Galatasaray Üniversitesi 4’üncü sınıf öğrencisi Arzu Çubukçu geçtiğimiz yıl Eylül ayında tatil yapmak üzere İzmir’e gitti. Iona Otel’e 19 Eylül günü giriş yapan Arzu Çubukçu, bir gün sonra otelin kadınlara ait olan yüzme havuzunda ölü bulundu.
25 yaşındaki üniversite öğrencisi Arzu Çubukçu’nun ölümünün arkasındaki sır perdesi olayın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala aralanamadı. Görgü tanıklarının iddialarına göre genç kızı ölüme götüren olay şöyle yaşandı: Yüzen iki kadının havuzdan çıkmasından sonra Arzu Çubukçu 30 dakika boyunca havuzda tek başına kaldı. Otel görevlileri kadınlara özel olan 250 metrekarelik genişlikte ve 1.60 metre derinlikte olan havuzda, Arzu Çubukçu’nun cansız bedenini görünce durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirdi. Otele giden ekipler yaptıkları çalışmalar sonucunda genç kızın yaşamını yitirdiğini belirledi. İzmir Adli Tıp Kurumu genç kızın suda boğulma sonucunda öldüğü yönünde rapor verdi.
İŞLETMECİDEN ŞOK SAVUNMA
1.60 boyundaki kızları Arzu’nun 1.60 metrelik havuzda boğularak ölmesine şüpheyle yaklaşan Çubukçu ailesi ise kızlarının ölümünündeki sırrı aydınlatmak için olayı yargıya taşıdı. İzmir Çeşme’de görülen davada Arzu Çubukçu’nun ailesi işletmeci Muhammer Kantar’ın otelde cankurtaran görevlendirmediği ve Arzu’nun intihar etmiş olabileceğini öne sürmesi üzerine Kantar hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan tazminat davası açtı.
1 yıldır kızının sır ölümünün aydınlanması için davayı sonuna kadar sürdüreceğini söyleyen acılı anne Nahide Çubukçu şöyle konuştu, “Benim kızım ilk defa tatile giden bir insan değildi. Geçen yıl Almanya’ya oradan da Fransa’ya geçmişti. Yıllardır tek başına geçirir tatillerini. Arzu otelin havuzunda ölü bulunduktan saatler sonra bize haber verildi. Neden bu kadar beklendi? 15 yıllık bir otelde nasıl cankurtaran ve güvenlik kamerası bulunmaz? Orada bir cankurtaran ya da başka biri olsaydı kızım belkide yaşıyor olacaktı. Arzu’nun ölümünden sonra otel işletmecisi kızımın intihar etmiş olabileceğini dahi söyledi. Kızımın çantası karıştırılmış, çantasındaki ağrı kesici ilaçlar gerekçe gösterilerek intihar etmiş olabilir dendi. Arzu sigara içmiyordu ama çantasından 2 paket sigara çıkarmışlar. Kaldı ki ölmeden bir saat önce konuştuk. Bana her anını haber verirdi. 19 yıl okudu kızım, Galatasaray Üniversitesi gibi bir okulda okudu. İntiharı düşünecek bir sorunu yoktu. Bütün bunlardan dolayı içimdeki şüpheleri gidermek için maddi manevi tazminat davası açtım.”
HAVUZ 1.60, BOYU DA 1.60 NASIL BOĞULABİLİR?
Çubukçu ailesinin avukatı Selçuk Kar 1 yıldır süren davanın seyrine ilişkin şunları söyledi: “Arzu’nun boyu 1.60 civarındaydı. Havuzun derinliği ise 1.30’dan 1.70’e kadar değişiyor. Çok iyi yüzme bilen bir kızın bu kadar sığ bir havuzda boğularak ölmesi bizim aklımıza çok yatmıyor. Ayrıca Arzu’nun Adli Tıp raporuna olay gününden en az iki gün evvel oluşmuş bir darbe izi de yansıdı. Bu nasıl oluştu? İşte biz bu çelişkilerin ortadan kalkması için savcılığın istediği Adli Tıp raporunun dışında İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan da rapor istedik.
Saat 11:00 sıralarında havuza giren Arzu’nun cesedi saat 14:30 sıralarında havuzun dibinde yüzü koyun bir vaziyette bulundu. Ancak genellikle boğulma vakalarında vücut su yüzeyine çıkar. Arzu’da ise benzer bir şekilde olmamıştır. Yani ölümünü sıradan bir boğulma olayı ile geçiştiremiyoruz. İstanbul’dan alacağımız Adli Tıp raporunu 17 Kasım’da yapılacak olan mahkemede sunacağız. İşletmeci Muhammer Kaftan hakkında tedbirsizlik ve dikaktsizlik nedeniyle kişinin ölümüne sebebiyet vermek suçundan 8 sene hapis istemiyle yargılanıyor. Çubukçu ailesi adına ise 100 bin TL manevi, 20 bin TL’de maddi tazminat davası açtık”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz