"Nakışlı Terapi" Depresyon Ilaçlarını Bıraktırdı

FATMA KALAY - EYÜP ELEVÜLÜ - Ünye Çok Amaçlı Toplum Merkezi’ndeki eski Türk işlemeleri kursuna katılan kadınlardan psikolojik tedavi görenlerin birçoğu, kursa başladıktan sonra ilaç kullanmayı bıraktı. Kurs ortamında sorunlarını arkadaşlarına anlatan kadınlar, psikolojik anlamda rahatladıklarını belirtiyor. Ünye ÇATOM Başkanı Selma Hasdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezlerinin 13 Mayıs 2011'de kurulduğunu anımsattı. Kurulduğu günden bu yana ÇATOM’a 460 kadının üye olduğunu belirten Hasdemir, ÇATOM’un hedef grubunun çocuklar, gençler ve kadınlar olduğunu vurguladı. El nakışı ve Ünye bezi dokuma gibi kurslar açarak, kadınlara ev ekonomisine katkı sağlayacakları meslekler edindirdiklerini anlatan Hasdemir, şöyle devam etti: “ÇATOM’da ‘ben’ olmaktan çıkıp ‘biz’ olmayı başardık. Bunu daha ileri götürme noktasındayız. Hanımlar kendi hayatına devam ederken, yanındaki diğer arkadaşının sorunlarıyla da ilgileniyor, ona destek oluyor. Çok güzel birlik beraberlik sağladık. Özellikle şunu belirtmekten mutlu oluyorum. Birtakım psikolojik sorunu olan, ilaç tedavisi gören ya da tansiyonu çıkan, şekeri olan, üzüntülerle artan hastalıkları olan hanımlarımız, ÇATOM’da bunları unuttu. O ilaçları bıraktılar. Bunlar, onların kendi ifadeleridir bizlere. Tabi farklı şeylerle meşgul olmak, farklı ortamlarda bulunmak, burada moral ve motivasyonun yükselmesi, yaptığınız işlerin değer bulması moral oluyor. Yaptıkları ürünlerin değişik organizasyonlarda satışını yaparak paralarını ceplerine koyuyorlar, bu da moral oluyor.” Kurs öğretmeni Saime Bulut ise nakış kursuna 16 kadının katıldığını, kursta eski el nakışı, kanaviçe, ajur, Maraş işi el nakışlarını öğrettiklerini ifade etti. Kadınların nakış yaparken evinde yaşadığı sorunlardan kurtulduğunu açıklayan Bulut, “Çünkü nakış yaparken dikkat gerekiyor. Dikkatlerini tamamen nakışa verdikleri için onlar için mükemmel bir terapi oluyor. Kendileri de zaten bunu dile getiriyor” dedi. - "İlaçlar hayatımdan çıktı" Kursa devam eden Hürrem Bilgin, kursa gelirken bütün sorunlarını unuttuklarını söyledi. “Burada sadece iğneyi nereye batıracağımızı düşünüyoruz” diyen Bilgin, “Birbirimizi destekliyoruz. İkinci bir aile olduk. Sorunlarımızı birbirimizle paylaşıyoruz. Burada olan burada kalıyor. Dışarıya hiçbir şey çıkmıyor kesinlikle. Stres atmak isteyen herkesi el nakışlarına davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. Kursiyerlerden Nadiye Mangırcı ise kursa başlamadan önce psikolojik rahatsızlıkları olduğunu ve tedavi için yüksek dozda ilaçlar kullandığını belirtti. Eşinin desteğiyle el nakışı kursuna başladığını anlatan Mangırcı, “Psikolojik rahatsızlıklarım vardı, birçok rahatsızlığım vardı, buraya geldim birçoğu gitti. İlaç yok artık hayatımda. Daha öncesinde çok ağır ilaçlar kullanıyordum. Onlar hayatımdan çıktı. Sabah olunca buraya geleceğiz diye heyecanlanıyoruz” dedi.