Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen seminerde konuşan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaçar, “Muhteşem Yüzyıl” dizisini çok da beğenerek izlediğini belirterek, “Muhteşem Yüzyıl dizileri gibi tarih kokan diziler yapılması gerekiyor. Çünkü birden bire halkın tarihe karşı bakışı değişti, tarihten ilham almaya başladı” dedi.
Marmara Belediyeler Birliği tarafından “İstanbul Dersleri” başlıklı “Osmanlılar ve Bilim: Muhteşem Rasathane” semineri düzenlendi. Marmara Belediyeler Birliği binasında gerçekleştirilen seminere konuşmacı olarak İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaçar katıldı. Kaçar, Türklerin bilim ve teknoloji tarihindeki yeri, kültürün bilim ve tarihle ilişkisi ile Osmanlı Devleti’nin günümüzdeki konumu ve yansıtılmasını değerlendirdi. 16. yüzyılda Osmanlı’nın klasik bilim hayatının zirvesini oluşturduğunu ifade eden Kaçar, “Mekanik, matematik, trigonometri, tıp, eczacılık, cerrahlık, hayvancılık ve ziraat gibi konularda Osmanlı’nın başarıları günümüze kadar gelmiştir. Bu başarıları belirtirken de tabii ki de Takiyüddin-el Rasıd’ı da unutmamamız gerekiyor. Türk bilim dünyasına önemli katkıları olmuştur. Takiyüddin zamanında çok önemli başarılar elde edilmiştir. Onun bize bırakmış olduğu eserleri de günümüzde görebiliyoruz” dedi.
“SANAT KAYGISIYLA TARİHİ GERÇEKLİK ARASINDA PARALELLİK KURMAK GEREKİR”
Prof. Dr. Mustafa Kaçar, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili görüşlerini de şöyle anlattı:
“Muhteşem Yüzyıl dizisi her ne kadar eleştirilirse eleştirilsin haklı ve haksız yönleri var. Eleştirilen konulara değinmek gerekirse çok haklı noktalar var. Mesela en basitinden teknik bazlı yanlışlar. O gün için olmaması gereken; halkın o kadar düzgün ve ütülü kıyafetlerle ya da o kadar güzel kuaförlü bir haliyle Osmanlı dönemini yansıtmak bana tuhaf geliyor. Çünkü o dönem böyle değildi. Herkes son moda giyinmiş, bilinmeyen renkler kullanılıyor. Sanat yönüne baktığımızda ise hiç yansıtmıyor. Sanat kaygısıyla tarihi gerçeklik arasında hiç olmazsa birazcık paralellik kurmak gerekir. Bunlar sadece genel kronolojik şeyler olmasın, savaşlar, vezirin giyindirilmesi, şehzadenin doğması gibi. Bunlar dışında da bazı paralelliklerin üzerinde durulması gerekiyor. Bu sayede filmdeki sanat yönü bizi zayıflatmaz.”
En ciddi eleştirinin tarihin olayın içerisinde verilmemeye çalışılmaması olduğunu dile getiren Kaçar, “Aslında tarihi bilgiler arka fonda gelişi, doğru ancak önündeki hikayeyi etkilemeyecek şekilde arka fonda verilmesi gerekir. Ancak hem yapımcılar için kolay olacak, hem de halk için çok yararlı olacaktır. Yani tarihi dizinin içerisinde değil de, dizinin arka fonda yaşaması lazım. Bunların temel olarak böyle olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Muhteşem Yüzyıl dizisini çok da beğenerek izlediğini söyleyen Dr. Kaçar, “Muhteşem Yüzyıl dizileri gibi tarih kokan diziler yapılması gerekiyor. Çünkü birden bire halkın tarihe karşı bakışı değişti. Tarihten ilham almaya başladı. Bunları fırsat bilerek de hemen ekonomik boyuta dönüştürüldü. Ekonomik boyutlarını düşünürken aynı zamanda bilim alanında da bazı gelişmeler de olması gerekiyor. Bunun için dizilerde bilimsel anlamda da bir şeyler anlatılması gerekir. Diziye baktığımızda bilim alanında hiçbir şey yok. Takiyüddin-el Rasıd’e de yer verirlerse iyi olur, çünkü o dönemde çok önemli bilim insanları vardı. Onları da ele almak lazım. Çok eksik var bu konuda. Dizinin bir tek boyutu yoktur. Osmanlı’nın siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal boyutları da vardır. Ortada bir sanat varsa sadece saraydan ibaret değildir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz