Galatasaray'da Başkan Mustafa Cengiz, "Gündem Özel" programında soruları yanıtlıyor.
"Beyine yönelik tedavim yapılıyor. Beyinde bir şey bulamadılar, akıllı adam olmadığım için... Bu biraz daha yorucu. Seçim geldi, bir şeyler demem gerektiğine inanıyorum. Ortam sertleşti, bu ortamdan mutlu değilim. İnsanlara çatılabilir ama rahatsız oldum. Galatasaray'a zarar veren bir durum. tedavimi kesmedim, doping yaptılar geldim. Yarın yine devam edeceğim. Galatasaray bir his takımı, birbirini tanımadan sevenlerin kulübü. Maçlarda birbirimizi tanımadan sarılmıyor muyuz? Diğer rakibe çatarak bir yere gelemeyiz."
"Geçmişte hatalar yapan başkan adaylarına laf söyleyerek bir yere gelebilir miyiz? Hayır. Son güne kadar aday olmamı beklediler. Devamlı bana çattılar. Sonra pozisyonlarını değiştirmediler. Yok köfte dedi, yok Galatasaray etiğine uymadı. Bana bir anlatın nedir bu Galatasaray etiği? Bakıyorum adaylar niçin aday oluyor? Galatasaray hizmet için. Benim bunlara saygısızlık etme hakkım yok. Benim başkanım olduğunda onu desteklemek zorundayım."
3,5 yıldır hangi zihniyet varmış? Atatürkçü, demokrat bir zihniyetimiz var. Neyi yönetemedik? Avrupa'da başarılı olamadık, eleştirir! Soyunma odasına gitmem, otobüse binmem. Hayatımda bir kere gittim, endişe gördüm. Hocam da 'Tamam' dedi. Onlar tatlıya geçerken, ben çıktım.
"Bu ülkede bazı kesimler Yezid diye öldürürler, şehit diye gömerler diye bir laf var. Yapamayacağınız vaatler vermeyin. Çünkü vaatlerin maliyeti sıfırdır. 300 milyon biri diyor 1 milyar biri diyor müthiş bir şey! Getirin verin şimdi, bize vermiyorsunuz ki, Galatasaray'a veriyorsunuz. Aslında fazla şeffafız. Adam alıyor futbolcuyu ne verdiği belli, ne vadesi belli, kesinlikle limit aşıyor fakat lisans alıyor. Şoktayız. Ben nasıl geçildiğini biliyorum ama burada söyleyemem. Bir kuruşu bile büyük bir titizlikle izliyoruz. Tarihin en iyi denetleme kurulu bizde. Bu adamları denetimsizlikten ibra etmediler. Bilinçli ibrasızlık verenlere çok üzüldüm, çok yazık dedim."
"Bilinçli ibrasızlık verenlere çok üzüldüm. Bizim abdestsiz namazımız yok. Yeni bir müjde vereyim. Galatasaray Adası'nda karşı tarafın itirazı reddedildi. Adam kapıyı kırdı, girdi yine. Bu ne cesaret?
Kemerburgaz'da dünyanın en değerli mimarlarından Emre Arolat ve Hasan Çalışkan hiç kuruş almadan çalışıyorlar. Kemeburgaz'de 6 saha yapacaklar. Sen çıkıp 4 saha diyorsun! Adamlar çalışır mı? Beni neden dinlemiyorsun?"
"Beni üzen çok olay oldu, kendi yanlışlarım da dahil! Herkesi affederim, kendimi affetmem. Avrupa'daki başarısızlıklar beni çok üzdü. Galatasaray dünyada çok büyük marka. Rakiplerim alınmasın, Galatasaray çok büyük marka. Mustafa Kemal Atatürk ve İstanbul'dan sonra Galatasaray gelir.
Real Madrid, bize kaç attı unuttum. Real Madrid Başkanı Florentino Perez bir kere sevinmedi. Ayrıca Avrupa Süper Lig'i hakkında yazıştık, bende kalsın. PSG mağlubiyetinden sonra da sarhoş gibi döndüm."
"Mayıs ayındaki yapılandırma için 170 milyon TL gerek arkadaşlar. Bizim ödemelerimiz var. Baskete var, voleybola var. Hala icra ve hacizleri bitiremedik. Öde, öde, öde bitiremedik. 6 bin tane icra ve haciz vardı. Geçmiş yönetimler hep ertelemiş bunları."
"Benim aday olmama nedenim sağlık. Rahatsızım kardeşim. Gidip tekrar dinleneceğim. 3-5 gün kımıldayamayacağım. Pardon, yönetim ve dernek toplantımız var. Ondan sonra gideceğim. Arkadaşlarım da öyle. Oğlum yardımcı oluyor; yüzde 100 o götürüyor. Oğluma saldırmasınlar."
