Mahmut Hamsici
İstanbul
Burada sokaklar, gündüzleri asıl olarak kadınların... Çoğu rengarenk, şık, tesettür giyimli kadınların...
Ferah ve düzenli yollarda, kadın ve erkek sürücülü, birçok yeni model araba yer alıyor.
BMW'den Mercedes'e birçok lüks marka göze çarpıyor.
Lüks tesettür giyim mağazalarının da bulunduğu dükkanlarda alışverişe gidenler, dinlenmek için bazılarının içinde nargile de bulunan büyük kafelerde espresso içebiliyor.
Üzerinde sağlık ve cinsel gücü artırıcı ürün ilanları bulunan doğal ürün mağazasının yanında, helal gıda afişi bulunan bir kermes, onun yakınlarında kadınlar ve erkeklerin ayrı spor yaptığı bir fitness salonu onun yakınlarında da Kuveyt Türk Bankası'nın bir şubesini görebiliyorsunuz.
Mc Donalds da, geleneksel et yemekleri yapan büyük lokantalar da işlek durumda.
İmam Hatip sonrası Burger Kingİmam Hatip Lisesi'nden çıkan yüzlerce genç sokaklarda enerjik bir ortam yaratıyor.
Çocuklardan bazıları gruplar halinde Burger King'den dondurma yiyor.
Market zinciri Happy Center'dan alışveriş merkezi Arterium'a, Lifepark evlerinden Roseva çikolataya dört yanda yabancı kelimeler dikkat çekiyor.
Suriyeli sığınmacıların zengin kesimlerini de barındıran mahallede Arapça tabelalara rastlamak da mümkün.
Çevre ve çeperde sürekli devam eden, birçoğu lüks, konut inşaatları var. Emlakçılara göre ev fiyatları artışta.
**Sokaklarda, çeşitli cemaatlere bağlı vakıflar ve derneklerin söyleşi, sohbet gibi etkinlik çağrıları önünüze çıkabiliyor.
Kızların birçoğu başörtülü olmak üzere gençler arasında paten ve kaykay epey ilgi görüyor.
Akşama doğru trafik yoğunlaşıyor, erkekler işten geliyor, sokaklardaki kadın ve çocuk sayısı azalıyor, karanlık çökünce de bu kez restoran ve kafeler ailelerle kalabalıklaşıyor.
Erdoğan'ın girişimiyle kurulduBurası, İstanbul'un Başakşehir ilçesine bağlı Başak Mahallesi.
Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, muhafazakâr kesim için rahat bir yaşam alanı olmasını da amaçlayarak kurulduğu söylenen mahalle 1990'lardan bu yana büyük değişim geçirdi.
Mahallenin çehresi, özellikle 1999 depreminin sonrasında buradaki evlerin değerlenmesiyle, mahalle ve çevresindeki yeni ve daha yüksek değerde konut inşaatlarıyla dönüştü.
Bugün on binlerce sakini bulunan Başak mahallesi, yeni ve büyüyen muhafazakâr orta sınıfların en önemli simgelerinden.
Bugün mahallede yaşayanlar arasında belediyelerde ve diğer kamu kurumlarında yönetici kademesinde çalışan birçok kişinin ve küçük/orta büyüklükte işyeri sahiplerinin payı hatırı sayılır derece büyük.
Ben de muhafazakâr yeni orta sınıfların seçimlere bakışını anlamak amacıyla bir kaç günlüğüne mahalledeyim.
'Önceden eve sohbet alamazdım, şimdi dergâhlarımız var'Gündüz kadınlarla sohbet etmeye çalışıyorum.
Kadınların çoğu konuşma konusunda rahatlar. Yalnız birçoğu yine de isimlerinin yazılmasını, fotoğraflarının çekilmesini istemiyor.
Sular Vadisi adlı gezi alanında ev kadını olduğunu söyleyen iki kişiyle konuşuyorum.
Her zamanki gibi AKP'ye oy vereceğini söyleyen Asiye Güner, "Neden?" sorusuna akrabası Münire Güner'in desteğiyle şu cevabı veriyor:
"Elhamdülillah dinimizi güzelce yaşayabiliyoruz. Sohbetlere gidiyoruz, buna engel yok. Önceden eve sohbet alacağım zaman, çevremdekiler 'Hapse girersin' diyordu. Şimdi dergâhlarımız oldu."
Oylarını yaşam standartlarının da belirleyip belirlemediğini sorduğumda "durumlarının iyi olduğunu, her yerin iş kaynadığını, insanların iş beğenmediğini" söylüyorlar.
Girdiğim bir tesettür giyim mağazasının işletmecisi kadın, eşi emekli olduktan sonra, bir yıldan kısa bir süre önce bu mağazayı açtıklarını, işlerinin iyi olduğunu belirtiyor.
Yine AKP'ye oy vereceklerini belirten kadın, bunun en büyük nedeninin ise istikrar olduğunu söylüyor.
Görüştüğüm birçok kişi arasında AKP'ye oy vermeyeceğini söyleyen tek kişi, başka bir tesettür mağazasında çalışan Merve Meral adlı bir genç kadın oluyor.
Aslen iletişim fakültesi mezunu olduğunu belirten Meral, bundan önce AKP'ye oy verdiğini ancak artık "haram yemeden çalışacak kimsenin olduğunu düşünmediğini" söylüyor, Recep Tayyip Erdoğan'ın diktatoryal bir tutum içinde olduğunu belirtip bu seçimde oy vermeyeceğini aktarıyor.
Mahalledeki cemaatlerin seçimlere bakışını anlamak için İsmailağa Cemaati'ne bağlı Başakşehir İlim Merkezi Derneği'ne giriyorum.
Ahmet İlhan AKP'ye oy vereceğini, konuştuklarının kendi kişisel görüşleri olduğunu ancak çevresindeki genel eğilimin de böyle olduğunu belirtiyor.
İlhan, oy tercihini "Müslüman olarak bana en az zarar kimden gelir" diye düşünerek yaptığını söylüyor.
'Kabataş'ta başörtülü kadına saldırı iddiasına inanılıyor'Doktor Nihat Bengisu: "Gezi olayları komplo olarak görüldü."
Esnaf ziyaretleri ve sokakta ayak üstü yaptığım görüşmeler dışında Başakşehir'deki sivil toplum alanında etkin konumda olduğu belirtilen ve sadece kendi görüşlerini değil, içinde yer aldığı toplumdaki ruh halini de aktaran iki isimle görüşüyorum.
Bunlardan biri, doktor Nihat Bengisu oluyor.
Bengisu'ya önce Gezi olaylarının ve 17-25 Aralık sürecinin konuştuğumuz kesim üzerindeki etkisini soruyorum.
Gezi olaylarında muhafazakâr kesimin hükümete karşı bir komplo gördüğünü ve olayların zaman içinde hükümetin lehine geliştiğini söylüyor.
Kabataş'ta başörtülü bir kadına saldırı iddiasının doğru olduğunu inandığını, muhafazakâr kesimin de inandığını, bu tip olayların muhafazakâr kesimin olaylara bakışını belirlemede etkili olduğunu söylüyor.
Bengisu, Başakşehir üzerinden tarif ettiğim kesimin AKP'ye desteğinin yüzde 100 devam ettiğini gördüğünü belirtiyor.
İki şeyin altını çizip özetle şunları söylüyor:
"İnsanlar AKP'nin etkin ve yaygın bir hizmet verdiğine inanıyor ve bu hizmetlerden de pay alıyor. İkincisi, rahmetli Menderes'in, Özal'ın, Ali Fuat Başgil'in, Serbest Fırka'nın başına gelen ve getirilenleri hatırlayanlar temkinli davranıyor, her yazılana inanmıyor. Bazı bakanların ve çocuklarının yolsuzluk yapıldığına dahi 'acabalı' bakılıyor."
"Önce bazı acabalar oluşur ama son anda 'Bu adamlar her şeye rağmen çok iş yaptılar, en azından dinliyorlar' deyip, oylarını gene bu tarafa vereceklerdir diye düşünüyorum."
'İnsanlar horlanmalarını, başörtüsünü unutmuyor'Kendisinin de AKP'ye oy vereceğini belirten, bir sivil toplum kuruluşu başkanı avukat Uğur Taş, "mahalle içinde bazı iç tartışmalar yaşandığını ancak seçim zamanı bunların bir kenara konacağını, insanların ne olursa olsun AKP'ye oy vereceğini" söylüyor.
Taş bunun nedenlerini de anlatırken geçmişin yönelik korkunun altını çiziyor:
"Taban şöyle bakıyor.... 'Biz muhafazakâr insanlar olarak yoksulluktan şehirlere göçtük. Başörtüsü nedeniyle aşağılandık. İş bulamadık. Hor görüldük. Allah korusun kazara CHP iktidara gelirse, geldiği gün hepimizi belediyelerden, kamu kurumlarında işten atarlar. Başörtüsünü yasaklayıp okuldan atarlar'. Dolayısıyla bu korku hep var. Tayyip Bey de bunu çok iyi kullanıyor."
Taş bu kesimin ortada bir dava gördüğünü, Erdoğan'ı bir komutan olarak algıladığını ve arkasında yer alacağını söylüyor.
**Saadet Partisi'nin gözü onlardaBaşakşehir'de iki gün boyunca konuştuklarım ve sokaklarda gözlemlediğim atmosfer, muhafazakâr yeni orta sınıflarda AKP'ye desteğin sürdüğü yönünde bir izlenim veriyor.
Mahallede evlerden asılan bayraklardan AKP'den sonra Saadet Partisi'nin geldiğini görüyorum.
AKP, CHP, MHP, HDP'nin ilçe merkezlerine ziyaret yanında SP'yi ziyaret ediyorum.
SP İlçe Başkanı Yusuf Gürşenli kendilerine bir yönelim olduğunu söylüyor.
Ben semt sakinlerinin mevcut durumlarından memnun göründüklerini aktarınca, o da şunu söylüyor:
"Burada en önemli şey ahlaki bozulma. Bu da bizim gibi mütedeyyin insanları rahatsız ediyor. Bizim İmam Hatip'te, lisede okuyan çocuklarımız bonzai illetine saplanmış."
Başakşehir'in Başak mahallesinde AKP'ye desteğin büyüklüğü 7 Haziran akşamı ortaya çıkacak.
Ancak bu sadece Başakşehir'in değil, Türkiye'deki muhafazakâr yeni orta sınıfların siyasi eğiliminin de göstergesi olacak.****