HABER

Muhittin Böcek'in tedavi sürecini anlattılar: Akciğerini iğne oyası işler gibi açtık

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nin sağlık ekibi, koronavirüs tedavisi sonrası akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 108 gün hastanede yatan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in tedavi sürecini anlattı. Prof. Dr. Murat Yılmaz, “Bize geldiğinde akciğer dokusu bir bebek akciğeri kadar küçülmüştü. İğne oyası işler gibi yavaş yavaş o akciğeri açtık. Sağlıklı bir akciğer haline getirdik. Başkana şu an sorsanız bizde geçen 46 günü hatırlamaz" diye konuştu

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Alanya ziyaretinin ardından 17 Ağustos'ta Kovid-19 testinin pozitif çıkması üzerine özel hastanede tedaviye alındı. Sağlık durumunun kötüye gitmesi üzerine Başkan Böcek, 7 Eylül'de yoğun bakımda uyutuldu. Koronavirüs tedavisinin ardından astım rahatsızlığı ve akciğerlerindeki yırtılma nedeniyle Başkan Böcek'e daha iyi nefes alabilmesi için trakeostomi uygulandı. Solunum makinesine bağlanan ve 25 Eylül'de AÜ Hastanesi'ne sevk edilen Başkan Böcek, 64 gün kaldığı yoğun bakımdan 9 Kasım'da normal odaya alındı. Bilinci yerine gelen ve yiyip içmeye başlayan Böcek'e solunum ve kas güçsüzlüğü nedeniyle yoğun fizik tedavi uygulandı. Başkan Böcek, 108 günün sonunda 3 Aralık akşamı taburcu edildi. Evine döndüğünü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyuran Başkan Böcek, "Aylar süren ayrılığın ardından eve dönmenin mutluluğuyla tüm hemşehrilerime kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Hepinizi çok seviyorum" dedi.

Başkan Muhitten Böcek'in sağlık durumuyla yakından ilgilenen AÜ Hastanesi'nin sağlık ekibi, gelinen mutlu sonun zorlu sürecini anlattı.

'ÇOK ZOR VE SIKINTILI BİR SÜREÇTİ'

Başkan Muhittin Böcek'in taburcu olmasının ardından ilk kez tam kadro bir araya gelen sağlık ekibinin başındaki isim AÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Turhan, "Bize gelmeden önce başka bir sağlık merkezinde tedavi altındaydı. Orada durumu kötüye gidiyordu. Buradan bizim ekibimizde zaman zaman yanına gidiyordu ama duruma tam olarak hakim olamıyorduk. Sağlık Bakanımızın devreye girmesi ve rektörümüzün talimatı ile kritik bir durumda olan başkanımızı hastanemize naklettik. Yönetici olarak bizler için zorlu bir süreçti. Günde 3 kez başkanımız hakkında bilgi aldık. Bütün problemlerini anında çözmeye çalıştık. Bir ekip tarafından sürekli kontrol altındaydı. Her gün toplanarak en ufak bir parametre değişikliğini bile tedavi sürecine yansıtarak çok yakından takip ettik. Çok zor ve sıkıntılı bir süreçti. Gece gündüz bütün ekip burada idi. Seferber olduk desek yerindedir."

50- 60 KİŞİLİK EKİP ÇALIŞTI

Üniversite hastanesi olarak halkın gönlünde ayrı bir yerleri olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz bütün hastalara başkanımıza yaklaştığımız gibi amatörce yaklaşıp iyi hizmet vermeye çalışıyoruz. Burada da çok ciddi bir ekip çalışması oldu. Farklı alanlarda 50- 60 kişiye yakın bir ekip gece gündüz çalıştı. Bir ekip çalışması ile başkanımızı bu hale getirdik. Bir kez daha söylüyorum. Tüm vatandaşlarımıza aynı ilgi ve alakayı, aynı ayrıntıda gösteriyoruz. Ekibimiz tamamen bilimsel bir çalışma ile süreci yürüttü. Tüm hastalarımıza da aynı başkanımızda olduğu gibi ayrıntılı ve özveri ile çalışarak eşit yaklaşarak başarıya ulaşıyoruz. O yüzden halkımızın gönlünde iyi bir yerimiz olduğuna inanıyorum."

'CİĞERLERİ ÇOK KÖTÜ DURUMDAYDI'

AÜ Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yılmaz da Başkan Böcek'in kendilerine geldiği zaman akciğerinin çok kötü durumda olduğunu hatırlatarak, “Sağlam akciğer dokusu neredeyse bir bebek akciğeri kadar küçülmüştü. Biz iğne oyası işler gibi yavaş yavaş o akciğeri açtık. Sağlıklı bir akciğer haline getirdik. Yoğun bakımda günlerce çok zorlandık. Akciğerleri dinlendirmek için suni solunum cihazına bağladık. Ayrıca kanı bir cihazla vücudun dışına alarak oksijenlendirdik. Karbondioksitin atılımını sağladık. Başkanı bugünlere getirdik. Tabi çok zorlandık. Çok zorlu bir süreçti. Bu kadar uzun süre kalan başka hastalarımız da var. Ama başkanın akciğerleri gerçekten çok kötüydü" diye konuştu.

Başkanı, 46 gün boyunca her gün uyutup uyandırdıklarını kaydeden Prof. Dr. Murat Yılmaz, “Gün içerisinde zaman zaman uyandırma girişimlerinde bulunduk. Hem ilacın birikici etkisini önlemek hem de şuur değerlendirmesi için 46 gün boyunca, birkaç günü saymazsak neredeyse her gün uyandırdık ve aynı zamanda bilgilendirme yaptık. Başkana şu an sorsanız, 46 günü hiç hatırlamaz. Başkan uyanık olduğu zaman bilinçli olarak sorulara cevap verse de o süreci hatırlaması mümkün değil ama o esnada zaman zaman bize uyumlu, anlaşılır, mantıklı cevaplar verdi. Artık başkanın sizden benden hiçbir farkı yok" şeklinde konuştu.

Hastane Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Ender Terzioğlu da Muhittin Böcek'in oldukça zorlu bir süreçte, zorlu bir tedavi almak zorunda kaldığını söyledi. Böcek'in sağlığına büyük ölçüde kavuştuğunu belirten Prof. Dr. Terzioğlu, "Antalya kenti için çok önemli birisinin sağlığını üstlenmek ve bu sorumluluğu almak oldukça zor bir süreçti. Çok şükür bu süreç başarıyla atlatıldı. Umarım evde de tam olarak sağlığına kavuşur ve görevinin başına döner. Hastalarımızın tedaviye cevapları farklı olabiliyor. Yaşları, bazen cinsleri, başka hastalıklarının olup olmadığı, bu enfeksiyona yakalandıkları zamanki bağışıklık sistemlerinin durumu gibi bir sürü faktör bir hastanın hastalığının seyrini çok değişik şekilde etkileyebiliyor. Sayın başkan gibi birçok başarılı sonuç aldığımız hastamız olduğu gibi, maalesef çok daha ağır seyreden ve kötü sonuçlanabilecek hastalar da olabiliyor" dedi.

Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özbudak ise Muhittin Böcek'i hastaneye kabul ettikleri dönemde durumunun çok kötü olduğunu vurguladı. “Başkanın solunum fonksiyonları, akciğer fonksiyonları, genel parametrelerinin tümü oldukça kötüydü" diyen Prof. Dr. Özbudak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm bunlarla yoğun bakımda mücadele ettik. Temel amacımız akciğer fonksiyonlarını korumaktı. Bunun için de akciğeri dinlendirmek amaçlı birkaç ek tedavi uygulandı. Ekmo ve ventilatör tedavisini aynı anda uyguladık. Daha sonra ekmodan ayrıldı. Ventilatörden ayırdık. Son aşamada temel noktamız, bundan sonraki hayatını, özellikle akciğer fonksiyonları yönünden normal düzeyde geçirmesi için şimdi akciğer rehabilitasyonu aşamasındayız. Halen önümüzdeki bir miktar yolumuz var. Akciğeri daha iyi hale getirmek için ek tedavilerimizi başlattık. Biliyorsunuz Kovid 19 akciğere ciddi hasar veren bir hastalık. En büyük sorun hastayı taburcu ettikten sonra, özellikle sosyal yaşamında ne kadar etkin olabileceğidir."

Böcek'in hastanede olduğu sürede mümkün olduğunda akciğer fonksiyonlarını eski değerlerine ulaştırmaya çalıştıklarını kaydeden Prof. Dr. Özbudak, bundan sonra yapılacaklar konusunda şunları söyledi:

"Şu anda evde bir programımız var. Bu programı da başlatmış bulunuyoruz. Akciğerin çalışmasını yüzdelik dilimi ile hesaplamak için henüz çok erken. Çünkü bu hesaplama laboratuvar ortamında yapılabilen bir yöntem. Bunun için de solunum testi için laboratuvara almamız lazım. Bunu şu an için erken buluyoruz. Ama her gün daha iyiye gittiğini söyleyebilirim. Biliyorsunuz akciğer oksijen ihtiyacı ile ölçümünü yapabildiğimiz bir organ. Her gün oksijen ihtiyacı azaldı. Şu an da başkanımız gün içerisinde oksijensiz kalarak uzun saatler idare edebilir konumda. Dolayısıyla bu sürecin her gün daha iyiye gittiğini görüyoruz. Temennimiz bu tıbbi ihtiyacın önümüzdeki birkaç gün içinde ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Bir de işin fizik tedavi, rehabilitasyon bölümü var. Uzun yatışın getirdiği kas fonksiyonlarında ciddi sorun var. Hem akciğer hem de fizik tedaviyi birlikte planlamaya çalışıyoruz."

'ÖLÜMCÜL ENFEKSİYONLAR VARDI'

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın ise Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in koronavirüs enfeksiyondan dolayı hastaneye yattıktan sonra, değişik hastane enfeksiyonlarına da maruz kaldığını söyledi. Prof. Dr. Yalçın, “Biz bu süreçte, bu enfeksiyonların tedavileri için uğraştık. Çok zorlu ölümcüllüğü yüksek, çok dirençli bakterilerle gelişen enfeksiyonlardı. Bu nedenle sıkıntılı anlar oldu ama sonuçta başarılı bir şekilde olaydan alnımızın akıyla çıktık diye düşünüyorum" dedi.

'KİMSEYE GÖSTERMİYORDUK'

Hastanenin Pandemi Yoğum Bakım 1 Sorumlu Hemşiresi Ayşena Ünal da Muhittin Böcek'in tedavisini diğer hastalardan ayrı tutmadıklarını belirterek, “Yoğun bakımda hemşire olmak çok disiplin isteyen bir iş. Ayrıca çok stresli bir işimiz var. Muhittin Böcek'e bakmak bizim için daha stresliydi. Manevi yükümlülüğü vardı. Herkesin konuştuğu ve merak ettiği bir isme bakmak elbette stresi artırıyordu. Ancak bütün hastalar bizim için özel. Hastalarımızın mahremiyetine özen göstermek zorundayız. Bu nedenle kimseye göstermiyorduk. İnsanları nezaket çerçevesinde reddetmek de ayrı bir sıkıntıydı. Hatta benim ikizlerim var 10 yaşında. Onlar bile bana 'Anne Muhittin Böcek'i görüyor musun? İyileştikten sonra biz de onu görebilir miyiz' diye soruyorlardı" şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA

En Çok Aranan Haberler