İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - Eyüpsultan Müftüsü ve hattat Mustafa Mesten, görevinden fırsat buldukça aşkla yazdığı eserleri, hem cami duvarlarını süslüyor hem de ilgi görüyor.
Hat sanatına 21 yaşında üniversite yıllarında başlayan Mesten'in, Bursa ve İstanbul'daki bazı camilerin duvarlarında ayet, hadis veya duaları yazdığı hat sanatı eserleri bulunuyor.
Görevinin yoğunluğundan dolayı gündüzleri sanatını icra etmeye fırsat bulamayan Mesten, fırsat buldukça geceleri eserlerini yazıyor.
Mesten, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hat sanatına ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını söyledi.
İlkokul çağlarında Kur'an-ı Kerim'deki nesih yazıların dikkatini çektiğini belirten Mesten, kalemle aynısını yazmaya çalıştığını, hafızlık ve dini metinlerden dolayı hat sanatına ilgisinin daha fazla arttığını dile getirdi.
Mustafa Mesten, 1992'de İstanbul'a geldiğinde Beyazıt'taki Sahaflar Çarşısı'ndaki bir dükkanda hat malzemeleri gördüğünü aktararak, buradan gerekli malzemeleri alarak amatör çizimler yapmaya başladığını ifade etti.
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesini kazanınca hat sanatında icazet aldığı Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Memiş ile tanıştığını anlatan Mesten, Memiş'in, yazılarındaki ışığı görünce, "Sen bu işe başlayabilirsin." dediğini kaydetti.
- "Hat sanatı için uykumu feda ediyorum"
Müftü Mustafa Mesten, hat yarışmalarına katılmak istediğini ancak müftülük görevinden dolayı katılamadığını dile getirerek, "Hat sanatına olan ilgim, heyecanım halen ilk günkü aşkı taşıyor. 'Aşk olmazsa meşk olmaz.' diye tabir var. Hat sanatındaki meşklerimiz aşkla yürüyor. Elime ne zaman kalem alsam hemen kağıt arar, bir şeyler karalarım. Hatta bu aşk o kadar ileri ki geceleri herkes uyurken kalkar, sabah namazına kadar masama oturur yazarım. Hat sanatı için uykumu feda ediyorum. Gündüz yazmaya neredeyse hiç fırsatım olmuyor. Bunu geceleri telafi etmeye çalışıyorum. Bu aşk içimde var." diye konuştu.
Sülüs nesih hattında 19. yüzyılda yaşayan Mehmet Şevki Efendi'nin eserlerinden çok etkilendiğini anlatan Mesten, celi sülüste ise Sami Efendi'yi beğendiğini belirtti.
Aynı zamanda hattat olan Mehmet Memiş'ten 2015 yılında "sülüs nesih hattı" dalında icazet aldığına vurgu yapan Mesten, "Eserlerimi daha çok bu hatta yazıyorum. Hocamla tanıştığımızdan bu yana hat sanatı kamışını neredeyse hiç bırakmadım." dedi.
Mesten, icazet alıncaya kadar hocasıyla zaman zaman mektuplaşarak ders almaya devam ettiğini dile getirerek, bunun, uzun ve zor bir süreç olduğunu kaydetti.
- "Hat sanatının öğrenciliği ölünceye kadar bitmez"
Hat sanatında icazet almanın, bu sanatın kapısını aralamak olduğunu belirten Mesten, "İcazeti aldım ancak öğrenciliğim halen devam ediyor. Hocamla yazıyla ilgili görüş alış verişlerimiz sürüyor. Hat sanatının öğrenciliği ölünceye kadar bitmez. Fırsat buldukça Hattat Tahsin Kurt Hoca'dan da ta'lik hattında eğitim alıyorum." ifadelerini kullandı.
Mesten, eserlerinin ön planda olduğu karma sergilere katıldığını ifade ederek, yazılarının kalıba alınıp iyi bir nakkaş tarafından büyütülerek camilere nakşedildiğini anlattı.
Bursa'da 7, İstanbul'da ise bir cami ve Eyüpsultan Diyanet Vakfı Binasındaki kubbe yazıları ile makam odasında ahşaptan kesme yazı türünden eserlerinin bulunduğunu aktaran Mesten, "Benim için hat sanatı aşk demektir. 2006'da Bursa'nın İnegöl ilçesinde vaizken Müftülük ve Diyanet Vakfı kanalıyla açtığım hat sanatı kursuna yaklaşık 20 kişi katıldı. Onlardan devam ettirebilen sadece birkaç kişi oldu. Hat sanatı zor olduğu için kıymetlidir. İstanbul'a tayin olmam ve işlerimin yoğunluğu nedeniyle şu an ders veremiyorum ancak ilk fırsatta ders vermeye başlayacağım." diye konuştu.