HABER

Nazım Hikmet Vakfı'nın tahliye kararı protesto edildi

Aralarında 20 yıldır binada kiracı olan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın da olduğu bina sakinleri olaya tepki gösterdi.

Nazım Hikmet Vakfı'nın tahliye kararı protesto edildi

Beyoğlu Sıraselviler Caddesi'nde içinde Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın da olduğu Hrisovergi Apartmanının“Binanın depreme karşı riskli olduğu” gerekçesi ile boşaltılmak istenmesi vakıf yönetimi, sanatçılar ve sivil toplum örgütleri tarafından protesto edildi.

Yapılan eyleme aralarında Tarık Akan, Can Dündar, Orhan Aydın, Süleyman Çelebi, Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu’nun da olduğu çok sayıda kişi destek verdi.

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Rutkay Aziz “Adına kentsel dönüşüm denilen tüm ev sahibi ve kiracıların korkulu rüyası haline gelen depreme karşı dayanıksız, riskli yapı gerekçesi bizim de kapımıza dayandı. Ancak 116 yıllık bir tarihi olan binamız, yığma tarzı inşa edilmiş, korunması gerekli, tescilli bir eski eserdir. Binada risk olduğuna ilişkin herhangi bir yetkili koruma kurulu kararı, onaylanmış bir proje bulunmamaktadır. Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı olarak kiracısı olduğumuz bu binada 20 yıldır faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz” dedi.

BİNAMIZ OTEL VE AVM YAPILMAK ÜZERE 49 YILLIĞINA KİRALANDI

Rutkay Aziz, “Binamız kira sözleşmelerimiz devam ederken, kanunları zorlayarak sözde tadilat amaçlı, ama gerçekte otel ve alışveriş merkezi yapılmak üzere bir inşaat şirketine 49 yıllığına kiralandı. Ve biz hem şairi, hem bu vakfı inatla sonsuza kadar yaşatacağız, Yeter ki bizi yalnız bırakmayın” diyerek açıklamasını Nazım Hikmet’in “ Bazı koşullarda esir düşmüş olabiliriz, Mesele esir düşmekte değil. Teslim olmamakta bütün mesele” mısraları ile bitirdi.

GÜRSEL TEKİN: “BURADA SÖZ KONUSU DEPREME KARŞI DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİL RANT KAYGISI”

Vakıfa destek veren CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin de şunları söyledi:

“Türkiye coğrafyasının yüzde 66’sı fay hattı üzerindedir. İstanbul’un yüzde 83’ü fay hattı üzerindedir. Kamu binalarının tamamının tahliye edilmesi lazım. 'Depreme dayanıksız' gerekçesini gösterecekseniz, kamu binalarının tamamını tahliye etmeniz gereklidir. Burada söz konusu depreme karşı dönüştürmek değil. Bir rant kaygısı. Bakın AKP her şeyimize karşılık verdi. Afedersiniz şu anda tuvalet tartışması var. Buna bile cevap veriyorlar. Ama bu zat-ı muhteremlerin hiçbir tanesi '5 yıldır İstanbul’da 100 milyar dolar para çaldınız' dedim. Bir tanesi cevap vermedi. Maalesef üzülerek söylüyorum. Parça parça İstanbul, sayın Bülent Arınç’ın deyimiyle parsel parsel satılıyor. Onun için İstanbul’da oturan vatandaşlarımız, geleceğini düşünüyorsanız, yuvanızı düşünüyorsanız, çocuklarınızı düşünüyorsanız, yapacağınız bir tek şey var. Ayın yedisinde geleceksiniz, oy kullanacaksınız. Türkiye’nin geleceğine, çocuklarınızın geleceğine karar vereceksiniz.”

TARIK AKAN: “20 YILDIR BURADAYIZ”

Aynı zamanda vakfın başkan yardımcısı olan sanatçı Tarık Akan da “Emek Sineması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Ama onlar galip geldi. Şu anda bir inşaat şirketi burayı yıkacağız, diye bizi tahliye ediyorlar. Tadilat yapıp otel ve AVM yapacaklar. 20 yıldır buradayız. 2018’e kadar kontratımız var Buna rağmen Cuma günü her şeyi sokağa atacaklar. Nazım’ın çok önemli kıymetli eşyalarını aldık, depoladık. Allahtan onlara bir şey olmayacak. Ne yapacağız bilmiyorum. Bu iktidarla ne yapılacak bilemiyorum. Bilen varsa bana söylesin” dedi.

