ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Kemal Gürüz'le, Gürüz'ün hükümetin acil eylem planında eğitimle ilgili yer alan konularla ilgili rektörleri Ankara'da toplayıp rektörler bildirisini yayınlaması sonucu başlayan tartışmalarla ilgili polemiğe girmeyeceğini söyledi. Mumcu ayrıca, kendilerine yasalarla verilmiş yetkileri ve imkanları yasanın amaçlarını aşacak bir biçimde genişleterek hegamonya kuran bir avuç azınlığa, Türk üniversitesini teslim etmeyeceklerini belirterek, üniversitelerin akademisyenlerin, öğrencilerin ve toplumun olduğunu belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, Uluslararası 17. MOSTRATEC Bilim Yarışması'nda madalya kazanan öğrencileri kabul etti. Kabul sonrasında gazeteciler, YÖK Başkan Kemal Gürüz'ün sert açıklamaları karşısında, Bakan Mumcu'nun sessiz kaldığı eleştirisini getiren AK Parti'li milletvekillerine, "Bu filmin daha başlangıcı, korku filmlerinde katil en son belli olur" şeklindeki cevap veren Mumcu'nun bu açıklaması kendisine soruldu.
"BİR AVUÇ AZINLIĞA, TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİ TESLİM ETMEYECEĞİZ" Gerek hükümetin acil eylem planında yer alan gerekse kendisinin bu konu ile ilgili yaklaşımlarıyla ilgili konuların sistemli bir şekilde uzaklaştırıldığını ve bir tartışma konusu haline getirildiğini kaydeden Mumcu şöyle konuştu:
"YÖK toplantısında üniversite rektörlerine ifade ettim ve büyük bir memnuniyetle karşılandığını gördüm. Biz üniversiteye ilişkin düzenlemeleri hiçbir zaman üniversitenin iradesini dışarıda tutarak yapacak değiliz tam tersine hiçbir sektörde göstermediğimiz kadar yoğun bir iletim çabası göstereceğiz. Onun da ötesinde üniversite dediğimiz, yüksek öğretim dediğimiz alanın özel uzmanlık alanı olduğu gerçeğini saygı göstererek bu süreci mutlaka bilimin öncülüğünde işleyen bir süreç olarak işleteceğiz."
Bakan Mumcu, üniversiteler açısından yapılacak olan düzenlemenin akademisyenlerle, bilim adamları ile birlikte yapmak istediklerini, bilim dünyasının bu konuda sağlayacağı mutabakatı olmadan bir düzenlemeye gitmeyeceklerini belirtirken, bugünkü düzeninin böyle gidecek diyenlerin ise yanıldıklarına işaret etti.
Açıklamasında Bakan Mumcu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün yaptığı açıklamalarıyla ilgili eleştirerek, "Kendilerine yasalarla verilmiş yetkileri ve imkanları yasanın amaçlarının aşacak bir biçimde genişleterek bir hegomanya kuran bir avuç azınlığa Türk üniversitesini teslim edemeyiz, etmeyeceğiz ama üniversiteler akademisyenlerindir, üniversiteler öğrencilerindir, üniversiteler Türk toplumunundur. Özgür olmalıdır, özgür kalmalıdır. Her türlü baskıdan arındırmalıdır bu baskılar arasında YÖK baskısı da varsa o baskıdan da arındırılmalıdır. Bizim amacımız budur bunu da mutlaka yapacağız" dedi.
Acil Eylem Planı'nda yer alan üniversitelerin yapısal sorunlarına ve bunların çözümlerine ilişkin konuşan Bakan Mumcu, üniversitelerin idari ve mali açıdan tamamen özerk bir üniversite profili oluşturacaklarını söyleyerek, "Ama bunun nasıl olacağı konusunda üniversitenin öncülüğünü, üniversitenin liderliğini istiyorum. Üniversitenin aklını ve birikimini, üniversitenin liderliğini ve akademilerin mutabakatını istiyorum" diye konuştu.
Mumcu, üniversitelerde yapılacak olan düzenlemelerin en geç önümüzdeki pazartesi günü bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, öğretim üyelerine, derneklere, sendikalara bu konuyu götürerek görüşlerini ve yaklaşımlarını soracaklarını, bu yaklaşımlardan ortaya çıkacak olan eleştirileri ve katkıları dikkate alacaklarını belirtti. Üniversitelerin, akademik özgürlükleri konusunda kesinlikle kararlı olduklarını söyleyen Mumcu, akademik özgürlükleri kısıtlayan hiçbir unsur bırakmayacaklarının altını çizerek, üniversitelerin her türlü iktidar baskısından, yönlendirilmesinden azade olabilmesi gerektiğini söyledi.
"BİR BARDAK SUDA FIRTINA KOPARMAYA ÇALIŞILIYOR" Bir gazetecinin "Üniversitelerin ikiye bölünmesi konusunda üniversitelerin bu konuya sıcak bakmadığı, karşı çıktıkları" yönündeki sorusuna Bakan Mumcu, "Hayır, üniversiteler karşı çıkmıyor, üniversiteler bunu kendisi teklif ediyor. YÖK de bunu teklif ediyor. Bir bardak suda fırtına koparılmaya çalışılıyor. Yıllardan beri kendilerinin talep ettikleri ama bir türlü sonuçlandıramadıkları bir şey. Yıllardan beri talep ettikleri şeyi gerçekleştirmekte onlara yardımcı olacağımızı söylüyoruz. 60 bini aşan öğrenci sayısı olan üniversiteler var. Mesela Gazi Üniversitesi esas itibarıyla üniversitelerin tamamının mutabık olduğu, ancak sadece sistem üzerinde adeta bir monark oturan birkaç kişinin sadece kendi yerlerinden doğan kaygılarıyla rahatsız olduğu bir durum var. Onların bir bardak suda fırtına koparma gayretleri var, ama biz o gayretlerin aleti olmayacağız. Biz onların yarattığı polemiğin aleti olmayacağız. Binlerce akademisyenin son derece hukuksuz, akıl, bilim dışı gerçeklerle mağdur edilmesinin yıllardan buyana hesabını versinler. Üniversitelerde hiç sorun kalmadı ve Türkiye'nin rejiminin korunmasına ilişkin ortada sanki akut bir problem varmış gibi herkes bir tür jandarmalığa soyunuyor. Buna gerek yok. Rejimin kendisini koruyacak kurumları, emniyet mekanizmaları var. Güvenlik mekanizmaları var. Hiç kimsenin kendiliğinden kendine özel vazife çıkarmasına gerek yok. Kimsenin duyarlığını tartışmıyoruz. Herkesin duyarlığına saygı duyuyoruz . Herkesten Anayasal demokratik sistemin meşru unsurlarına göstermesi gereken saygıyı göstermesini istiyoruz. Bu AK Parti hükümetine gösterilmesi gereken saygı değil. Bu Anayasal demokratik sistemin meşru hükümetine gösterilmesi zorunlu olan bir saygıdır. Yanlış gördüğüne herkes sonuna kadar muhalefet etsin. Bütün muhalefet imkanlarını kullansın, ama kimse bir bardak suda fırtına koparıp kişisel kaprislerini ülke meselesi haline getirmeye çalışmasın" karşılığı verdi.
Bakan Mumcu, konuşmasının başında Türkiye'de yüzde 99.9'luk bir çoğunluğun desteklediği ve özlediği bir üniversite yapısının önüne geçmek için bir takım provokasyonların içinde olanların olduğunu belirterek, "Türkiye'de maalesef, bir grup, bir avuç insan var. Biz bu provokasyonlara alet olmayacağız. Biz özgür üniversite istiyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Bakan Mumcu, üniversitelerle ilgili düşündükleri ve yapmayı planladıkları konuların genel anlamda şöyle sıraladı:
"Üniversiteler akademik açıdan özgür olacak. Üniversiteler idari ve mali açıdan özerk bir üniversite olacak ve aynı zamanda verimli ve çağdaş olacak."