Anadolu 15. Aile Mahkemesi'nce yazılan gerekçeli kararda S. U.'nun, 5 aylık kocası C. U.'ya 24 Ağustos 2020 tarihinde boşanma davası açtığı, buna karşılık C.U.'nun da eşi S.U.'ya 2 Ekim 2020'de karşı dava açtığı belirtildi.
Çekişmeli davada söz alan karşı davacı C.U.'nun avukatı Büşra Kanpalta Köklü, anlaşmalı boşanma teklif ettiklerini belirterek "Yargılama gideri ve ücreti vekalet talebimiz yoktur. Bugünden itibaren geçerli olmak üzere 2 yıl süreyle aylık bin lira tedbir/yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ediyoruz. Başkaca bir maddi talebimiz yoktur, paylaşacak bir malımız yok. Sadece boşanmamıza karar verilsin. Karşılıklı olarak savcılık ve mahkeme olmak üzere tüm şikayetlerimizden vazgeçiyoruz" dedi.
Davacı S.U.'nun avukatı da söz konusu evliliğin devamının mümkün olmadığını belirterek karşı davacının teklifini kabul ettiklerini söyledi.
Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, tarafların müşterek çocuklarının olmadığını, fikren ve ruhen anlaşamadıkları için çok kısa bir süre bir arada yaşadıktan sonra ayrı yaşamaya başladıklarını, tarafların "Evlilik birliğinin mutluluğunu el birliyle sağlama" ve "Birlikte yaşama" yükümlüklerini ihlal ettiklerini belirtti. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve ortak hayatın çekilmez hal aldığına kanaat getiren mahkeme, eşlerin eşit kusurlu olduğunu değerlendirerek tarafların boşanmalarına karar verdi.
Mahkeme ayrıca karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karşı davacı C.U.'nun aylık bin lira yoksulluk nafakası olarak 2 yıl süreyle S.U.'ya vermesine hükmetti. Mahkeme 2 yıl sonunda yoksulluk nafakasının sona ermesine de karar verdi.
Avukat Büşra Kanpalta Köklü söz konusu davayla ilgili "Taraflar çekişmeli yolla başlayan davayı bir şekilde orta yolda buluşarak anlaşmalıya çevirdi. Daha sonra mahkeme çok yerinde bir karar vererek 5 aylık bir evlilik için sadece 2 yıl süreli bir nafakaya hükmetti. Bu çok yerinde bir karar, çok emsal niteliğinde bir karar. Mahkeme, 5 aylık evlilik için 2 yıllık yoksulluk nafakasına hükmetti, gerekçeli kararında da bu yoksulluk nafakasının 2 yıl sonunda kendiliğinden kalkacağına hükmetti" dedi.
Köklü, "Tarafların eşit kusurlu bulunduğu davalarda mahkemenin süresiz nafakaya hükmettiği zaman nafakayı ödeyecek eş için bu çok orantısız bir ceza haline geliyor. Yani nitekim çok kısa süren bir evlilik var ortada, taraflar anlaşıyorlar veya eşit kusurlular. Bu zamanlarda süreli nafaka çok kurtarıcı oluyor. Özellikle son dönemlerde torba yasa çalışmaları, gerekse Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararlarıyla birlikte mahkemenin vermiş olduğu bu karar da onların yolunda ilerleyeceğinin bir göstergesi aslında. Nitekim taraflar zaten boşanmak istiyorlar, bir nevi artık birbirlerini görmek istemiyorlar ama süresiz nafaka dediğimiz şey aslında eşleri birbirinden boşatmaya engel bir sebep. Çünkü süresiz nafaka her ay birbirleriyle iletişim anlamına geliyor sürekli olarak" ifadelerini kullandı.
Süresiz nafakanın biten bir şey olmadığına da değinen avukat Köklü, "Bir noktadan sonra nafakanın kaldırılması davası açmanız gerekiyor ve nafakanın kaldırılması davasında da mutlaka somut deliller öne sürmeniz gerekiyor. Yani karşı tarafın gelirinin arttığına ilişkin veya kendi gelirinin azaldığına ve artık nafaka ödeyecek durumda olmadığına ilişkin. Bunlar için de somut deliller gerekli. Türkiye'de insanlar kayıtsız da çalışıyorlar sadece nafaka almak için. Artık bu gelir kapısı haline geldi. Bu sebeple sayın mahkemenin verdiği karar çok değerli ve yerinde bir karar oldu" şeklinde konuştu.
Avukat Candan Aydın ise "Meslektaşımın dediği gibi bu karar emsal bir karar. Bundan sonraki süreçlerde eğer bu kararın diğer davalara uygulanması konusunda hukuk anlamında çok güzel sonuçlar elde edeceğiz. Bu sebeple bu emsal nitelikteki kararın diğer davalara uygulanması bizim için çok iyi olacak" dedi.
Kaynak: DHA