CAN DÜNDAR DA DESTEK VERDİ

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’na destek vermek için protestoya katılan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ise şöyle konuştu:

“Nazım Usta’nın ölüm yıldönümünde onun adını, emanetini taşıyan vakfın binasından edilmesini protesto için ve desteğimizi göstermek için bir aradayız. Medya olarak da zor günlerden geçiyoruz. Ama bunun sadece bize özgü olmadığı, sadece hükümet meselesi de olmadığı, bir piyasa zihniyetinin, 'ben yaptım' oldu zihniyetinin eseri olduğu ortada. Böyle bir günde onlar da bize çok sahip çıktılar. Biz de onlara desteğimizi ortaya koyuyoruz. Bu işin üstesinden geleceksek, bu dayanışma sayesinde hep birlikte yan yana durmamız sayesinde geleceğiz."

CAN DÜNDAR: BİZ DOĞRU BİLDİĞİMİZİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Bir gazetecinin hakkında açılan soruşturma ile ilgili sorusuna Can Dündar, şu yanıtı verdi:

“Ağır müebbet, müebbet yanında 40 küsür yıl ceza. Yani dünyayı kendimize güldürme başarısını gösterdik. Çok ciddiye almıyorum açıkcası dünyanın birçok yerinde gazetecilik faaliyeti, bu değişik suçlamalar altında engellenmeye çalışılmıştır. Bizim ki de ona geliyor. Ben biraz suçluların telaşını görüyorum. Biraz, 'Seçimde başımıza ne gelecek?' telaşını görüyorum. Bu telaşı da anlayışla karşılıyorum. Ama bizi caydırmaya, yıldırmaya yetmez. Biz doğru bildiğimizi yazmaya, yapmaya devam edeceğiz.”

Cumhuriyet Gazetesi’nin"20 soruya cevap verin" manşetinin sorulması üzerine Can Dündar, şöyle konuştu:

“Evet bu laf kalabalığı, tehditler filan değil de bu yapılan işin ne olduğunu kamuoyu adına, halk adına, gazetecilik adına sormaya devam ediyoruz. Ortada ciddi bir uluslararası skandal var. Siz de görüyorsunuz yani Türk medyasının bir kısmının görmemesine rağmen, dünya medyası gördü. BM’ye kadar yansıyan bir haber oldu. Dolayısı ile buna bir cevap vermeleri lazım. Bir suçüstü durumu var. Bu suçüstü yakalanmanın telaşı var ortada. Tehdit etmek, dava açmak, soruşturma açmak, savcılara talimat vermek yetmiyor. Hesap vermeleri gerekiyor. Dava açılırsa, onu heyecanla bekliyoruz. Bu hesabı mahkeme önünde sormak için de sabırsızlanıyoruz.”

BÜYÜK BİR KAMUOYU DESTEĞİ VAR

Bir gazetecinin "TIR’ların Türkmenlere gönderildiğinin açıklandığını" hatırlatması üzerine Can Dündar, “Nereye gittiği beni çok da ilgilendirmiyor açıkçası. Onun ayrıca hesaplaşması yapılır Ama ortada bir görüntü var. Ortada bir gerçeklik var. Bunu herhalde açıklamaları gerekecek. Onu açıklayamadıkları için de hakaretle, soruşturmayla, baskıyla, tehditle yıldırmaya çalışıyorlar. Ama şuna teşekkür etmek istiyorum. Büyük bir kamuoyu desteği, medyada ilk defa biz de ne kadar güçlü olduğumuzu fark ettik. Son derece cesur bir kamuoyu desteği aldık. Cumhuriyet Gazetesi buna vesile olduysa, ne mutlu bize. Dolayısıyla bu toplum tehdide o kadar da kolay boyun eğmeyeceğini gösterdi” dedi.

Fuat Avni’nin gözaltı listesinin hatırlatılması üzerine Can Dündar “Az geldi bana. Bu gidişle listenin kalabalıklaşması gerekecek galiba. Hakikaten gelen desteğe bakılırsa 200 kişiyle yetinilecek bir şey değil. Öyle giderse içeridekilerin sayısı, dışarıdakileri aşacak gibi görünüyor İçerde de yer kalmadı” diye konuştu. (DHA)

En Çok Aranan Haberler