Çocukların ailelerinden uzaklaşmaya başlayarak, sosyalleşmeye başladıkları önemli bir yer olan okulu, kendi çatısı altında belirli kuralları olan, ömür boyu kullandığımız okuma, yazma gibi temel bilgileri edindiğimiz bir kurum olarak tanımlayan Klinik Psikolog Barış Gürkaş, bu konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.Bu kurumun çocuklar üzerinde bıraktığı olumlu etkiler olduğu kadar olumsuz ve sınırlandırıcı da birçok yanı mevcut olduğunu söyleyen Klinik Psikolog Barış Gürkaş, konuyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Gürkaş, şunları kaydetti:“Sistemin eksikleri, ailenin düşük farkındalık seviyesi, öğretmenlerin tutumları çocukların yaşamlarını ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediği durumlarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Çocuk yaşta okul başarısının, yaşam başarısıyla eş görülmesi sebebiyle çocukta herhangi bir başarısızlık durumu, çocuğu ve aileyi olumsuz etkileyebiliyor. Hatta aile içi ilişkileri bile etkileyecek boyutlara ulaşabiliyor. Yarışın, rekabetin ve kıyaslanmanın baskısı sebebiyle, okul başarısıyla kendilik değerini tanımlamaya başlayan çocuk, yetişkinlik döneminde de mesleki başarısıyla kendilik değerini tanımlamayı sürdürüyor ve bu durum amaçsızca peşinden koştuğu kariyeri yüzünden mutsuz bir hayat yaşamasına sebep olabiliyor. Hayatının merkezine kariyerinden başka hiçbir şey koyamayan birey dönüp baktığında, boş bir hayat yaşadığını düşünüyor ve bu durum bir insanı depresyona sokabilmek için oldukça yeterli. Birey, iş ve sosyal hayatın dengesini kurmayı, daha mutlu olabilmeyi çocukluk dönemindeki sosyal ilişkileriyle ve deneyimleriyle öğrenmeye başlar, ancak tek hedefin bir başka arkadaşı geçmek olduğu ve akademik başarının her şeyin ötesinde algılandığı çocukluk döneminin, mutsuz insan yetiştirmenin ön koşulu olduğunu söyleyebiliriz.”MUTLU VE BAŞARILI ÇOCUK YETİŞTİRMEK MÜMKÜN MÜ?Ebeveynlere "Çocuğunuz için ne istersiniz?" şeklinde sorular yönelttiklerinde, "Sadece mutlu olsun istiyorum" şeklinde cevaplarla sıklıkla karşılaştıklarını belirten Gürkaş, “Bütün aileler bunu istiyormuş gibi görünürken ne oluyor da dünyada mutsuz insanların ve çocukların sayısı her geçen gün artıyor? Çünkü aileler mutlu olmayı akademik başarıyla eş değer sanıyorlar. Birçok aile akıllı ve başarılı çocuk yetiştirmeyi mutlu çocuk yetiştirmek sanıyor. Aslında durum sanılanın tam tersi, mutlu çocuklar hayatta bir şekilde başarılı çocuklar haline geliyor. Çocukların mutlu olabilmesi hayatta elde edecekleri en büyük başarılardan biri” dedi.Gürkaş, mutlu çocuk yetiştirmenin yollarını ise şöyle anlattı:“1- İlk adım sizin mutlu olmanız. Bu size ilginç gelmiş olabilir. Ancak araştırmalar gösteriyor ki depresif semptomlar gösteren ailelerin çocuklarında, diğer çocuklara göre çok daha fazla davranış bozuklukları gözleniyor. O halde ebeveynin daha mutlu çocuk yetiştirebilmesi için en başta kendi mutluluğunu önemsemesi ve bunun için çaba sarf etmesi gerekiyor. Bu kendi sosyal hayatını ve ruh sağlığını daha iyi hale getirerek mümkün olabilir. Stres nasıl bulaşıcı ise, mutluluk da aynı şekilde bulaşıcı.2- İlişki kurmayı çocuğunuza öğretin. İlişki kurmak sosyalleşmenin temelini oluşturuyor ve aileler empati ve ilişki kurmayı çocuklarına öğretmek için zaman harcamıyorlar. Sadece sosyal öğrenme yoluyla kendiliğinden öğrenmesinin yeterli olacağını düşünüyorlar. Sosyal öğrenme bu süreçte kendiliğinden oluşsa da çocuğun bu konuda desteklenmesi sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlıyor.3- Çabalaması yeterli, mükemmel olmak zorunda değil. Bu tip aileler çocuklarının başarılarında asla tatmin olmazlar. Sınavda 90 alan çocuğun neden 100 alamadığını sorgularlar. Araştırmalar mükemmeliyetçi ailelerin çocuklarında depresyon ve kaygı bozukluklarının daha sık görüldüğünü göstermekte.4- İyimserliği ona öğretin. İnsanları mutsuz eden şeyler, olaylar karşısındaki düşünce şeklidir. Yani gerçekleşen olay karşısındaki düşündükleriniz, ne hissedeceğinizi belirler. Örneğin; evde yalnız başınıza otururken içerideki pencereden gelen sesin rüzgar olduğunu düşünürseniz hissettiklerinizle, hırsız olarak düşünürseniz hissedecekleriniz birbirinden farklı olacaktır. Bu sebeple çocuklarınıza bardağın dolu kısmını görmeyi öğretmeniz gerekiyor.5- Çocuğunuzla oyun oynayın. Çocukla geçirilen oyun zamanı asla boşa geçirilmiş zaman değildir. Onların zihinsel ve duygusal gelişimlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple onlarla geçirdiğiniz zamanı arttırmanız gerekir. Bununla beraber onlarla geçirdiğiniz zaman onunla aynı odada olduğunuz zaman şeklinde değil, onun oyununun içinde olduğunuz, bir şeyler paylaştığınız şekliyle olmalı.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz