Atatürk’ün sofrası yalnızca bir yemek masası olmasının çok ötesindeydi. Ulu Önder yemek masası etrafında arkadaşlarını, dostlarını, çeşitli meslek gruplarından kişileri çağırarak ilim, kültür, sanat ve idealler üzerine fikir alışverişi yapmayı tercih ederdi. Sofralarda çoğunlukla ülke sorunları, memleketin geleceği tartışılır ve çözüm aranılırdı. Kara tahta, tebeşir, silgi ve kütüphaneden gelen kitaplar sofralarının adeta demirbaşıydı.
Sofraya oldukça özen gösteren Mustafa Kemal, boğazına düşkün ya da çok yemek yiyen bir kişi olarak bilinmiyor. Sofradan genellikle tamamen doymuş olarak kalmamaya özen gösteren Atatürk, öğünlerinde genellikle hafif ve midesini yormayan yiyecekleri tercih ediyordu. Peki Mustafa Kemal Atatürk en çok hangi yemekleri severdi? İşte detaylar...
Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği yemeklerin başında Türk mutfağının klasiği kuru fasulye-pilav geliyor. Mustafa Kemal’in aşçısı Halit Atay, Mustafa Kemal’in öğrencilik yıllarından bu yemeğe alıştığını ve yemek yeme saatleri net olmadığı için evde mutlaka 24 saat kuru fasulye bulunduğunu belirtmiştir. Atatürk kuru fasulye için ‘yağlı fasulye’ demeyi tercih ederdi. Kuru fasulyenin etsiz olarak yapılmasını istiyor, yanında da ayran ya da limonata içiyordu.
Mustafa Kemal’in aşçısı Halit Atay’ın verdiği bilgiye göre Mustafa Kemal Atatürk geceleri acıktığında peynirli omlet istiyordu. Atatürk, kahvaltılık tercihini de peynirli omletten yana kullanıyormuş. Sabah kahvaltısında; çay ya da kahve içiyordu. Bazen soğuk ayran ve 1 dilim ekmekle güne başlıyordu. Çoğu zaman ise bir kase yoğurdun ardından sütlü kahve kahvaltısı oluyordu.
1881 yılında Selanik’te doğan Mustafa Kemal Atatürk’e çocukluğunu hatırlatan en önemli lezzetlerden biri ise Selanik usulü ıspanaklı börektir. Özellikle Atatürk annesi Zübeyde Hanım’ın yaptığı böreği çok severdi.
Toplantılarını kalabalık ve yemekli olarak gerçekleştirmeyi tercih eden Atatürk rakı içmeyi çok seviyordu. Bu nedenle genellikle rakılı toplantı sofralarında fava olmasını istiyormuş.
Bamya yemeği herkesin çok sevdiği bir lezzet olmamasına rağmen, Mustafa Kemal Atatürk akşam menüsünde etli bamyaya yer verirdi. Atatürk etli bamya yemeğini yoğurt ile birlikte tüketmeyi tercih ederdi.
Kuru fasulyenin ardından Atatürk’ün bir diğer favori yemeği ise karnıyarık olarak biliniyor. Türk mutfağının kült lezzetleri arasında yer alan karnıyarığın yanında Mustafa Kemal, sade pirinç pilavını yiyordu.
Tatlı yemekle pek arası olmayan Mustafa Kemal’in en çok irmik helvasını sevdiği söylenir. Mustafa Kemal Atatürk tatlı tüketmeyi ise genellikle akşam yemeklerinin ortasında tercih ederdi.
Avrupa seyahati sırasında kuşkonmazla tanışan Mustafa Kemal Atatürk yetiştirmeye karar verir. Kuşkonmaz tohumunu alarak Yalova Devlet Çiftliği’nde yetiştiren Mustafa Kemal, kuşkonmazı en çok haşlanmış olarak seviyordu.
Ülke genelinde yaptığı seyahatler sırasında kendisine ikram edilen yöresel lezzetleri geri çevirmeyen Atatürk, yeni lezzetleri tatmaktan çok hoşlanıyordu.
Kırşehir’de ikram edilen hindili pirinç pilavı, su böreği ve karışık turşuyu severek yemiş ve su böreğini çok beğenmiştir. Kaman’da sunulan yoğurt ve pekmez karışımından oluşan balbaşı tatlısını sevmiştir. Adana’da ise Bamya dolması, patlıcan hünkâr beğendi, güveç, sini köftesi, domatesli pirinç pilavı, hanım göbeği tatlısını denemiştir. Konya’da ise sedirler sac böreği ve höşmerim tatlısından memnun kalmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bir diğer alışkanlığı ise Türk kahvesiydi. Ulu Önder, günde 10 fincana kadar orta şekerli Türk kahvesi içerdi. Ana öğünlerin dışında karnı acıktığında ise kavun, kavrulmuş tuzlu leblebi ve fıstık atışmayı tercih ederdi.
"Atatürk'ün en sevdiği yemek enginar" ise sadece bir söylentiden ibaret. Çünkü Mustafa Kemal hiç enginar yememiş. Hastalığının son zamanlarında yaverinden enginar ister ama ne yazık ki Hatay'dan enginar gelene kadar Gazi Mustafa Kemal hayata gözlerini yumar.
Son olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Atatürk’ün sofrası ile ilgili söylediği sözü paylaşmak isteriz: "Atatürk'ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır."