Eski DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in "AB'ye gireceğiz derken dinimiz elden gidiyor" yönündeki çıkışı, Türkiye'nin gündemine oturdu. "Neden böyle bir açıklama yapma gereği duydunuz?" yönündeki soruya Rahşan Ecevit, "Büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz ve Müslümanlığın gerilemesini istemem. Rahatsız oldum ve böyle bir açıklama yaptım" dedi.
Rahşan Ecevit, Oran-Sitesi'ndeki evinde gündeme oturan açıklamasıyla ilgili olarak İHA'ya açıklamalarda bulundu. Türkiye'de misyonerlik çalışmalarının çok fazla yoğunlaştığına dikkati çeken Rahşan Ecevit, "Artık öyle haberler geliyordu ki, kah ikna, kah çıkar yoluyla din değiştirmeye başlamışlardı. Bu beni rahatsız etmeye başladı. Büyük çoğunluğu Müslüman bir ülkede yaşıyoruz ve Müslümanlığın da gerilemesini Türkiye'de istemem. Rahatsız oldum ve böyle bir açıklama yaptım" dedi. Eskiden misyonerlik çalışması yapanların hemen gözaltına alındığını belirten Ecevit, "Ama bugün böyle bir şey olmuyor. Sanıyorum AB'ye giriyoruz diye her şeyi serdik, rahata bıraktık. Bunu da dinimiz açısından tehlikeli buluyorum. Eski halimiz çok iyiydi. AB ile birlikte işi serbest bırakır olduk. Ben o serbestlikten pek hoşlanmadım" dedi.
Rahşan Ecevit, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün "İmam-hatipler ve Kur'an kursları Ecevit hükümeti döneminde kapatıldı" yönündeki açıklamasına ise şöyle cevap verdi:
"Ecevit hükümeti zamanında İmam-Hatip Lisesi kapatılmadı, açıldı. Ancak açılırken ihtiyaç gözetildi. Kur'an Kursları ise birden bire her tarafta son yıllarda çoğalmıştı. Merdiven altlarında, tavan aralarında hep Kur'an Kursları açılmıştı. Bu da yanlıştı. Orada kimler ne söylüyor, kimler ders veriyor, hiçbir şey bilinmiyordu. Onların da denetim altına alınması gerekiyordu. Ecevit, yeterli miktarda açtı. Kur'an Kurslarında çok dikkatli davranıldı. Denetim yapılması tabi bir şeydi. Denetlenmesi gerekir ve dinimizin yanlış anlatılmasını hiç kimse istemez. Hurafeli bir biçimde anlatılmasını istemez, sömürü yapılmasını istemez. Kur'an Kurslarında denetim olması şarttı, bugün de öyle olması gerekir."