İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısı, AK Parti'nin, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara geldiğini anımsatarak, bu 20 yıllık iktidar sürecinin, ekonomiden hukuka, dış politikadan milli güvenliğe kadar pek çok alanda çeşitli sorunlara neden olduğunu savundu.
Türkiye'nin, 2002'de büyük bir ekonomik krizden çıktığını, kişi başı gelir sıralamasında 73'üncü sırada olduğunu belirten Dervişoğlu, "Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları ile geçen 20 yılın ardından 76. sıraya gerilemiştir. 2002'de gelişmekte olan ülkeler içindeki payımız yüzde 3,37 olarak ifade ediliyordu, geldiğimiz noktada bu pay yüzde 2’ye düşmüştür. Bunun anlamı şudur: Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı döneminde gelişmekte olan ülkeler gelişmeye devam etmiş, Türkiye ise geride kalmıştır." diye konuştu.
Dervişoğlu, 2022 yılı bütçesinde yatırımların milli gelire oranının sadece yüzde 1,7 olduğunu ifade ederek, "AK Parti'nin beğenmediği 2002 Türkiye'sinin bütçesinde yatırımların milli gelire oranı yüzde 2,3’tü. Krizden çıkmış bir ülke dahi bugünün Türkiye'sine göre yatırımlara daha çok kaynak ayırıyordu." dedi.
Doların, AK Parti iktidara geldiğinde 1,6 lira, bugün ise 9,7 lira olduğunu dile getiren Dervişoğlu, çeyrek altının 2002 seçimlerinden hemen sonra 27,39 lirayken bugün 905 liraya çıktığını söyledi. Dervişoğlu, AK Parti iktidarından önce asgari ücretle yaklaşık 15 çeyrek altın alınırken bugün sadece 3 çeyrek altın alınabildiğini ifade etti.
Dervişoğlu, "Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında, çiftçiler tarlalarını ekemez oldu, gençler geleceğe dair umutlarını yitirdiler, sabit gelirliler büyük bir fakruzaruret içerisinde, yoksulluk ve yolsuzluk alabildiğine büyüdü ama bazılarının işleri her zamanki gibi tabiri amiyaneyle tıkırında." diye konuştu.
AK Parti'nin 20 yıllık geçmişine baktıklarında unutamayacakları bir sürecin de "açılım döneminde" yaşandığını anlatan Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK terör örgütüyle yürütülen müzakereler o gün de bugün de bizim tarafımızdan bir ihanet süreci olarak tanımlanmaktadır. 2009 yılında 35 PKK'lı teröristin kutlamalarla Habur Sınır Kapısı'ndan girişlerini unutmadık. Bu teröristlerin çadır mahkemelerinde yargılanıp serbest bırakılmalarını ve o çadır mahkemelerinden Türk bayraklarının ve Atatürk posterlerinin kaldırıldığını unutmadık. Sayın Erdoğan, Meclis kürsülerinde 'Habur görüntüleri karşısında umutlanmamak mümkün mü?' diyordu. Bu sözü de unutmadık."
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dervişoğlu, AK Parti iktidarının en başarısız olduğu alanlardan birisinin de dış politika olduğunu öne sürerek, Türkiye'nin, Orta Doğu'daki vekalet savaşlarının tarafı haline getirildiğini savundu.
Dervişoğlu, "ABD kongresinden onay çıkmayacağı ortadayken,'F-35 olmadı, F-16 verin' gibi bir anlayışla Türkiye'nin hakkı olan parayı tahsil etme çabası AK Parti iktidarının içinde bulunduğu aczin göstergesidir. S-400 ise bambaşka bir faciadır. Türkiye, bir yandan 1,4 milyar dolar ödediği F-35 programından uzaklaşırken öte yandan 2,5 milyar dolar ödeyerek satın aldığı S-400 hava savunma sistemini aktive edememiş, dolayısıyla yaklaşık 4 milyar dolar zarara uğratılmıştır." görüşünü öne sürdü.
Bir gazetecinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık durumu üzerinden yaşanan tartışmaları sorması üzerine Dervişoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'mıza Cenabı Allah'tan uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum." diye konuştu.
Dervişoğlu, bir başka soruyu yanıtlarken de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kandil'e yönelik açıklamasını değerlendirdi. Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Yerinde buluyorum tabii ki. Kandil, uzunca bir zamandan beri konuşuluyor, Türkiye'nin gündeminde. Terör örgütünün merkezi konumunda. Dolayısıyla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da Türkiye'nin yapması icap eden bir şeye işaret etmiş. Türkiye'nin milli varlığına kasteden bir terör merkezinin elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından önemsenmesi ve gereğinin yerine getirilmesi lazım. Bunu sadece Kılıçdaroğlu da söylemedi. Bu zamana kadar hemen hemen herkes söyledi ama bazı zamanlar Kandil, özellikle açılım sürecinde müzakerelerin merkezi durumuna taşındı. Bu hükümet tarafından oraya kimi zaman kuryeler, aracılar, haberciler gönderildi. O alanda yaşanmış aymazlıkların sonucudur şu anki yaşananlar. O sebeple konuşmamın başında neyi unutmayacağımızı, neyi unutturmayacağımızı söyledim. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da unutmamış olmasından büyük bir memnuniyet duydum."
Bir basın mensubunun, Kılıçdaroğlu'nun, "Tezkereye 'hayır' deyip sonra Kandil'i bombalama vaadinde bulunmasının çelişkili olduğu söyleniyor." demesi üzerine Dervişoğlu, "Bu Sayın Kılıçdaroğlu'nun ya da bir CHP sözcüsünün cevaplaması icap eden bir soru. Ayrıca kapsamlı bir çelişki de görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye'nin kuzeyi başka bir yer" değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA