Işıl ARSLAN- Faruk KAHRAMAN/BURSA, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında düzenlenen Çarşamba Valilik binasındaki tebrikleri kabul, ardından Işıklar Askeri Hava Lisesi’nde düzenlenen kutlama ve geçit törenine katıldı. Bakan Müezzinoğlu daha sonra partisini İl Başkanlığı tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde 36’ncısı yapılan İl Danışma Meclisi toplantına katıldı. Burada konuşan Bakan Müezzinoğlu 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, "30 Ağustos Zafer Bayramı esasında bu milletin medeniyet yolculuğunda, bu millete tuzak kuranlara bu milleti tarihten silmek isteyenlere, bu milletin medeniyet anlayışını darmadağın etmek isteyenlere, ideallerini yok etmek isteyenlere, bu milletin milli duruşunun günüdür" dedi.
"BİZE DEMOKRASİ HAVARİSİ GİBİ SUNULDU"
Konuşmasında TBMM'deki siyasi partileri eleştiren Bakan Müezzinoğlu, 7 Haziran seçiminin ardından halkın ve seçmenin kendilerine verdiği mesajı yine milletle paylaştıklarını söyledi. Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Baktık ki biri diyor ‘ben sırtımı dağa yasladım’ veya ‘tükürüğümüzle sizi boğarız’ diyen bir anlayış bu ülkeye bu millete tuzak kuranlar tarafından, 7 Haziran öncesinde bu millete nasıl sunuldu? Bir barış güvercini gibi sunuldu. Bize demokrasi havarisi gibi sunuldu. Güler yüzlü sempatik yüzüyle, saz çalan yapısıyla sunuldu ama o saz çalan el diğer taraftan tetiklere talimat veriyordu. Diğer taraftan teröriste güç veriyordu. Bir taraftan teröristin, evinde uyuyan güvenlik görevlisini - Kalleşçe demiyorum. Çünkü kalleşlik insan olana yakışır. Kalleşlik kelimesi insan olana yakışır. Bunu insan yapmaz. İnsan olan birinde tuzak kurma anlayışı vardır, kalleşlik vardır ama bu kalleşliğin de ötesinde bir sıfat bulunması gereken- evine gireceksin sessiz sedasız uyuyan birini öldüreceksin ve o andan sonra çıkacaksın meydana diyeceksin ki’ parmaklar tetiklerden çekilmeli, her iki taraftan silahlardan tetikler elini çekmeli.’ Senin iki taraf dediğin kim? Biri hain, bölücü, terörist, diğeri 78 milyonun kardeşliğini güvenliğini, huzurunu, sağlamak zorunda olan devletin güvenlik gücü. Nasıl aynı anda parmaklar tetikten çekilsin dersin. Bunu bu millete demokrasi adına huzur adına gelecek adına veya milli irade adına güzel yüz gibi gösterenleri, milletimiz 2 ayın içinde gördü. Ne pahasına olursa olsun şefkat elimiz 78 milyon ülke insanımıza aynı şekilde devam edecektir. Bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir yanlışı, bu ülkenin hiçbir vatandaşına yapmayız, yapmayacağız. Ancak millete yanlış yapana kudret elimizle onu ezip geçecek kadar da güçlüdür ve o gücü de o haniler görecektir."
"MİLLET ADINA SAMİMİYET YOK"
Bakan Müezzinoğlu, koalisyon görüşmelerinde kendilerine 14 madde sıralayan CHP’nin demokrasi, insan hakları, özgürlük ve anayasa dediğini belirtti. Ülke insanın, insan haklarının yanında CHP’yi bugüne kadar göremediğini söyleyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Bu ülke insanı CHP’yi başörtü zulmünde gördü mü? Yüzde 47 oy almış bir siyasi parti olarak kapatılma davası açıldığında bunu ‘demokrasiden yana bir anlayış olamaz’ diye gördü mü? Ak Parti, millet gördüm mü? İnsan haklarından, demokrasiden, milli iradeden yana yoksun. Anayasa diyen CHP seçim hükümetine ne dedi? ‘Kapıları kapalı’ dedi. ‘Bize bu anlamda yapılacak teklif ahlaksızlıktır. Teklifi kabul eden arkadaşımız da ahlaksızdır’ dedi. Peki, anayasa maddesi ahlaksız yapılsın diye mi yazdı. Anayasanın bu anlamdaki, bu millet sizin oyuncağınız olmasın diye bu milletle perde arkasında hacıvat karagöz oynatır gibi milletle oynamayın, diye 45 gün sonra kurulamazsa, cumhurbaşkanını seçim hükümeti kurar . Hükümet şu şu şu şekilde kurulur demiş. Hani Anayasa’dan yanaydın. Aç anayasayı bir oku. Yok. Çünkü millet adına samimiyet yok. Milletin hayalleriyle yürüyen bir anlayış yok. Bu milleti kurda kuşa yem etmememe gibi bir sorumluluğumuz var."
"HER ŞEYE HAYIR DİYOR"
MHP’nin ise her şeye ‘hayır’ dediğini kaydeden Müezzinoğlu şunları söyledi:
"Yalnız talimat veriyor. Sanki Cumhurbaşkanı makamında o oturuyor. Ona da diyor ki sen anayasal sınırlarına çekil. Diyor ki şununla şu şöyle yapsın, bununla bu olsun. Bu orada olursa, şu olmaz. ‘Ben hiç bir şeyde yokum’ diyor. Sen 7 Haziran akşamı ‘seçim’ demedin mi? Şimdi seçime de karşısın. Ama bir nedenle muhtemelen haklı. Yanılmıyorsam ‘15 Kasım da seçim’ dedi. Seçim 1 Kasım da olduğu için karşı çıkıyor. Size bir kıssadan hisse anlatayım. Padişahlık döneminde padişah bakıyor ki tembeller var. Tembellere de bakmak zorunda. Bir gün diyor ki ‘çağrı yapın bütün tembelleri maaşa bağlayacağım. Bir alana bütün tembeller toplanıyor. Meydana toplanan tembellerin etrafına mazotu döküyor. Ateşe veriyor. Şimdi ateş yaklaştıkça tembeller kaçmaya başlıyorlar. Bir kısmı sabırla bekliyor. En sonunda bir tembel elinde sigara diyor ki ‘şu ateş gelse de sigaramı yaksa.' Padişah diyor ki ‘bu maaşı hak etti’. O zatı muhterem de elinde sigarası ‘şu ateş gelse de şu sigaramı yaksa’ Bizimle yürü Bursa, Bizimle yürü Ankara diyor, Yürümüyorsun ki. Sigaranı yakacak ateşi bekliyorsun. Olmaz arkadaşlar olmaz."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz