ANKARA (İHA) - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İran ile ABD arasındaki "nükleer program" krizini diplomatik yollardan çözmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, "Ne ABD ne diğerleri savaşı göze alabilir" dedi.
Olumsuz bir tablonun en fazla Türkiye'yi zarara uğratacağını vurgulayan Gül, sorunu çözmenin en çok Türkiye'nin işine geleceğini kaydetti. AK Parti'nin Kızılcahamam Kampı'nın son gününde Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül milletvekillerine "dış politika" brifingi verdi.
Bakan Gül, İran'ın nükleer programından Ortadoğu Barış Projesi'ne kadar birçok konuda hükümetin izlediği politikayı anlattı. AK Parti Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, İran konusunun, Irak'tan çok daha önemli olduğunu, bu nedenle hükümetin dikkatli bir politika izlemesi gerektiğini söyledi.
İran'ın işgal edilmesi halinde petrol fiyatlarının çok yükseleceğini, en az 150 dolara çıkacağını belirten Yarbay, "Bu da Türkiye'ye büyük zarar verir. Türkiye bölgede etkin rol oynamalı" dedi.
Yarbay, nükleer programı konusunda sadece İran'a yüklenmenin doğru olmadığını, İsrail, İngiltere ve Fransa'nın nükleer programının da bir o kadar zararlı olduğunu vurguladı.
Birçok milletvekilinin "İran ile ABD arasındaki kriz nasıl çözülecek?" sorusunu yöneltmesi üzerine Bakan Gül, hükümetin bu konudaki girişimlerini özetledi. İran'ın üyesi olduğu Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu sözleşmesi çerçevesinde nükleer enerjiyi bir silah olarak değil, barışçıl amaçlarla kullanmak zorunda olduğuna işaret eden Gül, Pakistan ve İsrail'in ise aynı yöndeki sözleşmeyi imzalamadığını hatırlattı.
İran'ın imzaladığı sözleşme çerçevesinde nükleer silah üretemeyeceğini dile getiren Gül, Uluslararası Atam Enerjisi Kurulu'na Türkiye ve Rusya'nın da üye olduğunu bildirdi. Türkiye'nin Birleşmiş Milletler ile işbirliği yaparak İran'a karşı bir caydırıcı politika geliştirdiğinin altını çizen Gül, Rusya ile Türkiye'nin sorunu çözmek için gerekli girişimleri yaptığını vurguladı.
"Bir savaş söz konusu değil" diyen Bakan Gül, tüm dünyanın İran'ın nükleer programından vazgeçmesi konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Gül, "Ne ABD ne diğerleri savaşı göze alabilir. Çünkü Irak savaşından çok farklı olur" diye konuştu. Olumsuz bir tablonun çıkması halinde Türkiye'nin İran kapısını kapatmak zorunda kalacağını belirten Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu durum en çok bizi zarara uğratır. Şu an sorunu çözmek için tüm diplomatik yolları kullanıyoruz. İranlı yetkililerle 3-4 kez telefon görüşmesi yaptık. Nükleer programından en çok biz zarar görürüz. Şu an sorunu çözmek de en çok bizim işimize gelir."
"MAYINLI ARAZİ HARİTALARI İŞE YARAMIYOR"
Ortadoğu barış sürecine ilişkin soruları cevaplandıran Dışişleri Bakanı Gül, hükümet olarak Büyük Ortadoğu Projesi'ni desteklediklerini açıkladı. Bu projenin Türkiye'nin dış politika ilkelerine uyduğunu ifade eden Gül, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler noktasında projeyi Türkiye'nin desteklediğini söyledi. Amaçlarının demokrasiyi ve özgürlükleri tüm İslam dünyasına yaymak olduğunun altını çizen Gül, özgürlüklerin önemine vurgu yaptı.
Gül, "Eğer özgürlük olmasaydı biz de şu an iktidar olamazdık" mesajını verdi. Kıbrıs sorunu konusunda da değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Gül, KKTC'de şu an iş başında bulunan iktidar ve Cumhurbaşkanı'nı halkın seçtiğini, bu nedenle mevcut hükümetle uyumlu çalışmak zorunda olduklarını dile getirdi. Türkiye'nin Kıbrıs sorununun çözümü noktasında önemli, ciddi açılımlar yakaladığını hatırlatan Bakan Gül, "Türkiye artık sanık sandalyesinden kalkmıştır" şeklinde konuştu.
Toplantıda Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi konusu da gündeme geldi. Bakan Gül, Hatay Milletvekili Fuad Geçen'in "Bu mayın temizleme ihalesi ne oldu? Maliyeti nedir?" sorusu üzerine, mayınlı bölgelerin bulunduğu haritaların artık işe yaramadığını vurguladı. Mayınların 50-60 yıllık olduğunu, bu nedenle sel, rüzgar ve kar gibi dış etkenlerden çok etkilendiğini belirten Gül, "Şu an mayınların yeri değişmiş durumda. Bu nedenle teknik sorun yaşıyoruz.
Haritalar işe yaramaz hale geldi" diye konuştu. Gül, mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunda ilk etapta 40-50 milyon dolarlık bir maliyet hesaplandığını ancak bunun 10 katına çıkarak 500 milyon dolar olarak tespit edildiğini hatırlattı. Bu rakamın büyük bir para olduğunu, bu nedenle devlet bütçesinden bu paranın karşılanmasının mümkün olmadığını ifade eden Bakan Gül, "Bunu dışarı vermeyi istemezdik ancak kim alırsa ona vereceğiz. İhaleye çıkacağız. İhale süreciyle ilgili önerileriniz varsa bize söyleyin. Herkes bu ihale için müracaat edebilir" şeklinde konuştu.