Avrupa'da özellikle Almanya'da aşırı sağ güç kazanmaya devam ediyordu. Almanya'da ortaya çıkan darbe planları ülkeyi şaşırttı. Yapılan darbe operasyonunun ardından, örgütün lideri olduğu tahmin edilen 71 yaşındaki Reuss Prensi 13. Heinrich de tutuklandı. Darbe planı yapan kişiler, Meclis'i basmayı düşündü...
MYNET - DIŞ HABER
Almanya’da darbe yapmayı planlayan aşırı sağcı Neo-Nazi örgütlere yönelik 3 bin polisin katıldığı eş zamanlı büyük bir operasyon düzenlendi. Alman polisinin, meclis binasını basarak darbe yapmayı planlayan 25 kişilik neo-nazi ve monarşist yapılanmayı çökertmesi dünyanın gündemine bomba gibi düştü.
Eski askerlerden ve Neo-Nazi militanlardan oluşan darbeci örgütün başında, 71 yaşında bir iş adamı olduğu bilinen “Prens” lakaplı 13. Heinrich'in bulunduğu açıklandı. Heinrich'in örgütün lideri olduğu düşünülüyor.
Planlanan darbe ile ilgili ortaya çıkan detaylara göre, darbenin amacının cumhuriyeti yıkıp yerine 1871 Alman İmparatorluğu’na benzer bir devlet düzeni getirilmek istendiği olduğu öne sürüldü. ‘Reichsbürger’ (İmparatorluk Vatandaşları) adıyla anılan aşırı sağcı Neo-Nazi örgütün asıl amacının, Alman İmparatorluğu’nu diriltip monarşiyi getirmek ve Almanya’yı 1914 sınırlarına geri getirmek olduğu açıklandı.
21 bin üyesi olduğu tahmin edilen Nazi çetesinin, meclisi basarak milletvekillerini rehin almak ve monarşiyi getirmek için planlar yaptıkları, hatta hükümette görev alacaklar listesi bile hazırladıkları ortaya çıktı.
Operasyonda ortaya çıkan bir mesajda, “Her şey değişecek. Eski savcılar, hakimler ve amirleri yakında kendilerini “Nürnberg 2.0” zindanında bulacaklar” ifadeleri yer aldığı öğrenildi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, nazilerin savaş suçlarından yargılandığı duruşmalar, “Nürnberg Duruşmaları” olarak anılıyordu.
Operasyon kapsamında, eski Alman Federal Meclis Üyesi ve aşırı sağcı AfD Partisi üyesi Birgit Malsack-Winkemann gözaltına alındı. Ayrıca örgütün Rusya ile bağlantısının da araştırıldığı ve Rusya vatandaşı Vitalia’nın da şüpheli destekçi olarak tutuklandığı duyuruldu.
Alman basını ise başka bir iddiaya yer verdi. Örgütün “elektromanyetik darbe” yani büyük çaplı bir elektrik kesintisine neden olacak bir sabotaj girişimi planladığını yazılırken, örgütün elektrik kesintisi nedeniyle halkın galeyana gelmesini ve sokağa inmesini hedeflediğini, böylece kaostan istifade edip darbeyi başlatacaklarını savundu.
Alman istihbarat birimi, darbe sonrası oluşacak siyasi yapılanmanın bile hazır olduğunu iddia etti. Yeni kurulacak hükümetin monarşik ilkelere göre hareket edeceği ve bir ‘prenslik’ olarak farklı bakanlıklara bölünmesinin planlandığı iddia edildi. Öte yandan Aristokrat kökenli Greiz Prensi Heinrich Reuss (13. Heinrich) da devlet başkanı ilan edilecekti.
Edinilen bilgilere göre, Heinrich’e hizmet etmesi için atanacak gölge hükümete, tutuklanan zanlılardan Paul G. ve Ruth L.liderlik edecekti. Adalet Bakanı olarak görev verilecek isim ise operasyonda tutuklanan eski AFD milletvekili Birgit Malsack-Winkemann olacaktı. Örgütün, ayrıca Rüdiger von P. olarak bilinen ikinci bir lider tarafından yönetilen bir askeri örgüte de sahip olduğu iddia edildi.
Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Thomas Haldenwang, darbe planladıkları gerekçesiyle bazı üyeleri tutuklanan İmparatorluk Vatandaşlarının (Reichsbürger), devlet ve demokrasi için tehdit oluşturduğu konusunda uyardı.
Alman kamu televizyonu ARD'ye röportaj veren Haldenwang, darbe planları yapan bu grubun, temel düzeni tehdit ettiğini belirterek bu kişilerle mücadele mesajı verdi.
Haldenwang, 21 binden fazla üyesi bulunan bu grubun yüzde 10'unun şiddet yanlısı olduğunu; bir kısmının yasal ya da yasa dışı şekilde silah sahibi olduğunu aktararak amaçlarının, bu kişileri silahsızlandırmak olduğunu vurguladı.
Aşırı sağcılarla hareket eden İmparatorluk Vatandaşlarının, artık homojen bir grup olmadığına işaret eden Haldenwang, "Bunlar farklı grupların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Ancak bunların tek bir amacı vardır; bu devleti ve özgür, demokratik temel düzenimizi yıkmak istiyorlar." dedi.
Haldenwang, dün yapılan baskınlarla gözaltına alınan grup üyelerinin uzun zamandır takip altında olduğu bilgisini paylaşarak "Bunların silahlı güç kullanarak şiddetli bir darbe için somut planlar yaptıklarının ortaya çıkmasıyla polisi, savcılığı ve federal savcıyı dahil etmenin zamanı gelmişti." ifadesini kullandı.
Baskınların aynı zamanda bu gruba yönelik bir mesaj olduğuna dikkati çeken Haldenwang, insanlara bu kişilerin "teori sahnesinden" uzak durmaları tavsiyesinde bulundu.
Federal Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar arasında yargıç olarak görev yapan ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partili (AfD) eski milletvekili Birgit Malsack-Winkemann'ın da bulunmasına ilişkin Haldenwang, sağcı partilerin bu grupla yürüdüğünü görmelerinin, kendileri için bir sürpriz olmadığını belirtti.
Sanıklar arasında polis, eski ve muvazzaf askerlerin de bulunduğunu söyleyen Haldenwang, bilinenlerden çok daha fazla çevrenin bu gruplara destek verdiğini ancak güvenlik birimlerinde çalışanların çoğunluğunun Temel Kanun'a uyduklarını kaydetti.
Haldenwang, polis ve diğer güvenlik kurumları için işe başvuranların Anayasayı Koruma Dairesince kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Aşırı sağla kararlı şekilde mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Haldenwang, genel olarak güvenlik yetkililerinin konuyu çok daha ciddiye aldıklarını vurguladı.
Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak gören ve iç istihbaratın 2021 raporuna göre, 21 binden fazla kişinin yer aldığı grubun yüzde 5'ini, aşırı sağcılar oluşturuyor.
2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır olan grubun, Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımadığına yer verilen rapora göre, üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken bazıları Nazi taraftarı. Bazı üyeler ise Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.
Kaynak: Euronews/BBC