Ankara (AA)- Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP), Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu ön savunmada, "şiddet içermedikçe, sadece muhalif düşüncelerden ve var olan sistemi sorgulamaktan ötürü siyasi partilerin kapatılmaması gerektiği" ileri sürüldü.
Ön savunma Anayasa Mahkemesi'ne sunulduktan sonra, DTP tarafından basına dağıtıldı. Savunmada, "DTP'nin, Türkiye Devleti'ni tehlikeye atacak hiçbir somut
eyleminin olmadığı" ileri sürüldü.Ön savunmada, "Kürt sorununun, askere havale edilerek, asayiş ve kriminal bir sorun olarak, baskı yöntemleriyle çözülemediği görülmüştür. Kürt sorunu bir demokrasi ve insan hakları sorunudur" görüşüne yer verildi.
Ön savunmada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, iddianamenin birçok yerinde DTP'nin kapatılması gerektiğini "hukuk dışı talepleriyle ifade ettiği, bunun da davanın siyasi bir anlayışla açıldığını ispatladığı" iddia edildi.Dağlıca'daki terörist saldırıdan sonra irtibat kesilen 8 askerin Türkiye'ye getirilmesi aşamasında bazı DTP'li milletvekillerinin ilgilerinin de iddianamede yer aldığı anımsatılan ön savunmada, "DTP, sadece insan hayatına verdiği değer itibariyle, üstüne düşen görevi yerine getirmiştir" denildi.
Ön savunmada, şu an DTP Milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata'nın, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptıkları sırada, "Öcalan'ın talimatlarını gerekli gördükleri yerlere ilettikleri" iddiasıyla haklarında açılan davanın da iddianamede kanıt olarak gösterildiği ifade edildi. "Avukat olan bu kişilerin kendi
görevlerini icra ettikleri, görevlerini de yasal çerçeve içerisinde yaptıkları" ileri sürülen ön savunmada, "Bu ilişkiyi talimat olarak değerlendirmenin, Avukatlık Yasası'na aykırı olduğu" iddia edildi.
İddianamede, "... terör örgütünü kınama veya eylemlerinin yanlışlığını, çocuk yaşlı kadın ayrımı gözetmeden insanları terörist yöntemlerle katletmenin bir insanlık suçu olduğunu söyleyememe demokratik hukuk devletinin hiçbir ilkesi ile açıklanamaz. Teröre terör diyemeyen bir mantık ya teröristtir ya da kendisini görevlendiren örgütten ölesiye korkandır... " denildiği anımsatılan ön savunmada, "Ulusal üstü belgelerde terör tanımında henüz bir uzlaşma sağlanmazken, tanım ve kavram tartışması devam ederken, Sayın Savcının bu hukuksal gerçekliği yok sayarak DTP'yi böylesi konularda beyanda bulunmadığı için suçlaması, kapatma gerekçesi olarak göstermesi, siyasi bir yaklaşımda bulunulması yasalara aykırıdır" görüşü savunuldu.
Ön savunmanın sonuç bölümünde, dava sürecinde Anayasa Mahkemesi'nden, şu isteklerde bulunuldu: "İddianamede yer alan 141 eylemle ile ilgili soruşturma sonuçlarının akıbetinin sorulması, İmralı Cezaevi Müdürlüğünden görsel ve yazılı görüşme kayıtları, bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
tarafından verilen parti kapatma kararlarının orijinal çevirileri, Maliye hazinesinden parti kapatmalar ve dokunulmazlıklar nedeniyle verilen AİHM kararları sonucu ne kadar tazminat ve gider ödendiği, bu ödemeler nedeniyle sorumlular hakkında rücu yoluna gidilip gidilmediğinin sorulması, Siyasi Partiler Kanunu'nun 78, 80, 81, 101 ve
103. maddelerinin yapılan Anayasa değişiklikleri sonucu, Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasının kabul edilmesi, siyaseten yasaklanması istenen tüm üyelerin davaya 'müdahil' olarak kabulleri ve savunmalarını yapmaları için kendilerine süre verilmesi, Hazine yardımı yapılmadığından bu talebin reddi ve son olarak da yasaya ve yönteme, eşitlik ilkesine, düşünce özgürlüğüne, Anayasa, Siyasi Partiler ve Seçim yasalarına, YSK kararlarına, AİHM kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerine aykırı kapatma talebinin reddine karar verilmesi."