Muş'un Akkonak Köyü İlkokulunda görevli kadın öğretmenler, sınıfta minderlerle oluşturdukları okuma köşesi ve düzenledikleri etkinliklerle öğrencilerin daha rahat ortamda ders işlemelerini sağlıyor.
Merkeze 40 kilometre uzaklıktaki köy okuluna 3 yıl önce atanan İzmirli Gizem Sevinç ile geçen yıl göreve başlayan Afyonkarahisarlı Kezban Kaplan, diğer meslektaşlarıyla öğrencilerin başarısı için çaba gösteriyor.
Sınıfta yer minderleriyle okuma köşesi oluşturan, sobayı yakarak öğrencilerin sıcak ortamda ders işlemelerini sağlayan öğretmenler, zeka oyunları oynayıp, kitap okuma, müzik ve drama etkinlikleriyle okulu daha eğlenceli hale getiriyor.
Kırsalda görev yapmanın zorluklarını bir kenara bırakıp "köyde öğretmenlik yapma" hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşayan Sevinç ve Kaplan, çocuklarından ayırmadıkları öğrenciler için tüm imkanlarını seferber ediyor.
Sınıf öğretmeni Sevinç, AA muhabirine, 2019 yılında atandığı Akkonak köyünde diğer meslektaşlarıyla çocuklara en iyi eğitimi vermeye çalıştıklarını söyledi.
Öğrencilerin okula devamlılıklarını sağlamak amacıyla farklı projeler geliştirdiklerini anlatan Sevinç, şunları kaydetti:
"Sınıfımızda minderler kullanarak bir köşe oluşturduk. Burada öğrencilerle kitap okuyoruz. Okuma, zeka oyunları ve matematik köşemiz var. Özellikle öğrenciler somut işlemler döneminde oldukları için bu köşelerde ders işlerken çok eğleniyoruz. Derslerimiz renkli geçiyor. Konularımız ilerledikçe materyalleri de güncelliyoruz. Her konuda hayatlarına dokunmaya çalışıyoruz. Umarım onlar bizden razıdır, biz onları çok seviyoruz. Onlar için her sabah kar kış demeden görevimizin başına geliyoruz. Burası bir dağ köyü. Gelirken bazen yolda kalabiliyoruz, o zaman da köylüler bize yardıma geliyor. Öğrencilerin sıcaklığını ve içtenliğini hiçbir şeye değişmeyiz. Onlar için tüm zorluklarla mücadele ediyoruz."
"KÖYDE ÖĞRETMENLİK YAPMAK HAYALİMDİ"
Çocukluğundan bu yana köyde öğretmenlik yapmayı hayal ettiğini belirten Sevinç, "Öğrencilerle kültür farklılığı oluyor, onlardan bir şeyler öğreniyorum, ben de onlara bir şeyler katıyorum. Soba yakmayı öğrendim. Bir kere yanmadı, çocuklar yardımcı oldu. Soba yakarken bazen unutuyordum, öğrencilerim 'öğretmenim sobanın alt kapağını aç' diye yönlendiriyordu. İzmir sıcak olduğu için sobayla ilgimiz çok yoktu. Sobada çay da demledik, kestane de pişirdik. Burada öğretmen olmaktan çok keyif alıyorum." diye konuştu.
Kezban Kaplan ise çocukların duygu yüklü olmasının ve öğretmenlerine bağlılıklarının kırsalda görev yapmanın zorluklarını unutturduğunu dile getirdi.
Çocuklara kendi evlatları gibi bağlandıklarını anlatan Kaplan, "Burası mesleki anlamda bize çok şey kattı. Öğrencilerim için gitar eğitimi aldım. Çocukların birçok imkanı yok ve ekranlardan gördükleri kadarıyla öğreniyorlar. Burada bir enstrümanı gördüklerinde ve şarkılar söylediğimizde onlar için daha etkileyici oluyor. Bu şekilde çocukların şarkı repertuvarı gelişiyor, özgüvenleri artıyor. Dersleri bu sayede daha eğlenceli hale getiriyoruz." ifadelerini kullandı.
ANNE GİBİ KOKAN ÖĞRETMEN
Öğrencilerden Zeynep Cantürk de "Okulda çok güzel etkinlikler yapıyoruz. Öğretmenimiz bize sarıldığında annemiz gibi koktuğu için çok mutlu oluyoruz. Öğretmenimizi mutlu etmek için çok çalışıyoruz. Bize oyunlar gösteriyorlar. Tiyatro etkinlikleri yapıyoruz. Çok eğlenceli zaman geçiriyoruz." dedi.
Eylül Mine Güler de "Öğretmenimiz okula gitar getiriyor. Bize güzel şarkılar öğretti. Birlikte şarkılar söylüyoruz, çok mutlu oluyoruz." diye konuştu.