İSTANBUL(ANKA)-İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) "Türkiye'nin Risk Haritası" isimli raporunda, krize neden olabilecek ana sorunların, aşırı değerli YTL ve yüksek reel faiz, işsizlik ve buna bağlı olarak suç oranındaki artış, kaygı verici boyuttaki cari açık, bütçe açığı ve seçim ekonomisi olduğu vurgulandı.
İSMMMO "2007 yılı Türkiye'nin Risk Haritası" isimli raporunu açıkladı. Raporda, bugün gelinen noktada doğru adımlar atılmazsa gelecek dönemlerde kriz doğurabilecek ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekildi.
MUHASEBECİLEDEN TOBB'A FON DESTEĞİ
Türkiye'deki işsiz sayısının 2.5 milyon görünse de gerçekte bunun daha yüksek olduğu tahminlerine yer verilen raporda; kriz potansiyeli taşıyan işsizlik sorununun çözümü için ‘istihdamı' teşvik edici politikalar uygulanması gerektiği ifade edildi. Raporda, bunun için de kaynak olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) önerdiği gibi toplam 25 milyar YTL biriken İşsizlik Fonu'nun kullanılabileceği kaydedildi.
İstihdam teşviğinin kayıtdışının önlenmesinde önemli bir adım olabileceği belirtilen raporda, bu çerçevede vergi ve prim yüklerinin düşürülebileceği, işçi sayısına göre prim ödeme oranlarının gündeme gelebileceği vurgulandı.
Raporda, "Aşırı değerli YTL, Türkiye'yi ithalat cennetine çevirmiş durumda. Bu da dış ticaret açığını ve cari açığı besliyor. Bu nedenle ithalat talebi kontrol altında tutmalı" denildi.
KAMU GİDERLERİ DURMAZSA BÜTÇE AÇIĞI DURDURULAMAZ
Ocak ve şubat ayı bütçe açığının dikkatle izlenmesi gerektiği belirtilen raporda, kamu giderleri kontrol altına alınmazsa açığın durdurulmasının mümkün olmayacağı vurgulandı.
Zamanında ve gerekli adımlar atılmazsa Türkiye'de krize neden olabilecek ana sorunlar ise şöyle sıralandı:
AŞIRI DEĞERLİ YTL VE YÜKSEK REEL FAİZ
Raporda, yüksek reel faiz politikasından vazgeçilmezse ve gerçekçi kur politikasına dönülmezse Türkiye'nin "dış şoklar" karşısında dayanıklı olamayacağı vurgulandı. Raporda, İran-ABD arasında yaşanan gerginliklerin dış şokların çok da uzak olmadığını gösterdiği hatırlatıldı. Raporda, "Aşırı değerli YTL ve yüksek reel faizler sanayicilerin rekabet gücünü alıp götürüyor. Yüzde 9-10'larda dolaşan reel faiz sanayicinin üretim gücünü vuruyor" ifadelerine yer verildi.
İŞSİZLİK SUÇU BESLİYOR
Türkiye'de 2.5 milyon kişinin işsiz olduğuna işaret edilen raporda, 2002 yılından bu yana Türkiye arka arkaya yarattığı büyümeyle dünyada şaşkınlıkla izlense de durumun içeride hiç de iç açıcı olmadığını üçüncü sayfa haberlerinin ortaya koyduğu vurgulandı. Raporda, "Kapkaç terörü, 100 milyon YTL karşılığında işlenen cinayetler, yolsuzluklar, sahte ilaç skandalları Türk halkının cinnet noktasına geldiğini, ahlaki bir çöküntüye doğru sürüklendiğinin ipuçlarını veriyor. Suç oranının yüzde 60 oranında arttığı resmi kayıtlarla tescilli. Suçu besleyen en önemli unsur ise gelir adaletsizliği ve tabi ki işsizlik" denildi. Raporda, işsizliğin azalması için yüksek oranlı büyümenin 5-10 yıl daha sürdürülebilir olması gerektiği vurgulandı.
CARİ AÇIK KAYGI VERİCİ
Cari açığın geçen yıl 31.4 milyar dolarla rekor bir seviyede gerçekleştiği hatırlatılan raporda, bunun dikkatle izlenmesi gerektiği vurgulandı. Milli gelirin yüzde 8'ine ulaşan cari açığın başta sanayiciler olmak üzere birçok kesim tarafından kaygı ile izlendiği belirtilen raporda, ancak aynı kaygının hükümette olmadığı kaydedildi. Raporda, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Cari açık bir yokluk değil. Yere sağlam basarsanız bazen teşvik edicidir. Bizde güzel bir söz var, borç yiğidin kamçısıdır ama yiğitsen kamçıdır, yiğit değilsen felakettir" dediği hatırlatıldı. Raporda, "Ama öncelikle ‘zemin ne kadar sağlam' bu çok önemli. Ne yazık ki bir anda ortaya çıkacak bir fay hattı, Erdoğan'ın ‘Yiğit değilsen felakettir' sözünü doğru kılabilir" denildi.
BÜTÇE AÇIĞI KAYGILARI ARTIRIYOR
Bu yılın ilk iki ayında 8.1 milyar YTL açık veren bütçe verilerinin "pek iç açıcı olmadığı" belirtilen raporda, geçen yılın tamamında bütçe açığının 3.9 milyar YTL olduğuna işaret edildi. Bu kapsamda, bu yılın ilk iki ayındaki bütçe açığının, cari açık konusundaki kaygıları artırdığı vurgulandı.
SEÇİM EKONOMİSİ
Hükümetin seçim ekonomisi uygulanmayacağı yönündeki açıklamalarına rağmen çoktan bu sürece girildiği belirtilen raporda, Türkiye'nin seçim sürecine girmesinin örnekleri şöyle sıralandı:
"-Merkezi yönetim, KİT'ler ve yerel yönetimlerde işçi statüsünde çalışan toplam 200 binin üzerinde işçiyi daimi kadroya alınacak olması. Bunun maliyetinin 650 milyon YTL düzeyinde olduğu kaydedildi.
-Toplu Konut İdaresi'nin dar gelirli vatandaşlara sattığı konutların bu yıl yüzde 8.8 ilan ettiği artış oranının yarıya indirilmesi.
-Elektrik dağıtım ihaleleri ve Sosyal Güvenlik Yasası'nın ertelenmesi.
-Yaklaşık 500 bin çiftçinin 196 milyon YTL borcunu Hazine'nin finansa etmesi için yasa tasarısı hazırlanması.
-Maliye Bakanı Unakıtan son olarak faiz dışı fazlanın 2006 için yüzde 7.4 olarak gerçekleşeceğini açıkladı.
Bakan Ali Babacan ise iki hafta önce "Faiz dışı fazla (FDF) yüzde 6.7 gibi gelecek. Ancak Telekom ve Tüpraş'ın özelleştirilmesi nedeniyle KİT'lerden gelen katkı çok azaldı... Hesaplarımız henüz tamamlanmadı" açıklamasını yaptı. Bakanlar arasındaki çelişkili açıklamanın anlamı 4 katrilyon liraya yakın bir fark anlamına geliyor. Faiz dışı fazla hedefi yüzde 6.5. Rakam 2006 için fazlasıyla tutsa da KİT dengesinde hükümet büyük sıkıntı yaşıyor ve KİT ürünlerine zamlar erteleniyor."
2007 RİSK BİRİKTİRME YILI OLDU
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, "2007, risk biriktirme yılına döndü. Yüksek reel faizin zehirli meyvesi değerli YTL oldu" dedi. Arıkan, Türkiye'nin önünde sosyal bir yara ve kriz potansiyeli taşıyan işsizlik sorunun çözümü için ‘istihdamı' teşvik edici politikalar uygulanması gerektiğini belirtti.