Hürriyet gazetesi yazarı Melis Alphan'ın 'Murat Başoğlu’na niye şaşırıyoruz? Türkiye’de ensest oranı yüzde 40!' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
ENSEST VAKALARINDA MAĞDURLAR GENELLİKLE KIZ ÇOCUKLARI, SALDIRGAN İSE AİLE İÇİNDEN BİR ERKEK
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) 2014’te yayımladığı Türkiye Ensest Atlası Projesi’nin amacı, ülkemizde çok yaygın olmasına rağmen hemen hiç konuşulmayan ensest konusunu konuşulur kılmaktı.
Ne de olsa, ‘ülkemizde ensest, ‘kutsal aile’ mitini korumak için toplumsal bir konsensüs içinde çok sıklıkla görmezden geliniyor.’
Ensest mağduru çocukların hayatları boyunca bu istismarın etkisinden kurtulamadıklarını, bitmeyen bir travma yaşadıklarını herhalde söylemeye gerek yok.
2009’da yapılan ‘Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak’ araştırmasına göre de ensest vakalarında mağdurlar genellikle kız çocukları, saldırgan ise aile içinden bir erkek. Aynı evde birden fazla çocuk istismar edilebiliyor ve mağdur çocuklar büyüdükçe saldırıyı küçük çocuğa yöneltiyor.
Türkiye Ensest Atlası, bir yanılgıyı da düzeltmişti. Uzunca bir zaman ensest, yoksul ailelere ilişkin bir sorun olarak görülmüş ve bu tip olaylara ekonomik durumu iyi ailelerde pek rastlanmadığı vurgulanmıştı. Ancak artık biliniyor ki, ensest her tür sosyoekonomik ve kültürel çevrede yaşanıyor. Yani, ‘gündelik hayatlarına devam etmelerini engelleyen psikolojik sorunları olmayan, doğru ile yanlışı ayırt edebilen, alkolik ya da devamlı işsiz olmayan, eğitim seviyesi yüksek kişiler de ensest faili olabiliyor.’ Üst sosyokültürel çevrede ensest yokmuş gibi görünmesinin sebebi ise bu çevrede ensestin daha iyi saklanması.
TOPLUMUN CİDDİ BİR KISMI ENSESTİ CİNSELLİK OLARAK GÖRÜYOR
Haftalardır kendimi hangi ilde, hangi ortamda, kimlerle bulursam bulayım, Murat Başoğlu’nun yeğeniyle ilişkisi konuşuluyor.
İlginçtir, ensesti konuşmaya asla yanaşmayan biz, mesele magazinsel bir boyut alınca, ensesti ağzımızdan düşüremedik. Bu konuda ikiyüzlüyüz, kabul edelim.
Düşünün, TKDF Türkiye Ensest Atlası’nı hazırlarken sitesi hack’lendi, tehditler aldı, dönemin Diyanet İşleri Başkanı bile TKDF Başkanı Canan Güllü’ye “Çok alenen konuşuyorsunuz Sayın Başkan, biraz halının altına süpürün” dedi.
Öyle ki, TKDF 56 ilde yaptığı araştırmanın sonuçlarını, rakamları açıklayamadı bile. Ama tek bir rakam verdi ve tabloyu görmemiz açısından yeterliydi aslında: Türkiye’de ensest oranı yüzde 40. Yani her 10 kişiden 4’ünde ensest var!
Bu oran ne anlama geliyor biliyor musunuz?
Bu toplumun ciddi bir kısmının ensesti cinsellik olarak gördüğü anlamına geliyor!
Ensest Atlası yayımlandığında Güllü, son yıllarda ensest ilişki oranlarında artış olduğunu söyleyerek bunu sosyal çevreden uzaklaşıp içe kapanan toplumdaki muhafazakârlığa bağlamıştı.
Güllü, kimi yerlerde yargıya yansımış ensest olaylarında, avukatlar mağdurların yaşını büyüttüğü için dosyaların kapatıldığını tespit ettiklerinden söz ediyor.
“Öyle bir il geldi ki karşımıza, ensest ilde gelenek, hatta geçmişten beri gelenek. Şimdi hangi il olduğunu söylesek kıyamet kopar” diyen Güllü tüm ısrarlarıma rağmen ilin adını vermiyor, “Bunu sadece 3 kişi biliyor; ben, danışmanım ve araştırmacı” diyor.
TELEVİZYONLARDAKİ TARTIŞMA PROGRAMLARINDA NEDEN ENSEST KONUŞULMUYOR?
Murat Başoğlu ile yeğeninin ilişkisini konuşmayı bitirdiysek eğer, ülkemizdeki ensest gerçeğini etraflıca konuşmaya başlasak mı artık?
18 yaşını bitirmesine rağmen başka şehirde kazandığı üniversiteye kızını göndermeyen babanın devam eden cinsel istismarını konuşalım mı? Evde silah bulunduran, emekli başçavuş adamın 18 yaşını doldurmuş, beyni ve ruhu güya özgür ama korku içindeki kızını konuşalım mı? Kendini kurtaramayan, korkudan ödü patlayan bu kız ve onun gibilerini konuşalım mı?
Televizyonlardaki tartışma programlarında bir kez olsun memleketteki ensest sorununu konuşalım mı?
Gazetelerde Murat Başoğlu haberleri kadar bile yer bulamayan ensest vakalarını konuşalım mı?
Hazır mısın Türkiye? Kendinle yüzleşmeye hazır mısın?