeni bir polikitaya ihtiyaç var. Bu politika KKTC'yi dışlamayan, Türkiye'yi dışlamayan, gerçekten eşitlikçi, adeletli, demokratik, insancıl yeni bir politikaya ihtiyaç var. Önümüzdeki dönemde umarım politika konulacaktır."

En Çok Aranan Haberler