MÜSİAD: İslam Ülkeleri Arasında Sermaye Dolaşımında Sınırlar Anlamını Yitirmeli

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, İslam ülkeleri arasında ticaret hacminin artması gerektiğini vurguladı. Olpak, "Ülkelerimiz arasında insanların ve ürünlerin, sermayenin serbest dolaşımında sınırlar artık anlamını yitirmelidir. Geniş bir bölgede bulunuyoruz. Bu bölgeyi engelsiz kat ettiğimizde hepimiz karlı çıkacağız." dedi.

14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı, kapılarını yerli ve yabancı yatırımcılara açtı. 16. Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresi ile paralel yapılan fuarın açılış törenine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da katıldı. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan fuarda söz alan MÜSİAD Başkan Nail Oplak, IBF'in 20. senesine yaklaştığını, 1990'ın ilk etabında atılan tohumların kök saldığını ifade etti. IBF'in 2012'de 86 ülkeden bakanları, oda başkanlarını ve 5 bin itibarlı girişimciyi istanbulda bir araya getirdiğini aktaran Nail Olpak, şöyle devam etti:

"Dünyanın hakiki manada buluşmaya ihtiyacı var. Ekonomi ile ahlakın, teknik ile erdemin, insan ile tabiatın bir araya gelmesine ihtiyacı var. Dünyanın güçlü olduğu için haklı görünen iktidar odaklarına değil, haklı olduğu için güçlü olan, gücünü haktan ve adaletten yana kullanan iktidarlara ihtiyacı var. Bu anlamda sivil toplum örgütlerinin görevi önemli. Bu örgütler, şu an ekonomik ilerleme ve refah yanında adalet için de gerekeni yapmalı. Şu muhakkak İslam medeniyetinin önerilerine tüm dünya gerek duyuyor. Son bunalımlar işaret ediyor ki mevcut ekonomik yapı ayakta durma gayretinde ama ciddi şekilde sallanıyor. Bu minvalde üretim, tüketim ve harcama biçimi adına yeni bir ekonomik mimari oluşturma vakti geldi, geçiyor. Bu da bütüncül kalkınma ve gelişme mimarisi ile mümkün. IBF'te kadim medeniyetimizin ortak izlerini, bir birimize benzer sesleri ve en büyük zenginliğimiz olan farklılığımızı görüyoruz. Bu organizasyon için dünyayı karış karış dolaştık. Bu sene konuklarımızın bereketini İstanbul'da saklama niyetinde değiliz. Ülkelerin bünyelerinde barındırdığı fırsatları açıkça ortaya koymalıyız. Onun için İslam ülkelerinden Türkiye'ye gelen yatırımcıları Sakarya, Kocaeli, Kayseri ve Konya'ya götürüp, oraların girişimcilerle buluşturacağız."

Ekonomik gelişmelere de değinen Olpak, 2008-2009 bunalımına rağmen Türkiye'nin 2010 ve 2011'de güçlü bir büyüme ortaya koyduğunu dile getirdi. "Türkiye, ileri ülkelere oranla büyümesini 5 puan, istihdamını da 2 puan artırdı. Başvurduğu tedbirler ve uyguladığı denetimlerle finansal felaketi yara almadan atlattı." dedi. Avrupa Birliği (AB)'nin bu dönemde Türkiye önemini daha iyi anladığına işaret eden Olpak, "2012'de Türkiye'nin ticaret potası da değişti. Senenin ilk 8 ayında AB'ye ihracatımız yüde 8,2 gerilerken, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile ticaretimiz yüzde 32 arttı. Buralara ticaret hacmimiz 2000 da yüzde 11 iken, 2012' de yüzde 23 seviyelerine geldi." ifadelerini kullandı. İslam ülkeleri ile Türkiye arasında güçlenen diyaloğa rağmen ticaretin gerilerde olduğundan yakınan Olpak, şunları kaydetti:

"Ülkeler arasında ticaret potansiyeli daha fazla artmalıdır. Dünyada pek çok ülke şu an fakirlikle, orta gelir tuzağı ile uğraşıyor. Bitip tükenecek kaynakları ile zengin bir görüntü vermektedirler. Bu durumlar bizim kaderimiz olmamalıdır. Bizler, yatırımcılar olarak ortak sorunlara eğilmeli, ülkelerimizi girtdaptan kurtaracak yeni modeller aramalıyız. Ülkelerimiz arasında insanların ve malların, sermayenin serbest dolaşımında artık sınırlar anlamını yitirmelidir. Geniş bir bölgede bulunuyoruz. Bu bölgeyi engelsiz kat ettiğimizde hepimiz karlı çıkacağız.