Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Neden Aşık Oluruz: Romantizm ve Hüsranın, Doyum İçin Gerekli Olmasının Çelişkili Psikolojisi

Tüm aşk hikayeleri korku hikayeleridir. Aşık olmak bizi, sahip olduğumuzun farkında olmadığımız korkularla tanıştırır."

Neden Aşık Oluruz: Romantizm ve Hüsranın, Doyum İçin Gerekli Olmasının Çelişkili  Psikolojisi

Adrienne Rich, "Aşk doğrularımızı nasıl arıtıyor?" isimli makalesinde şunları yazıyor: "iki insanın "aşk" kelimesini kullanma hakkı olduğu onurlu bir insan ilişkisi; ilişkideki her iki insan için hassas, şiddetli ve sıklıkla korkutucu bir süreçtir; birbirlerine anlatabildikleri gerçekleri arıtma süreci."

Ama aşkın hem elektriğine ve hem de kızgınlığına katkıda bulunan - heyecan-terör, istek-hayal kırıklığı, özlem-beklenmeyen kayıp - gibi ikililiklerin yanısıra, şu bir gerçek ki bu karşılıklı doğruları arıtma, zorunlu bir kurgudan geçmek zorunda: Bizler sadece bizim tamamen dışımızda olan bir insana değil, onun iç dünyamızda eksik olan şeyleri doldurabileceği hayalimize de aşık oluyoruz.

Psikoanalist Adam Phillips, bu ana çelişkiyi alışılmadık bir netlikte ve incelikte "Yaşanmamış Bir Hayattan Mahrum Kalmak" ("Missing Out: In Praise of the Unlived Life") kitabında anlatıyor.

Phillips kitabında şunları söylüyor:

*"Tüm aşk hikayeleri korku hikayeleridir...Aşık olmak, sahip olduğunuzu bilmediğiniz korkuları fark etmeniz demektir (kişinin oluşan korkuları ve kişinin bunu tedavi etme denemeleri); birini istediniz, bir şeye aç kaldınız ve sonra bir baktınız o şey orada. Ve o deneyimde yenilenen şey, korkunun şiddeti ve doyumun şiddeti. Sanki ilginç bir şekilde, gelene kadar kim olduğunu bilmediğiniz birini bekliyordunuz. Hayatınızda bir şeyin eksik olduğunun belki farkındaydınız belki değildiniz, ama istediğiniz insanla tanışınca farkında oldunuz. Psikoanalizin bu aşk hikayesine ekleyeceği şey, aşık olduğunuz insan gerçekten de hayallerinizin kadını veya erkeği; onunla tanışmadan onu hayal ediyordunuz. Ama öylesine değil, hiçbir şey öylesine değildir, hem yaşanmış hem de arzu edilmiş önceki deneyimlerinize bağlı olarak hayal ediyordunuz.

Onun o kişi olduğunu kesin olarak biliyorsunuz, çünkü bir anlamda onu zaten tanıyordunuz ve onu zaten bekliyor olduğunuz için, size ne kadar yabancı da olsalar onu ezelden beri tanıyor gibi hissedersiniz. O size tanıdık gelen bir yabancı bedeni.

Bu tanıma ve yabancı olma ikilisi, geçişmeli ilişkiye, abayı yakmış her aşık kişinin yakından bildiği - sevdiğimiz kişinin varlığı için özlem duyarken onun yokluğunda acı çekmek - şeklinde yoğun şiddette 'varlık ve yokluk' olarak yansır."*

Phillips sözlerine şöyle devam ediyor:

*"Hayallerinizdeki kişiyle tanışmayı ne kadar istiyor ve ümit ediyor olursanız olun, ancak onunla karşılaştıktan sonra onu özlemeye başlarsınız. Yani bir şeyin özlenmesi için önce var olması gerekir. Böyle bir özlem duyma, onunla karşılaşmadan önce de gerçekleşmiş olabilir, ama onun yokluğundaki hüznü tümüyle hissetmeniz için onunla karşılaşmanız gerekir

Aşık olmak ve tutkunuzu bulmak; farkında olmadan korku duyduğunuz şeyi bulma, resmetme ve tasvir etme girişimleridir."*

En Çok Aranan Haberler