YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Muş Devlet Hastanesi'nde ikinci kapalı mide ameliyatı

Türkiye’de belli başlı büyük merkezlerde yapılabilen Laparoskopi tekniği ile ameliyat (kapalı ameliyat), Muş Devlet Hastanesi'nde...

Muş Devlet Hastanesi'nde ikinci kapalı mide ameliyatı

Türkiye’de belli başlı büyük merkezlerde yapılabilen Laparoskopi tekniği ile ameliyat (kapalı ameliyat), Muş Devlet Hastanesi'nde de ilk defa Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Alper Öztürk tarafından hastada başarıyla uygulandı ve hasta sağlığına kavuştu.
Muş Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doktor Alper Öztürk, Laparoskopi tekniği ameliyatını başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Öztürk, yaptığı açıklamada, bu tür ameliyatlarının geçmiş yıllarda açık yöntemle yapıldığını, daha sonra laparoskopik (kapalı yöntem) olarak yapılmaya başlandığını belirtti. Kapalı yöntem ameliyat ile hastaların ameliyat sonrası dönemde daha az ağrı çekmesi ve daha az iz kalması için tıpta sürekli bir istek ve arayışın olduğunu kaydeden Öztürk, bu isteğe teknolojideki ilerlemelerin verdiği katkı sayesinde ulaşabildiklerini ifade etti.
Laparoskopik ameliyatlarda, karın üzerinde dört delik açılarak ameliyat yapıldığını ifade eden Öztürk, şöyle dedi: “Bu yöntemle yapılan ameliyat sonrası hastada ağrı daha az olmakta, yatağa bağımlı kaldığı süre kısalmakta, işe dönüş daha erken olmaktadır. Ayrıca, çok daha az iz kalmaktadır. Bu yöntemle yapılan ameliyatlardan yaklaşık 2 ay sonrasında hemen hiç iz kalmadığı için yöntem izsiz ameliyat olarak da isimlendirilmektedir. Biz de hastanemizde bu yöntemi uyguladık."
Bu ameliyatı ilk defa Muş Devlet Hastanesi bünyesinde Varto Merkez’de ikamet eden 1966 doğumlu İhsan Işık’a uyguladıklarını ifade eden Doktor Öztürk, şunları ifade etti:
“Hastanın sürekli mide yanması, ağızda ekşime, göğüste yanma, mide kısmında ağrı şikâyetleri oluyordu. Bu hastamıza birkaç defa endoskopi yapılmış. Bir de ilaç tedavisi yapılmıştı. Midenin fıtıklaştığı, göğüs kafesinin içeriye doğru girdiği endoskopide saptanıyor. Buna bağlı olarak da mide açıklığı içe doğru kaçıyordu. Bu da hem yemek borusunu yakıyordu, hem de mide ekşimesi oluşuyordu. Bu her normal insanda olabilir ama bu hastalıktaki bir insanda çok fazlaydı. Çok ileriye gittiği zamanda kansere kadar yol açabiliyordu.
Bu yöntem, açık ameliyatla da yapılabiliyordu, fakat kapalı ameliyatla yapılması daha sağlıklıdır. Bu ameliyatları daha çok ileri sistemlerde yapıyorlar. Mesela araştırma üniversitelerinde yapılıyor. Biz de bu ameliyatı Muş’ta gerçekleştirdik. Şu anda hastamızın herhangi bir sorunu yok. Yemek yemesi, düzeni gayet normal devam ediyor. Biz kapalı ameliyat yapmasaydık açık ameliyatla hastamızın iyileşmesi biraz zaman alırdı. Çünkü karnını boydan boya kesmemiz gerekiyordu. Bununla birlikte kesilen bölgeye ellerimiz girecekti ya da bir takım cihazlar gibi. Kapalı ameliyatta ise hastanın karnından birkaç delik açılıyor. Açılan deliklerin içersine kameralarla veya aletlerle tedavi uyguluyoruz. Bu ameliyatta kesmek yerine cihazlarla tedavi uyguluyoruz. Bu durum, hasta açısından daha rahat oluyor. Hastamız ameliyattan çıktığında sadece karnında birkaç delik izi kalıyor. Bu da zamanla düzeliyor zaten. Biz hastanemizde apandisit ameliyatlarını da kapalı şekilde yapmaya başladık. Apandisit ameliyatları da yine aynı şekilde üç tane delik açılmak suretiyle kapalı ameliyat yöntemi ile yapılıyor. Bu yöntem genelde üniversite hastanelerinde uygulanıyor. Bu şikâyetle devlet hastanelerine gelenler genelde kapalı ameliyat için sevk ediliyordu. Ama biz sevk olayını en son çare olarak görüyoruz. Ameliyatlarımızı daha başarılı bir şekilde yapabilmek için hastanemiz başhekimliğinden birkaç cihaz talep ettik ve hastanemize kazandırdık. Daha büyük ameliyatlarımızı gerçekleştirebiliriz ama malzeme eksikliği yaşıyoruz."

Laparoskopi (kapalı ameliyat) nedir?
Laparoskopi göbek deliğinden 1 cm çapında bir teleskop ve kameranın girilmesi ve 0.5 cm çapında yardımcı trokarların (içinden alet geçen borular) girilmesi ile yapılan ameliyat yöntemidir. Genel anestezi ile yapılır. Hasta uyutulduktan sonra karın boşluğuna göbek içerisinden ince bir iğne ile girilir ve karın içerisi karbondioksit gazı ile şişirilir. Belli bir basınca ulaşıldıktan sonra 1 cm çaplı trokar göbekten karın boşluğuna sokulur. Bu boru içerisinden teleskop (ucunda kamera başı takılıdır) sokulur. Tüm karın içi organlar incelenir. (Üst karın organları olan karaciğer, safra kesesi, mide vb.). Daha sonra alt karın içi organlar görüntülenir (rahim, her iki yumurta, her iki tüp, mesane, bağırsaklar ve Douglas boşluğu). Sonra hastaya Trendelenburg pozisyonu verilir (Bu pozisyonla baş iyice aşağıya alınır.) Sonra yapılacak ameliyatın çeşidine göre çapı 0.5 cm olan yardımcı trokarlar (1, 2, 3 veya 4 adet) karın boşluğuna yanlardan sokulur. Bu borulardan aletler sokularak cerrahi işlem yapılır. Cerrahi bittikten sonra trokarlar çıkarılır ve karın içerisindeki gaz boşaltılır. Genellikle hasta 3-4 saat ayılma bölümünde izlendikten sonra evine öneriler ile gönderilir.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler