Muharrem İnce, Ahmet Hakan'ın CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulundu.
Muharrem İnce'nin açıklamaları şu şekilde:
Ben parti kurallarına uyan birisiyim. Ömrünü burada harcamış birisiyim fakat partinin kararlarına uyarım ama keyfi kararlarına uymam. Sizin kanalı açtım, Yılmaz Hoca yayında dedim eyvah partiden atacaklar. Sezgin Tanrıkulu’nu gördüm onu da atmadılar. Sonra 2 avukat gördüm birini attılar diğerini atmadılar. Yani keyfi kararlardan bıktık biz 18 yılda. AK Parti 18 yıldır adamına göre muamele yapıyorsa CHP bu yoldan gitmemeli.
Beni atarlarsa ayıp olmaz mı? Nasıl sosyal demokrat partisiniz. Sayın genel başkan konuştuğunda CNN’de oradaydı. Yani beni atarlarsa sayın genel başkanı da atmaları lazım. Bu medya düzeninde biz şikayetçi olduğumuza göre bu yöntemi doğru bulmuyorum atacaklarsa herkesi atsınlar. Hiç kimse çıkmamış olsaydı ben uyardım.
94’te bir iktisadi kriz yaşadık 2001’de ve bugün yaşıyoruz. Biz zihinsel ve sevgi kriz de yaşıyoruz. Bir medya hukuk krizi yaşıyoruz. Bugünkü diğerlerinden farklı. 27 saat bakanın istifasıyla ilgili bekliyoruz. Türkiye garip bir dönemden geçiyor. Türkiye’de bir kriz var ama bunu dillendiren yok. Herkes susmuş kenarda oturuyor seyrediyoruz duvara toslamamızı. Göstergelere baktım ve memleketin durumunu özetledim. Böyle bir ortamda CHP’nin oyu yüzde 65 olması lazım. Böyle bir ortamda CHP seçim diye ayağa kalkmalı. Bahçeli seçim desin diyorlar. Seçim diyorsun da ortada var mı 40’larda 50’lerde bir durum. Umut olamayan bir muhalefet var. İktidarlar muhalefet birbirine çok benziyor. Yeni sistemde gen soru ve güvenoyu yok. Güvenoyu yok, peki CHP’de de yok. Kurultay partinin en üstüdür. Kurultayda iki genel başkan yardımcısı seçilemedi. Kurultay delegeleri seçmedi. Ama sayın genel başkan, güvenoyu alamamış bu genel başkanı yardımcısını başdanışman olarak atadı. Mevcut hükümet güvenoyu istemiyor mevcut CHP’de güvenoyu alamasa dahi danışman adı altında genel başkan yardımcısı yaparım diyor.
Kastedilen ben değilim ama hedef alınmak istenen benim. 3 tane olay anlatacağım. Bir kurultay öncesinde genel başkan çıktı, 'paralar verildi adamlar tutuldu kurultayı karıştıracaklar' dedi. Muhalefet etmek isteyen biri muhalefet edemedi. Çünkü muhalefet etseydi "Bak Saray’ın adamı" damgası yiyecekti. Millet korktu. İkincisi Saray’a giden bir CHP’li vardı. Sayın genel başkan ‘biliyorum var’ dedi. Kendisini aradım bu iddialarda bulundunuz diyerek aradım. Gel bir fotoğraf verelim parti yara almasın dedim. Saray’a giden CHP’li iddiasını ortaya çıkaran gazeteciye dava açtım ben. Gazeteci CHP’den kimlerle görüştü avukatım bunu istedi. CHP genel merkezi dava açamadı ben dava açtım. Bu bir yalan haberdi. Genel başkan 'ben biliyorum' var dedi. Kastedilen Muharrem İnce değil tamam ama kim?
"Bana seçim gecesi atılan yalanların, bana seçim gecesi sonuçları vermeyip şu anda partinin yöneticisi. Gece beraberdik neden konuşmuyorsun. İftira atmayın niye diyemiyorsun? Partiden fazla puan aldım diye suç benim. Bunun intikamını alıyorlar. Seçim gecesi başladılar yalanlara. Yalanların kurgu merkezi CHP genel merkezi. Benim Erdoğan’la bir ton davam var. Aynı lafları o bana söylüyor ceza almıyor. Yalanları içerisinde boğuldular. Ben partimi seviyorum ama bunlarla siyaset yapma şansım kalmıyor. 3 ayda bir iftira atıyorlar.
Beni ne takımda oynatıyorlar ne de yeni takımda oynamama izin veriyorlar. Ben kenara çekilsem benim büyük adam olduğumu anlatacaklar. Yeni takım kurarsam rakip takımdan para alan adam olarak iftira atacaklar. Antep il başkanımız 3 defa seçildi 2 defa alındı. Adamın 1 günahı var, Muharrem İnce’ye imza vermiş. Bir defa almadılar tamamen intikam. Hilal Kaplan’a gösterdiği nezaketi keşke kendi il başkanına gösterseydi. Koronadan yatan il başkanına sadece ‘geçmiş olsun’ dedi. 9 Kasım’da görevden alıyorlar. Görevden alınan il başkanları bir gün sonra yine çelenk koymaya gidiyorlar. Bu partiyi mahvediyorlar.
İzmir çok vahim. İstanbul’da öyle. 500 imza ile aday oluyorlar 250 oyla seçiliyorlar. O imzalar zorla alındı. Gönülsüz adam, zorla imza alınmış.
Sürekli yalan söyleyip üzerime iftira atıyorlar. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu birbirine benziyor. Erdoğan sıkıştığı zaman dış güçler diye başlıyor Kılıçdaroğlu kendi aday olamıyor, Kılıçdaroğlu sıkıştığı zamanda Saray içimizi karıştıracak diyor. Bunlar Saray ile görüşüyorlar da iki tarafta mutlu bunlar acaba gizli gizli birbiriyle görüşüyorlar mı diye aklıma geliyor .Ben bu düzene karşıyım. Ben Sayın cumhurbaşkanı ile en sonra telefonda görüştüm. Yeğenim vefat etmişti. Cumhurbaşkanı arayıp başsağlığı diledi. Onun dışında bir temasım yok.
2018 seçiminde başarısız olacağımı düşündüler. 56 yaşındayım siyaseti bırakmam.
CHP’de kalmaya sonuna kadar deneyeceğim. Ben CHP’nin düzelmesini istiyorum. Israrlar yapmayın diyorum. Yalan söylemeyin diyorum. Saray giden CHP’li iddiasında aradım genel başkanı yapmayın dedi. Sayın Erdoğan dedi, ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum dedi. İşte fırsat açıkla. Bir fırsat geçti elimize, sen kurtulmak istemiyor musun yoksa? Ben Atatürk’ün partisine zarar vermek istemiyorum. Atatürk’ün partisinin iktidar olmasını istiyorum. Bu iktidardan ve muhalefetten memnun olmadık diye memleket hareketini başlattık.