YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Nazilli Eğitim-bir-sen Kurum Temsilcileri Kahvaltıda Buluştu

Nazilli Eğitim-Bir-Sen Kurum Temsilcileri kahvaltıda buluştu. 200 civarında eğitimci üyenin katıldığı kahvaltıda konuşan Nazilli Eğitim-Bir-Sen...

Nazilli Eğitim-bir-sen Kurum Temsilcileri Kahvaltıda Buluştu

Nazilli Eğitim-Bir-Sen Kurum Temsilcileri kahvaltıda buluştu. 200 civarında eğitimci üyenin katıldığı kahvaltıda konuşan Nazilli Eğitim-Bir-Sen Başkanı Özkan Yıldırımkaraman, 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılı 1. Temsilciler Toplantısının Nazilli başta olmak üzere Aydın ve tüm Türkiye eğitimine ve demokrasisine katkılar sunmasını diledi.

1992 yılında kurulan sendikalarının Nazilli temsilciliğinin ise 1996 yılında oluşturulduğunu, o günlerde 30 üye ile başladıkları çalışmaları bugün 400 civarında aktif üye ile sürdürdüklerini ve Nazilli'de yetkili sendika olmayı hedeflediklerini ifade eden Yıldırımkaraman; "İzlediğimiz hizmet ve mücadele politikaları ile yüz binlerin güvenini kazanarak Eğitim-Bir-Sen’de 250 bin, Memur Sen olarak 700 bine yakın üye sayısı ile yetkili sendika olmanın onurunu taşıyoruz" dedi.

Türkiye’nin yeniden inşa edilmesinde başrol oynayacak Erdemliler hareketi olarak tanımlayan Eğitim-Bir-Sen Kurucu Genel Başkan merhum Mehmet Akif İnan’ı rahmetle andıklarını belirten Nazilli Eğitim-Bir-Sen Başkanı Özkan Yıldırımkaraman, "Eğitim Bir Sen’in bugün ulaştığı noktada yakaladığı başarı elbette tesadüf değildir. İzlediğimiz hizmet ve mücadele politikaları ile yüz binlerin güvenini kazanarak Eğitim-Bir-Sen’de 250 bin, Memur Sen olarak 700 bine yakın üye sayısı ile yetkili sendika olmanın onurunu taşıyoruz. İlçemizde yetkili sendika olmak, ülkemizdeki büyük güce biz de katkı sağlamak istiyoruz. Bu gün özelde kamu çalışanlarının, genelde tüm insanlarımızın insanlık onuruna yaraşır bir yaşam kalitesine ulaşmasını sağlamak için mücadele ediyoruz. Memur Sen sivil toplumun Öz ve Gür sesi olmakla birlikte sivilleşen topluma ve demokratik devlete yönelen kazanımların elde edilmesinde öncü olmaya da devam edecektir" ifadelerine yer verdi.

'MİLLİ EGEMENLİK', 'DEMOKRASİ' VE 'ÖZGÜRLÜK'

Demokrasinin ortak aklın gereği olduğunu ve milli iradenin kayıt ve şart kabul etmeyeceğini her zaman göz önüne serdiklerini ifade eden Yıldırımkaraman; "Meydanları dolduran yüz binlerle birlikte 'milli egemenlik' dedik, 'demokrasi' dedik, 'özgürlük' dedik. Çıkardığımız ses, kapalı kapılar ardında kozmik odalarda hazırlanmış bir çok senaryonun su yüzüne çıkmasına katkı sağladı. Ortaya koyduğumuz bu kararlılıkla ulaştığımız nokta gerçek bir sivil toplum örgütü olarak neler yapabileceğimiz ile ilgili tüm kamuoyuna anlamlı ipuçları vermiştir. Kuruluşu, ilkeleri, söylem ve eylemleri incelendiğinde görülecektir ki, Eğitim-Bir-Sen hep özgürlüklerden, kişi hak ve hürriyetlerinden yana taraf oldu. Tarafını ve tavrını açıkça dile getirmekten hiç çekinmedi, demokratikleşme ve sivilleşmenin önüne konulan engelleri yıkıp geçti. Darbeler, darbeciler ve darbe severler karşısında milli iradeyi esas alarak darbe savar oldu. Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olarak son yıllardaki ülkemizin iyileşme ve gelişme piramidinin temel tuğlalarından biri olma gururunu da hep beraber yaşıyoruz. Tam ve koşulsuz demokrasi için destek ve kararlılığımız artarak sürecektir" diye konuştu.

ÖZGÜRLÜKLERİN TEMİNATI OLAN YENİ BİR ANAYASA

Türkiye'de sadece kadın-erkek eşitsizliği değil kadın-kadın eşitsizliğinin de olduğunu altını çizen Nazilli Eğitim-Bir-Sen Başkanı Özkan Yıldırımkaraman konyuşmasını şöyle devam etti:"Eğitim hakkından çalışma hayatına, siyaset hakkından kamu hizmetlerinden yararlanma hakkına kadar kadın-erkek, kadın-kadın eşitliğini sağlayacak düzenlemeler artık kaçınılmaz olmuştur. Türkiye’de, kadın-erkek eşitsizliğinin yanı sıra, kadın-kadın eşitsizliğinin de devam etmektedir. Yeni anayasanın hem kadın-erkek hem de kadın-kadın eşitliğini sağlayan bir bakış acısıyla oluşturulması gerekmektedir. Başörtüsünün siyasi simge olarak kullanıldığı iddiasıyla kadınların eğitim, siyaset ve çalışma hakkından yoksun bırakılmaları artık kabul edilmez, bu akıl dışı tutumun biran önce son bulması gerekir. Yeni anayasa çalışmaları sürecinde bu tür hassasiyetlerin göz önünde bulundurulması gerekir. Yeni anayasa; başörtülü giyimi benimseyen, bireylerin-kadınların eğitim-öğretim, siyaset ve çalışma hakkından yoksun bırakılmasına izin vermeyecek, engel olmayacak bir bakışla hazırlanmalıdır. Yeni anayasa; inançları gereği başlarını örtenler dâhil, hiç kimsenin kılık kıyafeti gerekçe gösterilerek uluslararası hukukla garanti altına alınmış eğitim, çalışma ve siyaset hakkından yoksun bırakılmaması üzerine düzenlenmelidir. Bu kapsamda yeni anayasanın kadın-erkek eşitliğinin anayasal teminatı olmanın yanında, kadınların mağdur ve dezavantajlı konumuna son verecek yasal düzenlemeleri de zorunlu kılacak hükümler içermelidir. Kadını, toplumun temeli olan ailenin temel unsuru olarak görmekle yetinmemeli, kadına bizzat birey ve özne olarak münhasır bir değer atfetmeli ve bu değeri her an ve her alanda yaşama/yaşatma imkânı sağlamalıdır. Aksi bir durumun, özgürlükçü, demokratik ve sivil anayasa beklentisi içindeki milletimizi derinden yaralayacaktır."Bugün milli iradenin talep ve beklentilerini karşılamayanlar yarın milli iradenin tokadıyla karşı karşıya kalacaklarını unutmamalıdırlar. Kamuda başörtüsüyle çalışabilme teklifini geri çeken Ak Parti ve meclisteki muhalefet partilerine yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Bu kapsamda, Komisyon üyeleri yol yakınken bu yanlıştan dönmeli, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın konuşulduğu, demokratikleşip sivilleştiğimiz bir süreçte kadınların önüne yeni engeller, yüksek barikatlar konulmamalı, ayrımcılık yapılmamalıdır. Dünya demokrasi liginde ilk 10'a girmeyi hedefleyen Türkiye'ye bu tür anti demokratik girişimler yakışmamaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak, demokrasi, insan hakları ve evrensel hukuk yolunda engel değil teşvik bekliyoruz."

4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİ

Yeni eğitim sisteminin bazı kesimler tarafından eleştirildiğini de ifade eden Yıldırımkaraman; "Türkiye’de öğrenciyi ve zekasını önemseyen, kendi geleceğini ailesinden de destek alarak kendisinin belirleyebileceği kademeli sisteme geçildi. Bu hiçbir gerekçeyle örtülmeyecek realite ve önümüzde duruyor. Kademeli eğitim sistemini 18. Eğitim Şurası’nda Eğitim-Bir-Sen önerdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da tekliflerinin bazı yönlerini değiştirerek kademeli eğitimi getirdi. Yaşanılan sorunlar bakanlığın yanlış uygulamaları ve paydaşlarla paylaşılmamasından kaynaklanmaktadır. Sınıf öğretmenlerindeki norm kadro fazlalığı alan değişikliği formülüyle büyük ölçüde giderildi. Fiziksel yetersizliklerin giderilmesiyle yaşadığımız sıkıntıların birçoğu ortadan kalkacaktır. Bu sisteme karşı çıkanlar, din ve değerler eğitiminden rahatsız olanlardır" diyerek açıklamasını tamamladı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler