CHP İzmir Milletvekili Gazeteci Mustafa Balbay, Basın Konseyi üyeleri ile birlikte sabah saatlerinde Silivri Cezaevine gelerek Tuncay Özkan ile Hikmet Çiçek, Turan Özlü ve Deniz Yıldırım'ı ziyaret etti. 4 yılı aşkın süre tutuklu kaldığı cezaevine bu kez ziyaretçi olarak gelen Balbay, cezaevinden ayrılırken gazetecilere açıklama yaptı.
Türkiyede hukuk güvenliğinin, can güvenliğinden daha ciddi bir sorun haline geldiğini savunan Balbay, Bugün görüyorum ki hukuk güvenliği, hükümeti de etkileyen ve hükümetin de gündeminde olan ve hükümetinde yakındığı sorun haline gelmiştir. Ben ilk gün vurguladığım gibi ne geçmişin tümüne sünger çekmek ne de her şeye kinle kan davasıyla bakmak isterim. Hepsinin ortasında bir hukuk var ve Türkiyenin adalet sisteminin rayında gitmesini sağlayacak bir fırsat var önümüzde. Anayasa mahkemesinin benimle ilgili verdiği karardan sonra diğer 5 milletvekili ile ilgili yerel mahkemenin bu karara uymamışı beni üzdü. Hukuk Ankarada ayrı, Silivride ayrı, Diyarbakırda ayrı olmamalı. Hukuk Ergenekon Davası, KCK Davasına ayrı, öteki davalara ayrı olmalı. Hukukun ortak bir dili olmalı. Şuanda Türkiyede gerçekten çok farklı konulara baktığımızda ortak paydasının hukukun tartışmalı olduğunu görüyoruz dedi. 28 Şubat davasındaki tahliyelerle ilgili de konuşan Balbay, Hiçbir tutuklu sanığın kalmaması bence adil yargılama açısından o insanların kendilerini daha sağlıklı savunmaları açısından da önemli bir adımdır. Bu davada şöyle uygulanıyor, şu davada böyle uygulanıyor gibi bir durum çok yanlış.
Örneğin, Fenerbahçe- Galatasaray maçındaki kurallarla Trabzon- Beşiktaş maçındaki kuralar ayrıdır denilebilir mi? Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Ya da maçın ilk yarısında şu kurallar uygulanacak, ikinci yarısında şu kurallar uygulanacak denilebilir mi? Bu olmamalı. Bugün gerçekten hükümetinde karşı karşıya kaldığı ve hükümet yetkililerin de yakındığı hukuksuzluk ortamının gidermenin başlıca yolu herkesin kabul edeceği ortak bir paydaya gelmek.Benim somut önerim bütün herkes bir araya gelsin ve terörle mücadele kanununun ve devlete yönelik suçlar denilen bu tartışmalı yasaların netleşmesi. Böylece suçun daha tanımlanabilir hale gelmesi bile pek çok kişinin cezaevinden çıkmasını sağlayacaktır. Hukukun temel ilkesi şüpheden sanık yararlanır. Ama şuanda son uygulamalarda Türkiyedeki mahkemelerde şüpheden hakim ve savcı yararlanıyor. Bunu tersine çevirsek bile pek çok sorun çözülecek diye düşünüyorum diye konuştu. Balbay, cezaevinde ziyaret ettiği Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım ve Turan Özlü ve Hikmet Çiçeki moralli bulduğunu belirterek, İnatla hukuku bekler şekilde buldum. Tuncayla koğuş anılarımızı paylaştık. Herkesin özgürlüğüne kavuşması dileğini paylaştık dedi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Balbay, Ben bu görüntüleri biliyorum. Sabaha karşı insanları alıyorsunuz. O görüntülerini kamuoyuna sunulur bir şekilde olup olmadığı aylar sonra nasıl ortaya çıkacak ben geçmiş davalardan biliyorum. Geçmişte 3 ayrı şekilde ortaya çıkmıştı. Bu yüzden benim dileğim yolsuzluklarla mücadele edilsin. Ama çekiçle sinek ezilmez.50-60kişiyi bir araya getirip falanca davadan 3 -5 kişi var deyip hepsini aynı torbanın içine koyduk deyip 24 saat sonra serbest bıraktılar. Serbest bıraktınız o zaman niye apar topar sabaha karşı aldınız. Ben yolsuzluklar üzerine gidilmeli ama sabaha karşı böyle bir operasyon olmamalı diye düşünüyorum. Sabaha karşı 5te kapıyı çaldığınız kişinin suçu olduğuna eminseniz, ekmek getiren kişi olduğunuzdan eminseniz ki demokrasi vardır, kim olduğunu bilmiyorsanız yoktur. Samimiyetle paylaşıyorum hadi bakalım size de hukuk lazım oldu, ya da oh olsun gibi hiç böyle bir şey aklımdan geçmiyor. Ben 4 yıl 9 ay cezaevinde kaldıktan sonra ilk gün bile bu duygularla çıkmadım. Mecliste hukukun rayına oturması adaletin sağlanması için ne gerekiliyorsa yapmaya çalışacağım. Bir kişinin yapabilecekleri belli. Bir milletvekilinin ancak kapıyı zorlayabilir. İktidarı ve muhalefetiyle birlikte karşı karşıya kaldığı olumsuzlukla bugün iktidar karşı karşıya o zaman demek ki burada bir sorun. Hiç kimsenin adil yargılanma hakkı engellenmemeli şeklinde konuştu.