Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Şube Başkanı Mehmet Balin, MÜSİAD Genel Merkezi tarafından hazırlanan 2013 Türkiye Ekonomisi Raporu’nu Malatya kamuoyu ile paylaştı.Dernek binasında düzenlenen basın toplantısında hazırlanan raporu Malatya kamuoyu ile paylaşan Balin, “MÜSİAD Genel merkez, şubeleri ve danışmanlarımızla birlikte, küresel ve ulusal ekonomideki gelişmeleri kapsamlı bir şekilde değerlendirerek hazırlanan bu çalışmamız, ekonominin mevcut göstergelerini analiz etmekle kalmayıp, ileriye dönük vizyon çizme özelliği de taşımaktadır. Dolayısıyla, ekonomi raporlarımız, Türkiye ekonomisi için, sadece konjonktür el değil, aynı zamanda vizyoner bir tablo da çizmektedir” dedi.MÜSİAD’ın ekonomi raporlarıyla Türk ekonomisini bekleyen tehlikelere dikkat çekerek, çözüm önerileri sunduğunu kaydeden Balin, şöyle konuştu:“Geçmiş yılların ekonomi raporları ile MÜSİAD, Türkiye ekonomisini bekleyen tehlikelere dikkat çekmiş ve çözüm yolları konusunda tavsiyelerde bulunmuştu. Bu yıl da, bu problemlerin en önemlilerinden olan finansman sorununu gündeme taşımıştır. Bu kapsamda, çözüm önerilerinin de bulunduğu ‘Güven Ekonomisinde Büyümenin Finansmanı’ başlıklı raporumuzu yayınlamıştır. Geçen yıl, sizlerle kamuoyuna duyurduğumuz 2012 Ekonomi Raporumuzun ana teması, Kalkınma Yolunda Yeni Eşik; Orta Gelir Tuzağı idi. Türkiye’nin orta gelir grubundan sıyrılıp, 25 bin dolarlık bir hedefe ulaşarak, yüksek gelirli ülkeler arasına girebilmesi için, ülkelerin karşı karşıya kaldığı bu tuzağın bilinciyle hareket edip, adımlarına dikkat etmesi gerektiğine işaret etmiş; MÜSİAD olarak, orta gelir tuzağını, kalkınma yolunda yeni eşik olarak tanımlamıştık. Ülkemizin, yüksek gelirli ülkeler grubuna girebilmesinin ve o grupta sağlıklı bir şekilde kalabilmesinin, ön şartlarından saydığımız verimlilik olgusuna, yine geçen sene Kasım ayında yayınladığımız ‘Küresel Kriz ve İstihdam’ raporumuz kapsamında ayrıntılı bir şekilde değinmiştik.”Balin, MÜSİAD olarak ekonominin büyümesini istediklerini belirterek, “MÜSİAD olarak, ekonomimizin rakamsal olarak büyümesini elbette önemsiyoruz. Fakat sadece bununla yetinmiyoruz. Asıl olarak, gelirin ve refahın adil dağılımını sağlayacak makro ve mikro politikaların, gerek iktisadî, gerek sosyal ve siyasî sahalarda verimli uygulanmasıyla sağlanacak bir kalkınmayı amaçlıyoruz. MÜSİAD olarak, böyle bir kalkınma için zorunlu gördüğümüz politikaları, hedeflediğimiz müreffeh bir Türkiye resminin parçaları oldukları için önemsiyoruz. Bu çerçevede, bugün de, yeni bir kritik temaya dikkatleri çeken ekonomi raporumuzla karşınızdayız. 2013 MÜSİAD Ekonomi Raporu’nda da konvansiyonel olarak ele alınan ilk bölümler, geçmiş yıla dair verilerin detaylı bir değerlendirmesini, orta vadede beklentileri ve yapılması gerekenleri içermektedir. Bildiğiniz gibi, 2012, ülkemiz için, makroekonomik göstergelerde dengelenme yılı olarak kayıtlara geçti. 2010 ve 2011 yıllarında rekor büyümelere imza atan ülkemiz, yapısal sorunlarından ötürü kronikleşen, büyüyen bir cari açık problemiyle karşı karşıya geldi. Bu sebeple, geçtiğimiz yılı, bir frene basma ve yapısal sorunlarımızdan kaynaklanacak muhtemel riskleri kontrol altına alma yılı olarak gördük. Ülkemiz ekonomide yavaşlamayı sağlayan politikalar sonucunda, 2012 yılında, bir anlamda, büyümeden fedakarlıkta bulunarak cari açık problemini kontrol altına almış ve yüzde 2,2 oranında büyümüştür” diye konuştu.Türkiye’nin son 10 yılda gösterdiği başarının, uluslar arası arenada takdir gördüğüne değinen Balin, sözlerini şöyle sürdürdü:“Küresel krizin göstergelere en net şekilde yansıdığı 2009 yılından 