Toplum olarak mutlu olmaya daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde mutluluk veren yiyeceklerden bahsetmek istedim.
Ne de olsa kalbe giden yol midemizden geçiyor. Bu yiyeceklerin içinde neler var ve bizler bu besin maddelerini tükettiğimizde kendimizi neden daha mutlu hissediyoruz gelin birlikte bakalım.
Besinlerde tat ve koku faktörü ne kadar yüksekse verdiği duygu da o kadar etkili oluyor. Hatta kimi besinler sırf yarattığı duyguya bağlı olarak bağımlılık yapabiliyor. Kahve, çikolata bağımlılığı gibi....
Eğer mutluluksa hedef, besinin içeriği tek başına yeterli değil. Bu besinlerin hafızanızda daha önce bıraktığı iz, yetiştirilme, saklama ve sunuş şekli de bir o kadar önemli.
Örneğin 5 yaşındayken tavuk suyu çorbası içerken yaşadığım olumsuz tecrübe yüzünden halen tavuk suyu çorbayı içemiyorum.
Temelde bu besinlerin içerisinde mutluluk hormonlarımız olan endorfin ve seratonini aktive eden maddeler vardır. Bu yazıda size sıklıkla tükettiğimiz, kolay ulaşabildiğimiz besinlerden örneklemeler yaptım.
Son yıllarda adını sıklıkla duyduğumuz probiyotik tüketiminin bizleri mutlu ettiğini biliyor muydunuz?
Probiyotikler vücudumuz için yararlı bakterilerdir ve bu bakterileri taşıyan besinler araştırmalara göre bizi mutlu ederken aynı zamanda vücudumuzun savunma mekanizmasını da güçlendirmekte. Probiyotik bakteriler en çok bağırsak florasında bulunur belki de bu sebepten vücudumuzun en duygusal, strese en çabuk reaksiyon veren organı da bağırsaklarımızdır.
Hollanda’da 20 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada probiyotik katkılı besinlerle beslenen kişilerin öfke, dalgınlık ve yorgunluk gibi olumsuz duygulardan daha kolay arındığı tespit edilmiş. Geleneksel Türk mutfak kültürünün bir parçası olan ayran, yoğurt, kefir, lahana turşusu,süzme peynir güçlü probiotik içeren besinlerdir. Bu besinler içerdikleri yararlı bakteriler sayesinde ruhsal modumuzu değiştirir, bizleri olduğumuzdan daha mutlu daha dingin hissettirir.
Unutmayın mutlu bireylerin bağışıklık sistemleri daha güçlüdür. Bu yüzden hastalıklarla savaşırken hekimler moralin önemine dikkat çeker. İyisi mi biz hasta olmadan bağışıklık sistemimizi güçlü tutmaya yardımcı besinleri tercih edelim.
TARİFSİZ HAZLARIN SEBEBİ ÇİKOLATA
Bir diğer popüler mutluluk veren besin maddesi hepimizin bildiği gibi çikolata. Çikolata vücuttaki seratonin ana maddesi triptofan, fenilalenin, theobromine gibi maddeleri içermekte.Bu maddeler mutluluk hissi, çekicilik ve güçlü uyaran etkiye sahiptir. İtiraf etmeliyim ki stresliyken ya da regli öncesi elinde çikolata kavanozuyla dolaşan çok arkadaşım var.
Kadınların regl dönemi öncesi hormonlarına bağlı yaşadıkları kısa süreli depresif nöbetleri tatlı ve çikolata ihtiyacı ile bertaraf etmesi isteği tesadüf değil yılların keşfidir.
Abartmadan çikolatanın tadını çıkarabiliriz.
Soframızdan eksik etmememiz gereken başka bir besin maddesi de ceviz. Özellikle büyüme gelişme çağındaki çocuklara şiddetle öneriyorum. Ceviz çok güçlü bir omega3 kaynağı. Alfa linolenik asit içeriğinden ötürü beyin,hafıza ve ruhsal dünyamıza katkısı yadsınamaz.Ceviz aynı zamanda beyindeki dopamin salgısını azalttığı için mutluluk hissi vermekte.
Şimdi mutluluk zamanı ne yiyoruz?
Ve kahve... Kokusunda davet olan ve bizi mutlu eden sosyal bir içecek kahve. İçerisindeki kafein beyindeki seratonin ve dopamin reseptörlerini uyararak içeni 30 dakikada mutlu etmeye yetiyorda artıyor.Hele birde dostlarla yanında koyu sohbetle
tüketilirse...
YANDIM ALLAH DİYE KOŞTURACAK ACILI YEMEK TARİFLERİ
Şaşıracaksınız belki ama acı biber de evet yanlış duymadınız acı biber bizi mutlu ediyor.
Acı biberin içindeki kapsaisin vücuttaki endorfini artırarak bu görevi yerine getirirken aynı zamanda metabolizmayı da hızlandırmakta.
Yapılan araştımalara göre besinlerin kokusu da bizi mutlu etmekte.Örneğin baharatlar, dalından kopmuş taze aromatik otlar,vanilya, çilek kokusu da bizi mutlu etmekte. Çoğumuz vanilya kokusu ile bebek kokusunu özdeşleştirip refleks halinde tebessüm ederken, çilek kokusu ile ilk aşkımızı hatırlar mutlu oluruz.
Aslında bu listeyi uzatmak mümkün. Tabiat ana her derdin devasını beraberinde vermiş. Doğal ve sağlıklı beslenerek beraberinde birçok hastalığa karşı savunma sistemimizi güçlendirebiliriz. Bir eczacı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki yaşadığımız birçok hastalığı kendi iç dünyamızdaki çatışmalarla davet çıkarıyoruz. Duygu dünyamız ile bağışıklık
sistemimizin çok yakın dost olduğunu lütfen unutmayalım.
Yediğimiz besinlerde seçici olup, hem midemizi hem ruhumuzu doyuralım.
Hadi şimdi mutluluk zamanı...
Ecz. Ezgi Koçak