ANKARA (İHA) - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, teröristbaşı benzetmesi için Mesut Yılmaz'dan özür diledi. "Öfkemde haklıydım, sözlerimde haklı değildim. Başta hak sahibi olmak üzere herkesten özür diliyorum" diyen Mumcu, Demokrat Parti ile bütünleşmeyi gerçekleştiremedikleri için de milletten özür diledi. İttifak çağrılarına açık olduklarını belirten Mumcu, "Müstakil bir parti olarak taleplere açığız" diye konuştu.
Anavatan Partisi'nin ASKİ Spor Salonu'nda gerçekleşen kongresi sona erdi. Partinin Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) ve Merkez Disiplin Kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığı kongrenin sonunda Genel Başkan Mumcu salona gelerek bir konuşma yaptı. Partililerin alkışları ve 'Başbakan Mumcu' sloganlarıyla salona giren Mumcu, kongre seçimlerinin herkese hayırlı olmasını diledi. "Büyük bir lütuf göstererek beni yeniden genel başkanlığa seçtiğiniz için teşekkür ediyorum" diyen Mumcu, kendisine verilen sorumluluğun farkında olduğunu ifade etti. Mumcu, bugünkü gazetelerdeki haberlerin umut kırıcı olduğunu belirterek, Türkiye'de yaşanan sürecin anlaşılmadığını ve idrak edilmediğini söyledi.
Mumcu, "Herkes idraki kadar sorumludur. Yüce Allah insanı idrakinden sorumlu tutmuştur. Ancak kimi insan yaşadığı günün farkında bile değilken, kimisi ise geleceğin bile farkındadır. Ben ülkemin geleceğini görüyorum ve bu gelecekten kendimi sorumlu tutuyorum. İnsanların henüz endişeleri, korkuları ve tehditler gerçekleşmemişken, Rabbimin lütfettiği akıl ve izanla geleceği görüyorum ve kendimi sorumlu tutuyorum. Şahsım hakkında yapılan eleştirilerden rencide oluyorum. Ama dirayetle bunlara sabrediyorum. 'Onlar bilmiyor, bilmediklerinden böyle şeyler yapıyor' diyorum. Bu nedenle her türlü çabayı ve fedakarlığı gösteriyorum" diye konuştu.
Mumcu, zaman zaman milletlerin de yanlış karar verebileceğini, ancak yanlış kararlarından doğruyu çıkartabileceklerini ve bunun da demokrasi olduğunu belirterek, "Milletin halet-i ruhiyesinden iyimser olamıyorum. Çünkü, milletimizin yıllardır duyguları ve değerleri tahrik edildi. Nasıl ki insanın şehvet duygusu tahrik edilirse akıl ve izanını kaybeder, doğru düşünemez; milletimiz de bu tahrikler sonucu kutup ve kamplaşmalara bölündü. Aklımızı başımıza alalım, sağduyulu olmalıyız" şeklinde konuştu.
Bugünkü tabloyu 2002 seçimleri öncesinde gördüğünü hatırlatan Mumcu, bazen bazı şeylerin yaşanmasının mukadder olduğunu ifade etti. Türkiye'nin içinde bulunduğu kutuplaşmanın bir felaket getirdiğini dile getiren Mumcu, "Hepimiz aynı gemideyiz. Kaptan köşkü de, avam kamarası da bir. Gemi batarsa hepimiz batarız" dedi. Mumcu, bu nedenle Demokrat Parti ile bütünleşmek kararı aldıklarını ve şu ana kadar bu bütünleşmeyi gerçekleştirememekten dolayı büyük üzüntü duyduğunu ifade ederek, bir tarafta devlet otoritesi, diğer tarafta milletin iradesi yerine uluslararası güçlere dayanan bir iktidar olduğunu ileri sürdü.
İçinde bulunulan süreçte Türkiye'nin bir milli iktidara mecbur olduğunu vurgulayan Mumcu, "Ne kış gibi soğuk, ne yaz gibi kavurucu, bizim bahar iklimine ihtiyacımız var. Kürtler, Aleviler ve kendini dışlanmış hisseden tüm unsurlar birarada olmalı. Bütünlüğü korumanın yolları zor olamaz. Adalet mülkün temelidir. Bizim Demokrat Parti ile bütünleşme amacımızın arkasında yatan da budur. Kamuoyu bunu iyi anlayamadı. Ama Türkiye'nin geleceğine yazık oldu. Uçlara çekilen Türkiye'nin ortada biraraya gelmesi gerekir" diye konuştu. Mumcu, Anavatan Partisi'ni bir mıknatısa benzeterek, mıknatısın çekim gücünün de gövdesi kadar olduğunu söyledi. Tarihi nedenlerden dolayı gövdesi küçülmüş bir siyasi yapının cazibesinin de ancak gövdesi kadar olacağını diye getiren Mumcu, şunları kaydetti:
"Biz eksik ve yanlış yaptığımız için değil, milletin dili, dini, ırkı tahrip edilmiş, bizim ağırbaşlı sesimiz duyulmuyor. Bu bizim için değil, millet için bir fedakarlıktır. Bütünleşmeyi gerçekleştiremediğimiz için iki genel başkanın, sayın Ağar ve benim Türkiye'ye bir özür borcumuz var. Ben kendim iyi niyetimle fedakarlık yaptım ve bunu yerine getiremediğim için sorumluluğumu kabul ediyorum ve ülkemden özür diliyorum. Bu saatten sonra kimseyle geçmişinin hesabını yapmayacağım. Kararı tarih ve millet verecektir. Ama yazık oldu. Türkiye için büyük bir fırsatı kaçırdık."
Erkan Mumcu, dünkü kongre konuşmasında Mesut Yılmaz için 'Halka sorun, terörist başından mı daha çok nefret ediyor yoksa o şahıstan mı?' şeklindeki sözleri için özür dileyerek, "Dünkü gerginlik için de gazetecilerden birinin provokatif bir sorusuna cevap verdim. O anki öfkem içinde haklı da olsam haksız oldum. Öfkem haklıydı, sözlerimde haklı değildim. Bunun için başta hak sahibi olmak üzere, şu an isim vermiyorum, isim vererek tartışmayı uzatmak niyetinde değilim; herkesten özür diliyorum. Mazereti değil, dürüstlüğü tercih ediyorum" dedi.
Mumcu'nun özrünün ardından salondaki Anavatanlılar ayağa kalkarak uzun süre alkışladılar. Mumcu konuşmasının ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinden bugüne kadar partisinin politikasını siyasi intihar olarak değerlendiren gazete yorumlarına ise "İşte buradayım, yaşıyorum, hayattayım" diye cevap verdi. Neyin siyasi intihar olup olmayacağına halkın karar vereceğine dikkat çeken Mumcu, bir teknik direktörün tribünlerin isteğiyle değil, oyunu bildiği gibi yönettiğini belirterek, amacının tribünleri memnun etmek olduğunu söyledi.
Lider olmanın günü kurtarmak değil, geleceği tasarlamak olduğunu dile getiren Mumcu, partililerine şu andan itibaren seçim usulü ve listelerle ilgili hazırlık yapacaklarını duyurdu. Bugüne kadar kendilerine ittifak ve pazarlık yönünde gelen teklifleri, Demokrat Parti ile bütünleşme sürecinde oldukları ve ahlaki görmedikleri için kabul etmediklerini belirten Mumcu, "Şu andan itibaren Anavatan müstakil olarak talepleri değerlendirmekte özgürdür" diye konuştu. Mumcu salondan alkışlar eşliğinde uğurlandı.