ABD'li yıldız Angelina Jolie'nin meme kanseri riski yüzünden mastektomi yaptırdığını açıklaması üzerine, Türkiye'de aynı riski paylaşan bir kadın, BBC Türkçe'ye teşhisten ameliyat kararına varan yolculuğunu anlatıyor.*
Bizim baba tarafında bütün kadınlar kanserden öldü, rahim kanserinden.
Yani ailede riskin yüksek olduğunu biliyorduk aslında -- ama kendimize kondurmuyorduk.
Sonra bizim kuşaktan bir kuzende kanser çıkınca, BRTA1 geninde mutasyon taraması da yapıldı ve sonuç pozitif çıktı.
Bunun üzerine doktorlar bütün aileye tarama önerdi. Ama 10 kadın kuzen arasında bir tek ben yaptırdım bu taramayı.
Tarama kararını almak için bile, psikolojik olarak çok güçlü olmak lazım.
Zaten ailede bir kişi kanser olunca herkes olmuş gibi oluyor, çok ağır bir psikoloji.
Yakınınızı hayatta tutmaya çalışırken bu zorlu yolculuğa sizin de çıkabileceğiniz düşüncesi çok ağır.
Ama ben biliyor olmayı tercih ettim. Çok araştırdım, okudum, yurt dışından kaynaklara baktım ve gözümü kapatıp testi yaptırdım.
Sonuç pozitif çıktı.
Süreçler Türkiye'de bundan 3-4 yıl önce daha zorlu yürüyordu.
Bu işin psikolojik boyutunun ne kadar yoğun olduğunu doktorlar tam bilmiyordu. Sizin dilinizden konuşan, doğru yaklaşan doktor bulmak çok zordu.
Her görüşmeden ağlayarak çıkıyordum. "%90 kanser olacaksın. Hemen yat, alalım memelerini" diye, dan da söylüyorlardı yüzüme.
Sağlıklı bir insan olarak girdiğiniz muayenehanede %90 gibi rakamlar duymak, karşılığında kadın olarak vücudunuzun önemli bir parçasından ayrılmak çok zor.
Psikolojik yardım konusunda Türkiye'de herhangi bir örgüt, kurumsal bir destek yok, en zor kısmı da bu zaten.
Destek grupları daha yeni yeni oluşuyor -- çünkü zaten çok az insan test yaptırıyor.
Yaptıranlar da hem psikolojisinin ağırlığından, hem bir daha sağlık sigortası bulamamak korkusuyla kimliklerini açıklamaya çekiniyor.
Ben de ailemdem destek aldım, onun dışında psikoloğa gittim kendimi hazırlamak için.
Hazır olunca, rahim ameliyatımı oldum.
Şimdi de meme ameliyatı olmam gerekiyor ama peşpeşe yaptırması zor. Psikolojik olarak hazır olmam gerekiyor, bekliyorum ben de.
Bu arada takip protokolleri çok ağır. Her altı ayda bir MR, mamografi, kan testi yaptırmak gerekiyor.
Ve hala her kontrolde doktorlarla cebelleşiyorum, hemen ameliyat olmuyorum diye kavga ediyoruz.
Rakamlardan söz eden doktorların anlayamadıkları şey şu ki, bu benim için bir geçiş süreci ve hazır olmam gerekiyor.
Onların da bu süreci anlayarak, sakin ve korkutmadan konuşmaları gerek.
Bütün bu zorluklara rağmen risk testini yaptırmanın gereğine kuvvetle inanıyorum.
Birinci dereceden akrabası meme ya da rahim kanseri olan her kadının bu testi yaptırması, kendisinde bu tür bir kanser çıkan her kadının çocuklarına bu testi yaptırması gerekiyor.
Görmezden gelmek ve kaderci olmak da bir seçim tabii - ama ben cesaret göstererek tedbirli olmayı seçtim.
Rahim ameliyatında, bir haftalık bir zorluk çekerek, riskimi %70'lerden sıfıra indirdim. Dünyanın sonu da gelmedi.
(*) Okurumuzun isteği üzerine adı gizlenmiştir.
Siz de bu konudaki görüşlerinizi, deneyimlerinizi paylaşmak isterseniz aşağıdaki formu kullanarak bize ulaşabilirsiniz.