ANKARA (ANKA)- Trabzon Müftülüğü önümüzdeki günlerde camilerden okutacağı hutbede, uyuşturucu içenlerin ortak özelliğini anlatacak. Hutbede Türkiye'yi terör ile vuramayan kirli ellerin uyuşturucu ile vurmaya çalıştığı anlatılacak.
Trabzon Müftülüğü hutbede, uyuşturucu madde ve alkol kullanma alışkanlığının gençlik için büyük bir tehlike durumuna geldiğini belirterek, "Anarşi afetinin kökünü kazımaya uğraşan toplumumuz, yakasını bu defa bir başka yıkıcıya kaptırmaktan korunmalıdır. Anarşi yolu ile maksatlarına ulaşamayacağını anlayan bazı 'kirli eller' namluyu bu defa başka yönlere çevirme yolunu tuttular… Müsluman-Türk Milletinin dinamik gücü ve geleceğinin teminatı olan gençliği, uyuşturucu maddelere ve alkole alıştırarak, onları ruhen ve bedenen çökertmek için çalışma yapmaktadırlar" diyecek.
Özellikle alkolle birlikte gençliğe aşılanmak istenen uyuşturucu maddelerin başında, esrar, afyon, morfin ve eroin geldiği kaydedilen hutbede, afyonun içerisinde yüzde 25 oranında morfin bulunduğu, eroinin bu morfinden hazırlandığı ve ondan 5 kat daha zehirli olduğu belirtilecek. Hutbede, "Bu ve benzeri uyuşturucuların toplumlara verdiği zararı başka hiçbir şey veremez. Bunlar kısa surede insanı ölüme götürürler. Merkez sinir sistemini etkiledikleri için zeka çalışmaz olur. Böylece insan yaşayan bir ölü haline gelir toplum sağlıklı bir toplum olmaktan çıkar. Esasen ruhen ve bedenen dinamizmini yitiren, çöken bir nesilden ne beklenebilir. Uyuşturulmuş bir genç atılım yapamaz, iyi karar veremez, itibarı azalır, cemiyet adamı olmak yerine, yerlerde sefil sürünen bir sokak adamı olur. Bugün batı dünyasında cadde kenarlarında, köşe başlarında sızıp kalan insanların sayısı az değildir. Hepsinin ortak özelliği, kirli, sarı bir beniz, donuk bakışlar, omuzlara kadar inmiş karışık saçlar, genizden konuşma ve nihayet kamburumsu bir yapı" denilecek.
"UYUŞTURUCU İÇEN YA AKIL HASTASI OLUR YA HAPSE GİRER"
Uyuşturucu madde kullananlarda önce kısa bir keyif hali başladığına, ızdırap ve kederlerin unutulduğuna, ağrıların geçtiğine, arkasından bulantı, sersemlik, halsizlik, kalp ve solunum yavaşlaması ile birlikte zehirlenme oluştuğuna işaret edilecek hutbede, kişinin onun tesiri devam ettiği sürece hiçbir şey düşünemez hale geldiği, vücudunun kırgın ve dövülmüş gibi yorgun olduğu, eklem yerlerinde şiddetli ağrılar hissettiği, iştahının kesildiği, çalışma gücünü kaybettiği anlatılacak. Hutbede, kişinin ölecekmiş gibi bir korku ve beklenti içine girdiği, ruhen ve bedenen büyük bir sıkıntı içine girerek gün geçtikçe zayıfladığı ve tanınmaz hale geldiğine işaret edilecek. "Uyuşturucu kullanan kişi ailesinden çoluk çocuğundan ve çevresinden kopar, büyük bir bunalıma düşerek, ruh ve beden hastası olur. Her türlü kötülüğü işlemeye müsait hale gelir. Uyuşturucu bulabilmek için her çareye başvurur. Bunun için gerekirse anasını, babasını, çoluk ve çocuğunu bile harcamaktan çekinmez. Ahlak diye bir şey tanımaz olur. Hırsızlık yapar yalan söyler, cinayet işler" denilecek hutbede, uyuşturucu kullananların gideceği son yerin cezaevleri veya akıl hastaneleri olduğu kaydedilecek.
UYUŞTURUCUYA KARŞI BİRLİK ÇAĞRISI
Hutbe şöyle devam edecek:
"Sonuç olarak, toplum, inançlı ruhen ve bedenen sıhhatli ve dinamik gençlerle ayakta durur. Fikren ve bedenen olgun bir nesil bir milletin en sağlam dayanağıdır. Beyni uyuşturulmuş böylece enerji ve gençlik heyecanını, hizmet, gayret ve azmini yitirmiş bir nesil ise bir milletin yok olması demektir. Üzerinde çeşitli oyunlar oynanan, Müslüman Türk gençliği Allah'ın izniyle bu gibi zehirlerle ve yollarla da mağlup edilemeyecektir. Yeter ki, millet olarak, aile, okul, cami ve üniversite olarak elele verip üzerimize düşen görevi yapalım, zamanında tedbirler alalım ve gereken çarelere başvuralım."