"Buraya gelen sakın şunu düşünmesin, haftada 1 gün takılırım, eve giderim! Masanız evrak dolacak. Hem işime hem de Galatasaray'a bakarım derseniz, o gün istifa edin. 3-5 saat gelip gitmek yok! Tam zamanlı olacaksınız. Allah işinizi rast getirsin ama kaç başkan iflas etti, hasta oldu biliyor musunuz? Özhan ağabeyi gömdük, bunu itiraf edelim. Kaç başkan divanda ağladı? Kaçırmayın insanları arkadaşlar. Troll hesaplarla saldırmayın. Biri demiş ki, 'Başkan gitmeden önce akıl raporu alsın.' Doğru yazmış. Bir başkanla konuştum; 'Belki de bizi hayatta bu tutuyor' dedi. Hakikatten bende akıl var mı, çok merak ediyorum."
"Falcao transferinden pişmanım. Falcao değerli bir karakter. Dünyanın kabul ettiği oyuncu. Falcao'nun gelişinde 70 bin kişi toplandı. Geldiği gün yollar kilitlenmişti. Şimdi Falcao ismi önüme gelse biraz daha sıkı pazarlık yapardım. Ben teknik heyete laf etmedim. Etmem de... Ama futbolculara son maçta bozuldum. Bazı oyuncuların oyunu ve sahada kendini vermemesi ağrıma gitti. Ben asla futbolcularıma şerefsiz demedim."
"Futbolculara haysiyetsiz, şerefsiz demedim. Kanınız sarı-kırmızı akmıyor, dedim. Hele teknik heyete, hiçbir şey demedim. Futbolculara Rize maçında bozuldum. Bazı oyuncuların oyunu, sahaya kendini vermemesi ağrıma gitti. Herkesin ağrına gitti. Bunda sızlanacak ne var? Onlara şerefsiz demedim. Onlar şerefli ve haysiyetli insanlar dedim. Onları onore ettim. Yapmayın arkadaşlar, lütfen. Dediklerimi tam okuyun. Köfteler gibi oldu. Bundan üzülüyorum. Ben bunu demedim, takıma etki etmişse mutlu olurum ama demedim. Gedson Fernandes ölümüne oynadı. Diğerleri de öyle. Para her şey değildir. Paranın yıktığı parayla düzeltilir, ama haysiyetiniz ve şerefiniz yıkılırsa düzeltilemez."
"Hiçbir başkanın şu an yanında veya destekçisi değilim. Cuma'ya kadar bakacağım. İçlerinde en çok Yiğit Şardan'ı tanırım. Tribünden arkadaşımdır. Bakacağız ve karar vereceğiz. Şunu destekliyorum dersem, artı da yazabilir, eksi de. Fatih Hoca'yı isteyenlerle, istemeyenlerin seçimi deniyor. Bu onların seçimi değil. Ben şahsi olarak, 'Hocayla imzalamam' dedim. Yönetim de demedi"
"Dışarıdan biri olsam, ben de Yiğit Şardan'ın listesi için 17-20 kişi Mustafa Cengiz'in arkadaşı derim. Yiğit Şardan geç aday oldu. Sanırım beni bekledi, benim arkadaşlarıma müracaat etti. Ben bir şey demedim. Diğer listelerde de benim yönetimimde çalışan isimler var. Bana kimse sormadı ama girmeyin demezdim. Kendi arkadaşlarıma da demedim."
"UEFA olanları izliyor. Benim konuşmamı da izliyor, izler. Çok disiplinli bir kurum. Bir anlaşma var. Bunu başkan adaylarına hatırlatıyorum. "Mustafa Cengiz ayrıldığı zaman, aynı bu şartlar kabul edilecek." şartı var. 31 Haziran'a kadar UEFA'dan ve TFF'den borçsuzluk kağıdı almak için çalışıyoruz. Taahhütname önemli. 'Mustafa Cengiz ayrılınca, bunu yeniden kabul edeceksiniz' deniyor. Siz hemen başvurun ve ek süre alın. Bu dertten kurtulsunlar diye, 1 sene erken anlaşmadan çıkmak istiyoruz ama olmadı. Bunun için iyi çalışıyoruz!"
"Benim Florya ile temasım sadece Abdurrahim'dir. Kendi kendime futbolu eleştirdiğim oldu. Her insan gibi. Bizden ayrılan Aslı kızımızın demeçlerini okuyunca yerimden hopladım. İlk gün moral için gittim Florya'ya. O gün hoca çağırdı bizi zaten. Hoca, bana 'Yemekteyiz gel' demişti. Ben hangi gün yemeğe, soyunma odasına gelmişim? Ayıp değil mi? Galatasaray kültürü bu mu? Köy ağası gibi orada oturacağım, çocuklar gelecek. Olmaz bu. Ben geleceğim dedim, o zaman yürüyebiliyordum. Bana 'Gelme' deseydiniz. Zaten ilk ve sondu. Zaten sen çağırdın hocam. Toktum ama gittim. Oradan da Kayseri'ye gittik. Kayseri'de protokole bile çıkmadım."
"Hem hoca hakkında 3 ay sonra göndeririz diyeceğim, hem de gel takımı çalıştır diyeceğim. Ben bunu yapamam. Takımın teknik direktörünün olmaması iyi değil ama kararı gelecek yönetime bıraktım. Fatih Terim varken, asla ikinci bir teknik adamla görüşmedim. Yalan haberlere inanmayın."
Okan Buruk'la telefon görüşmesi bile yapmadım. Hocaya ayıp olur. Mustafa Denizli 30 yıllık arkadaşım. Fenerbahçe'ye gittiğinde üzüldüm. Beşiktaş'a telefonunu verdiğimde, bana fırça attı, 'Neden veriyorsun' dedi. O da bizim aramızdadır.
"Bana 'Siz benim düşmanımsınız' diyen biriyle çalışmam. Sonrasında 'Yanlış yaptım' deseydi, başka. Ailemin ve oğlumun yanında bile onun hakkında konuşmadım. Bir ortamda eleştirdim. Aç bana sor, 'Bunu dedin mi?' diye sor. Dediysem, söylerim. Neden kamuoyuna açıklıyorsun? Ben buna cevap vermezsem, Galatasaray başkanlığı biter. Ayın 1'ine kadar da bekledim. İmzalamayacağımı söyledim. Hoca da akıllı adam, haysiyetli. Opsiyonu imzalayıp göndermedi."
"Beni ihraç edeceklermiş, ibra etmeyeceklermiş! Alnıma nişan olur! Ben o ayak oyunlarıyla ibrasızlığı bilirim. Beni kırın ama başkanlık makamını bitirmeyin! Yarın siz oraya geleceksiniz."
"TFF Yönetimi çoğu konuda dik durdu. Onlara en çok eleştiriyi ben yaptım, en çok cezayı ben aldım. Lütfen empati yapalım, kendimizi yerine koyalım. MHK'nın istifasını istedim mi? Serdar Tatlı'ya çok güveniyorum. Urfa'da babasıyla birlikte Beşiktaş Derneği kurucusuymuş, ne bilebilirim. Daha iyi hatta, futbolla ilgileniyor. Ancak duyguları işin içine karıştırırsan olmaz. Biz öyle hissettik, atamalarda sıkıntı gördük ve istifasını istedik. Hukuk Kurulu'nda 3-5 kişi var, şimdi konuşmamı da izliyorlar. TFF Yönetimi'nden de kimin izlettirdiğini biliyorum. Hukuk Kurulu ayrılmalı. Disiplin Kurulu ayrılmalı. Tahkim Kurulu ayrılmalı. UÇK, Oğulcan Çağlayan için bize 1 milyon 200 bin ceza veriyor. Biz karışmadık. Oğulcan zaten ceza alırsam, ben öderim diye imza verdi. Neden 1 milyon 200 bin? Kayserispor'un alacağı varmış, ödememişler, bu yüzden. Oğulcan'da bu para yok, ne yapacağız?"
"Jean-Claude Billong olayı çıktı, mahrem olduğu için veremedik. TFF'ye delilleriyle birlikte gönderdik. Mahrem olduğu için açıklayamadık. 'Bu aydınlatılamazsa, ilgili makamlara başvuracağız' dedik. Beşiktaş camiasından özür dilerim. Beşiktaş'ın hakkı ve şerefiyle yürüdüğünü biliyorum. Beşiktaşlılar, Fenerbahçeliler yakın arkadaşım. Onların camiasına laf etmem. Yönetim hata yapıyorsa, ortaya çıksın. Keşke teşvik hala şike olarak kalsaydı. İnsanları cezayla korkutabilirdik. Bir şey yaptılar demiyorum, kuşkularımızı yazdık. 'Aklayın' dedik. Fenerbahçe bile şu an bir şey yapsa, sevinir miyim? Üzülürüm, 'Yapmayın' dedim. Adnan Polat böyle bir şey yapsa, ihraç ederdik. Şike için belgeye gerek yok, kanaat. 70 bin sayfa yazı var, ben yaptın demiyorum ama öyle görünüyor. Çık ve 'Hata olmuş' de. Bunu temizle ve Türk futbolu temizlesin. Beşiktaşlılara ve Fenerbahçelilere yamuk yapmam. Yöneticilere serzenişim."
"Divan Kurulu, beni çok üzdü ve şaşırttı. Düzenli olarak hakaret ettiler. Bize sahip çıkılmadı, üzüldüm. Benim, onlara hakkım yok. Onların da bana hakkı yok. Galatasaray'a hakkı olanlar, hakkını helal etsin. Benim helal edebilecek bir hakkım yok."
"Younes Belhanda'yı gönderdiğime asla pişman değilim. Sanırım Belhanda'nın Fransızca net bir konuşmasıydı. Younes Belhanda ve Sofiane Feghouli, bizi FIFA'ya verdi. Bizi tehdit ettiler. Bir kişi daha yaptı, onu çok sonra açıklayacağım. Eleştirdiğimiz Falcao bile indirim yaptı. En başta Muslera yaptı. Muslera'nın açıklamasına da darıldım. Fatih Terim'in ekibinden de açıklamalar oldu. Sen girme topa! Fatih Terim ayrıldığında en sert ben eleştirmiştim. Şimdi benimleyken, en sert Terimciydim. Bu artık son damlaydı. Taraftara küfür et! Sen aslında onu bana ediyorsun. Asla pişman değilim, en doğru yaptığım işlerdendir."