2012 yılına doğru, hatta 2013’ün ilk çeyreğine kadar, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde negatif büyüme oranları, mali dengelerde istikrarsızlık, artan işsizlik gibi, iktisadi, sosyal, siyasi yansımaları olan pek çok sorun henüz çözüme kavuşturulamadı.Geçen ay sonunda, Türkiye’nin 4 derecelendirme kuruluşundan, 19 yıl aradan sonra tekrar yatırım yapılabilir kredi notunu alması, ülkemizin son 10 yıllık süreçte göstermiş olduğu başarının, uluslararası arenada da takdir gördüğünün ispatı olmuştur. Biz bunu, Güven Ekonomisi olarak adlandırıyoruz. Bununla birlikte, önümüzdeki engellerin büyüklüğü ortadadır. Dünya zor bir dönemden geçiyor, ülkemiz de bu durumdan etkileniyor. Ekonomimizdeki 2012 yılındaki soğutma, riskleri kontrol altına almayı amaçlıyordu. Nitekim Türkiye’nin büyük riski kabul edilen cari dengesi, küçülme eğilimine girmiş ve 50 milyar Doların altına düşmüştür. Türkiye’nin ihracatının ithalata bağımlılığının yüksek olması ve tasarruf oranlarının düşüklüğü sebebiyle, ülkemiz finansman konusunda dışa bağımlılığını sürdürmektedir. Bu ise ülkemizin uzun soluklu koşusunda dış kaynaklı risklere karşı kırılganlığını arttırabilmektedir. Dünyanın değişmekte olan iktisadi haritasında, politikaların sadece ekonomik modellemelere göre değil, aksine ekonomi-politiğin şekillendirmesiyle oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda, etkin ve verimli bir finansman politikasının, güven ekonomisi için ne kadar önemli olduğu takdir edilecektir.”2013 raporu hakkında da bilgiler veren Balin, “2013 Türkiye Ekonomisi Raporumuz ile MÜSİAD olarak, finansman kaynağı oluşturulması konusunda önerilerimiz ile özellikle ekonominin lokomotifi işletmelerimizin ve geleceği şekillendirecek girişim faaliyetlerinin, oluşan finansal kaynaklara ulaşımındaki problemlerine değiniyor ve çözüm önerileri sunuyoruz. Bu çerçevede; 1. Bankacılığın Teminata Kredi Veren Sistemden Projeye de Kredi Veren Sisteme Geçmesi, 2. Kamu Bankalarının, Mevduat Bankacılığı Kadar, Yatırım Bankacılığı Faaliyetlerinin de Ağırlık Kazanması, 3. Bankacılık Sisteminin Proje Finansmanı için Teşvik Edilmesi, 4. Kamu Projelerinin Finanse Edilebilir Ölçeklere Bölünmesi ve Projelerin Gerçekleştirilmesinde Tabanın Genişletilmesi, 5. Enerji Yatırımlarında, Orta Büyüklükteki İşletmelerin de Önünün Açılması, 6. Büyük Ölçekli Portföy Özelleştirmelerinde, Kademeli Uygulama, 7. Kamu-Özel Sektör İşbirliklerinin Daha Fazla Etkin Kılınması gerekmektedir. Güven ekonomisinde büyümenin finansmanı kapsamında mevcut yapıdan kaynaklanan sorunları ve bu sorunların çözümüne özetle değindiğim önerilerimizin ayrıntılarını raporumuzda bulabilirsiniz. Sürdürülebilir büyümenin sağlanması ve oluşan refahın adil bir şekilde paylaşılması için tabi ki makro, mikro ve mezo politikaların bir eşgüdüm içerisinde ele alınıp uygulanması gerekmektedir. Bu, üç seviye olarak ele aldığımız analizimizin detaylarını, yine raporumuzda bulabilirsiniz. Makro anlamda, GSYH dinamiklerini irdeleyen; basiretli para politikası, ihtiyatlı finansal regülasyon ve disiplinli mali politikalar, Mikro anlamda, Ekonominin oyuncularını doğrudan etkileyen; üretim politikası, teknoloji politikası, istihdam politikası, eğitim politikası, yatırım politikası, tasarruf politikaları, Sektörleri de ele alan mezo düzey bir analizle, üçlü bir model kurarak, oluşturulacak politikalar, ekonomimizin fotoğrafını bir bütün olarak çekmemizi sağlayacaktır. Zaten hedeflenen kalkınma modelinin başarısı da, işte bu 3 seviyeli politikalar arasındaki güçlü ilişkiye, sıkı sıkıya bağlıdır” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz