Müezzinoğlu: Sağlık Çalışanına Şiddet Uygulayan 3 Gün Gözetim Altında Tutulmalı

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, hizmet alan vatandaşın hemşireye, veznedeki görevliye ve hekime yüksek sesle bile konuşma hakkı olmadığını, buna asla buna toleranslı davranamayacaklarını söyledi. Sağlıkta şiddet konusunda Adalet bakanlığı ile görüştüklerini belirten Müezzinoğlu, “Zor hali uygulaması gibi bir çalışma üzerinde çalışıyoruz. Yanlış yapanın o anda emniyette gözetim altında tutulmasını içeriyor. Emniyet 24 saat, 3 gün neyse o sürelerde şahsı gözetim altında tutmalı. Emniyet, onu salmayarak evine göndermemeli.” dedi.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, ‘4.Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi’ne katıldı. Büyük Anadolu Otel'de düzenlenen kongreye ayrıca TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar, Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah Kafkas, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun’un yanı sıra birçok davetli katıldı.

DİZİ VE FİLM YAPIMCILARI SENARYOLARINDA ŞİDDETİ AZALTICI GÖRÜNTÜLERE YER VERMELİ

Ülke genelinde her gün birkaç farklı noktada şiddet olayı meydana geldiğini belirten Necdet Ünüvar, “Bazen yürek yakıcı bir şekilde acımasızca şiddete maruz kalıyor sağlık çalışanı. Sağlık çalışanlarımızın saldırıya uğraması son derece vahim, kabul edilemez bir tablo. Medyanın en başta bu konuya duyarlı olması gerekiyor.” diye konuştu.

Dizi ve film yapımcılarının senaryolarında şiddeti özendirmek yerine azaltıcı nitelikte birtakım ifade ve görüntülere yer vermesi gerektiğini belirten Ünüvar, “Dizi ve sinema filmi sahnelerinde şiddeti azaltıcı unsurlara yer verilmeli. Yasama organına düşen de bir görev bulunuyor. Öncelikle sağlık çalışanlarına yönelik hadiselerde cezai müeyyide artırılmalı.” çağrısında bulundu.

CEZALARIN ARTTIRILMASINDAN ZİYADE CAYDIRICILIĞI ÇOK DAHA ÖNEMLİ

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, sağlık emekçilerinin 1 Mayıs Emekçiler Gününü kutlayarak konuşmasına başladı. Şiddet konusunun Dünya ve Türkiye’de sadece sağlık alanında olmadığını belirten Müezzinoğlu, “Stadyumlarda, spor sahalarında, ailede, çocuğa ve eşe şiddet, trafikte şiddet. Şiddetin bu kadar yaygın olduğu ve kolaylaştığı hadisede biz sağlıkta şiddetin muhatabı olmayacağız, olmamalıyız. Olmayacağız diyorsak toplumun her tarafında bu var ise ve biz toplum merkezli bir yapının hizmetkarı isek o zaman hadiseyi çok daha geniş boyutlu düşünmeliyiz.” şeklinde konuştu.

Sağlıkta hizmet talep edenler ve hizmeti sunanlar arasındaki dengenin hiçbir zaman bozulmaması gerektiğini belirten Müezzinoğlu, “Bu denge hiçbir tarafa diğer tarafın hak ve hukukuna müdahale etme hakkı tanımamalı. Varsa herkes hakkını yasal zeminde aramalı. Hizmet alıcının bir hemşireye, veznedeki görevliye, hekime yüksek sesle bile konuşma hakkı yoktur ve asla buna toleranslı davranamayız. Nasıl bir hekim ve hemşirenin hastaya gecenin bu saatinde niye geldin deme hakkı yoksa, gecenin o saatinde o gelme hakkı veya ambulansı çağırma hakkı vardır, ama o ambulansın gelmesi, o ambulans ekibine insani değerlerin ötesinde en ufak bir negatiflik hakkı asla olmaz. Biz bunu asla normal karşılamayız.” açıklamasında bulundu.

Şiddet kapsamında cezaların artırılmasından ziyade caydırıcılığının çok daha önemli olduğunu anlatan Müezzinoğlu şunları söyledi: “Şiddet uygulandığı, şiddete maruz kalındığı veya hakarete uğrandığı o andan itibaren bunu yapan en kısa zamanda müeyyidesini görebiliyorsa; 6 ay sonra, 1 yıl sonra davalar hükme dönüştükten sonra alacağı cezadan çok daha önemli. O anda şiddete maruz kalanın korunması ve mağdur edenin mağduriyeti o anda çözülmeli. Bu anlamda Adalet Bakanımız ile görüştüm. Zor hali uygulaması gibi bir çalışma üzerinde çalışıyoruz. O anda yanlış yapan emniyette gözetim altında tutulacaksa 24 saat, 3 gün neyse süreler o anda gözetim altında tutulmalı. Emniyet onu salmayarak evine göndermemeli. Şahıs elini kolunu sallayarak, hırsı geçmedi ise mahalleden insanları toplayarak tekrar oraya gelmemeli. Caydırıcılığı cezaların çokluğundan daha önemli görüyorum. Hiçbir sağlık çalışanımıza, sağlık kuruluşundaki olumsuzluğa tavrımız nettir.